Davanın geri alınması hakkında karar vermesi için hükmün bozulması gerektiği-
6183 s. K. mad. 25 uyarınca, iptal davasının borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçılarına veya kötüniyet sahibi diğer kişilere (alıcılara) karşı açılacağı- 6183 s. K. mad. 24. vd uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
İİK'nın 277 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda hükmedilecek harç ve vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu taşınmazın tasarruf (satış) tarihindeki rayiç (gerçek) değerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasında davalı-borçlu hakkındaki takiplerin kesinleşmiş olması aranmakta olup, itirazın iptali ve diğer itiraz davalarının kesin olarak sonuçlanıp sonuçlanmadığı araştırılarak, kesinleşmemiş ise anılan davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
İptali istenen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmaması halinde, tasarrufun iptali davasının önkoşul yokluğundan reddi ve davalı lehine maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği- Borçlunun aynı gün üç adet dükkan niteliğindeki taşınmazını aynı kişiye satması ve bu taşınmazların (haciz ve ipotekle yüklü) rayiç değerlerinin çok üzerinde bir bedelle satılması hayatın olağan akışına uygun olmadığından, tasarrufların İİK. mad. 280/1 gereğince davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği- Taşınmazların davalı 3. kişi şirket tarafından borçludan alındıktan sonra dava dışı borçlunun eşine satılmış olup, aynı taşınmaz daha sonra da bir çok kez satılarak el değiştirdiğinden, anılan taşınmazlara ilişkin tapu satış senetleri ile taşınmazların borçludan sonraki tüm maliklerini gösterir tedavül kayıtları istenerek İİK'nun 282. maddesi gereğince diğer kişilerin de davaya dahil edilmesi gerektiği- Dava konusu büroların icra ihalesi sonucu alan kişi tarafından alınarak dahili davalılara satıldığı savunulduğundan bu konudaki savunma da değerlendirilerek taraf teşkilinin sağlanması ve dava konusu tasarrufların İİK'nun 278, 279, 280, 283/2 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi gerektiği- Tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen bedel arasında misli fark bulunmamakla birlikte davalının taşınmazı, borçluya iade ettiği evin bedeli olarak senetle birlikte yani alacağına mahsuben aldığını beyan ettiğinden ve adı geçen davalılar arasında yine başka bir taşınmaz satışı bulunduğundan davalının borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu anılan taşınmaz yönünden yapılan tasarrufun İİK. mad. 280/1 madde gereğince iptaline, anılan taşınmaz daha sonra iyiniyetli bir başka davalıya satıldığından, davanın bedele dönüşmesi nedeniyle taşınmazın elden çıkarıldığı tarihteki bilikişi tarafından belirlenen tazminatın davacının dava konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Prim ve işsizlik sigortası alacağına dayalı 6183 s. AATUHK'nun 24 vd. maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasının iş mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davanın bedele dönüşmesi halinde bedel üzerinden faiz yürütülmesinin ve bu bedelden borçlunun sorumlu tutulması şeklinde hüküm kurulmasının tasarrufun iptali davalarının amacına uygun olmadığı-
Borçlu tarafından verilen şikayet dilekçesindeki iddiaları ve bu iddiaları teyid eden tanık anlatımları dikkate alındığında borçlu ile davalı üçüncü kişinin önceden tanışıklıkları olduğu ve borçlunun mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğu sabit olduğundan, İİK'nun 280.maddesi gereğince borçlunun alacaklılarından ızrar kastını bildiği anlaşılan davalı üçüncü kişi yönünden davanın kabulüne ve dördüncü kişinin kötüniyeti kanıtlanmadığından İİK. mad. 283/1 gereğince bedele dönüşen davada taşınmazın üçüncü kişinin taşınmazı elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri kadar alacak ve ferilerini geçmeyecek kadar tazminatla sorumlu tutulması karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece davanın tapu iptali ve tescil davası olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de kurulan hüküm gerekçe içermediği gibi, hukuki değerlendirmenin de hatalı yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu kabul edilerek öncelikle dava koşulları yönünden inceleme yapılması, dava koşullarının varlığı halinde de dava konusu tasarrufun İİK'nun 278,279,280 maddeler gereğince, 13.5.2008 tarihli tasarrufun da İİK'nun 280.madde gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı şirket lehine verilen ipotek tesisinin mutad ödeme aracı olarak kabul edilmemesinin hatalı olduğu- Alacaklı, her zaman borçluya ait taşınmazlar üzerinde alacağını garanti altına alabilmek için ipotek tesisi isteyebileceğinden, ipoteğe konu alacağın gerçek ve ipotek verilen şeye göre orantılı olmasının irdelenmesi gerektiği- Davacı alacaklı ve borçlunun ticari defterleri incelenmiş, üçüncü kişi şirketin ticari defteri ise incelenmemiş, borçlunun ticari defteri üzerindeki inceleme ise davalı şirketin alacağını tesbit yönünden yetersiz ve belirsiz olduğundan, mahkemece, borçlu ve davalı üçüncü kişi şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak, iptali istenilen ipoteğe konu alacağın miktarı, taşınmaz değerine göre oranı ve makul olup olmadığı tesbit edilerek, ipoteğin geçersiz olduğunun tespiti halinde hem davalı şirket lehine tesis edilen ipoteğin, hem de bu ipotekten sonra anılan şirketin ortağı davalıya yapılan satışın iptaline karar verilmesi; ipoteğin geçerli olması halinde sadece satışın iptaline karar verilmesi gerektiği-