Dosyadan yapılan hacizler İİK'nun 105.madde kapsamında olup anılan yasanın 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde olduğundan bu takiple ilgili olarak davanın esasına girilerek taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Davanın borçlu hakkında kesinleşmiş takip bulunmadığı, dolayısı ile davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İptali istenen tasarrufun senet ve kullanılan kredi sözleşmelerine dayalı borçtan sonra yapılmış olduğu görüldüğünden,  borçlunun çocukları olan davalı 3. kişiler (İİK. mad. 278/3-1) ve borçlunun çalışanı davalı 4. kişi (İİK. mad. 280) yönünden tasarrufun iptali gerektiği- İcra takibine itiraz üzerine davacı alacaklının itirazın iptali davası açtığı anlaşıldığından,  bu davanın davacı lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş olması halinde, anılan takip dosyası yönünden de tasarrufların iptaline, aksi takdirde kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi, davalı borçlu lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş ise anılan takip dosyası yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmaz hakkında davacı tarafından açılan ve mahkemenin ...... Esas sayılı dosyasında yargılaması devam eden tapu iptali ve tescil davası bulunduğundan, bu davanın sonucu görülmekte olan davanın sonucunu etkileyeceğinden, belirtilen davanın sonucunun bekletici mesele yapılarak davacının haklılığının tesbiti halinde bu davanın değerlendirilmesinin yapılması gerekeceği-
Takibe konu senetlerin tanzim tarihleri gözetildiğinde,  iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının önkoşul yokluğu nedeniyle reddine, kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına maktu vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiği-
Borcun doğumundan sonra davalı anneye yapılan taşınmaz satışlarının mal kaçırma amacı ile yapıldığından bahisle bu parseller yönünden davanın kabulü gerektiği- TBK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkin davada,  borçlu tarafından satışı yapılamayan taşınmazlarla ilgili olarak, dava husumet yokluğundan reddedildiğinden, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davası davalı borçlunun yerleşim yeri adresinde açıldığından, HMK'nun 7/1 maddesi gereğince mahkemenin yetkili olması nedeniyle davanın esasına girilmesi gerektiği- Tasarrufun iptali davası gayrımenkulün aynına ilişkin dava olmayıp şahsi dava niteliğinde olduğundan, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olmadığı- Haksız fiile ilişkin davalardaki yetki kuralının kesin yetki olmayıp seçimlik yetki olduğu-
Muvazaa nedeniyle icra takibindeki satışın iptaline yönelik açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında, aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasında ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından (veya bozulmasından) sonra bile sunulabileceği- Borçlunun adresinde yapılan haczedilen ev eşyalarının ihalede satıldığı, üzerinde başka hacizlerin olduğu anlaşılan borçluya ait otomobilin de borcu karşılayacak değerde olmadığı, sonraki hacizde borçluya ait haczi kabil malvarlığının bulunamadığı anlaşıldığından, borçlunun aciz halinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği- Yargılamanın her aşamasında sunulabilme imkanı olan aciz belgesinin sunulması için verilen kesin sürenin hukuken sonuç doğurmayacağı-
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalkmış olduğu ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Yetki itirazında ortak yetkili mahkemenin belirtilmemiş olması halinde itirazın geçersiz olacağı- Muvazaa (TBK. mad 19) nedenine dayalı iptal davasının kabulü halinde, İİK'nun 283.maddesinin kıyasen uygulanarak haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi gerektiği- Davalı üçüncü kişiye satışa rağmen aidatların borçlu şirket ortağı tarafından yatırıldığı anlaşıldığından davanın kabulü gerektiği- Borçlu ile davalı arasında yapılan satıştan dolayı diğer davalıların sıfatlarının bulunmadığı-