Davalılar, "dava konusu taşınmazın ön sözleşme ile 300.000 TL'ye alındığını, satış bedelinin 140.000 TL'sinin kaparo olarak borçlunun vekili ve aynı zamanda amcası olan kişiye; kalan 160.000 TL'nin de banka havalesi ile borçluya ödendiğini" beyan ederek banka havale makbuzunu da sunmuş olduğundan, mahkemece adi satış sözleşmesinde isim ve imzaları bulunan borçlunun amcası ile davalı 3.kişinin babasının banka hesap hareketleri istenerek gerektiğinde banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak "140.000 TL" kaparonun ödenip ödenmediğinin tespiti ile tasarrufun iptali davası sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı üçüncü kişinin taşınmazları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değerleri üzerinden alacak miktarı kadar tazminattan sorumlu tutulması gerekeceği (6183 s. K. mad. 31)- Dördüncü kişi olarak kötü niyetli oldukları ispatlanamayanlar yönünden tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Taraflar arasındaki boşanma davası devam ederken, davalı kocanın evlilik birliği içerisinde edinilen mallarını boşanma davası ve edinilmiş mallara katkı payı alacağı davası sonucunda meydana gelecek borçlardan kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalılara devrettiği ileri sürülerek muvazaa (TBK. mad. 19) nedeniyle açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Borcun doğumuna ilişkin vakıaların kanıtlanması bakımından tanık dinlenebileceği- Mahkemenin "HMK. mad. 200/2 uyarınca, açık bir muvafakat bulunmaması ve senede karşı ancak yazılı delille ispat kuralı nedeniyle de tanık dinlenemediği"nden kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Aciz vesikası, tasarrufun iptali davası dava şartı olup, davacı tarafından aciz vesikası veya geçici aciz vesikası niteliğinde haciz tutanağı ibraz edilmediğinden mahkemece davanın bu nedenle reddi gerektiği-
Mecburi hasım durumunda olan borçlunun en yakın mirasçılarının mirası red davası açtıklarından bu davanın sonucunun beklenilmesi gerekeceği, bu durumda mirasın reddi davasının sonucunun beklenilmesi, mirasın reddine karar verilmesi halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözülmesi için mahkemece mahallin sulh hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesinin sağlanması, anılan mahkemece borçlu için atanacak veya yetkilendirilecek bir temsilci huzuru ile davaya devam olunması gerekeceği-
Boşanma davası ve edinilmiş mallara katkı payı davası devam ederken, davalı kocanın kendisine ait taşınmazları meydana gelecek borçlardan kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiğini ileri sürerek TBK. mad. 19 uyarınca davacı eş tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, icra takibi ve aciz vesikası ibrazı zorunlu olmadığından mahkemece davacının dayandığı dava dosyasının sonucunun beklenilmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra dava dosyasının işlemden kaldırıldığı ve 3 aylık yasal sürenin geçmesinden sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşıldığından mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin tamamına hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı 3. kişi tarafından bildirilen fabrikanın kiralanması, demirbaşların devralınması ve vergi levhası kapsamında faaliyete başlanması tarihinden sonra borçluya bu adreste tebligatlar yapılması, borçlu şirket çalışanlarının fabrikaya ilişkin işlemlere katılması karşısında devrin muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılarak 3. kişinin açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Danışıklı ve geçersiz bir devir söz konusu olduğundan, davalı alacaklı tarafından karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının "hukuki yarar yokluğundan reddine" karar verilmesi gerektiği-
Tapu akit tablosuna göre davalılardan üçüncü kişi ile borçlunun komşu olduğu, davalı üçüncü kişinin taşınmazı borçludan satın aldıktan kısa süre sonra borçlunun kardeşine satış yapmasının iyiniyetli olmadığı dolayısı ile borçlunun mali durumunu bildiği kabul edileceğinden, taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasındaki bedeli farkının tesbitine gerek bulunmadığı halde bu yönde davacıya keşif masrafı yatırılması için süre verilmesinin isabetsiz olduğu- Davanın konusuz kalması halinde, "konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına", yargılama giderinin ise, tarafların haklılık durumları tesbit edildikten sonra oluşacak sonuca göre hükmedilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın davalı üçüncü kişi tarafından ihaleden alınması ve davalı dördüncü kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması karşısında, tasarrufun iptali istemiyle açılan davanın reddi gerektiği- Dava önşart yokluğu nedeniyle reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
