Davalı hakkındaki dava red edildiğine ve değeri belirlenmediğinden anılan davalı yararına tapudaki değeri dikkate alınarak maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Davalı dördüncü kişi şirketin ticaret sicil adresinde bulunduğu yer mahkemesinin de tasarrufun iptali davasına bakmakla yetkili olduğu (HMK. mad. 7)-
İptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine ve ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabileceği- Alacağın dayanağı düzenleme şeklinde satış vaadi ve inşaat sözleşmesinde olduğu gibi, dava konusu iptali istenen tasarruf işlemin de davalı borçlu şirket adına şirket ortağı ve temsilcisi tarafından şirket nam ve hesabına yapıldığı, iptali istenen tasarruflara konu taşınmazların aslında borçlu şirkete ait olması nedeniyle (nam-ı müstear şeklinde) davanın esasına girilmesi taraf delillerinin toplanması dava konusu tasarrufların İİK'nun 277, 278, 279, 280 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadıkları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece, "davalı şirketin dava konusu taşınmazda hiçbir zaman malik olmadığı gibi diğer davalının da borçlu şirketin tasarrufu ile malik olmadığı" gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dava konusu taşınmazların tasarruf tarihindeki rayiç değerleri belirlenmemiş olup, taşınmazların satış tarihindeki rayiç değerleri yargılama aşamasında yapılacak keşif sonucu bilirkişi aracılığıyla belirlenecek ve taşınmazın rayiç değeri le alacak miktarı karşılaştırılarak hangisi düşük ise o bu davanın değeri olarak kabul edileceğinden, mahkemece dava konusu taşınmazların üzerine taşınmazların tapudaki değerleri üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesinin isabetli olmadığı, mahkemece İİK. mad. 283/1 hükmü de gözetilerek, davacının dava konusu takip dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle (taleple bağlı kalınarak) sınırlı olarak dava konusu taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği-
Men-i müdahale ve ecrimisil davasının TBK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan dava ile birleştirilerek görülmesinin hatalı olduğu- İİK'nun 277 vd. veya TBK'nun 19. maddesine göre açılmış muvazaaalı işlemin iptali istemine ilişkin davalarda, davacının davalılardan bir alacağı olmaması halinde, mahkemece, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarında, genel yetki kuralının uygulanması gerektiği ve HMK. mad. 7/1 uyarınca, davalı birden fazla ise davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği- HMK. mad. 14 gereğince, bir gerçek ve veya tüzel kişinin başka bir yerde şubesi varsa o şubenin işlemlerinden dolayı şubenin bulunduğu yerde de dava açılabileceği- Dava konusu alacağa ilişkin faturalarda borçlu şirketin adresi olarak şube adresinin yer aldığı, dava konusu ödeme emrinin borçlu şirkete bu şube adresinde tebliğ edildiği ve borçlu şirketin Ankara'daki şube adresinde haciz yapıldığı anlaşıldığından, davanın yetkili Mahkemede açıldığı kabulü gerektiği-
Davanın geri alınması hakkında karar vermesi için hükmün bozulması gerektiği-
6183 s. K. mad. 25 uyarınca, iptal davasının borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçılarına veya kötüniyet sahibi diğer kişilere (alıcılara) karşı açılacağı- 6183 s. K. mad. 24. vd uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
İİK'nın 277 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda hükmedilecek harç ve vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu taşınmazın tasarruf (satış) tarihindeki rayiç (gerçek) değerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasında davalı-borçlu hakkındaki takiplerin kesinleşmiş olması aranmakta olup, itirazın iptali ve diğer itiraz davalarının kesin olarak sonuçlanıp sonuçlanmadığı araştırılarak, kesinleşmemiş ise anılan davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi gerektiği-