İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak, TBK'nun 19.maddesine göre dava açılabilmesi için davacının davacının kesinleşmiş bir takibin varlığının ön koşul olmadığı ancak davacının bir alacağının olmasının da bir dava şartı olduğu- Mahkemece, boşanma ve mali haklara ilişkin kararın kesinleşmesinin beklenerek, kararın kesinleşmesi ve davacının eşinden boşandığı ve alacağının olduğunun anlaşılması halinde, davalı tarafından yapılan satış sırasında boşanma davası açılmamış ise de, davalı üçüncü kişinin, kardeşi olan davalı-borçlu le davacı-alacaklı arasındaki sorun ve geçimsizliklerden haberdar olduğu, nitekim hem kendisi hem de eşi tarafından boşanma davasının yargılaması sırasında tanıklık yaptığı bu hali ile satış sırasında davalı borçlunun durumu hakkında bilgi sahibi olmadığı dolayısı ile iyiniyetli olduğundan söz edilmeyeceğinden davanın kabulüne, davacının alacağının olmadığının sabit olması halinde davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasa'nın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdirinin doğru olmadığı-
Alacak, temlik eden yönünden hangi tarihte doğmuş ise, alacağı temlik alan yönünden de alacağın aynı tarihte doğduğunun kabulü gerektiği- Takip dayanağı çekin ileri tarihli düzenlendiği anlaşıldığından, alacağın tasarruf tarihinden önce doğduğunun kabulü ile tasarrufun iptali davasının esasına girilmesi gerektiği- Tasarrufun iptali davasının dava koşulu yokluğundan reddi halinde, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3. maddesi 1. cümlesi gereğince avukatlık ücretinin tarifede yazılı miktardan az olamayacağı, dava değeri üzerinden hesaplanan nisbi vekalet ücreti 671.28 TL ise de belirtilen hüküm gereğince karar tarihindeki maktu vekalet ücreti 1.320,00 TL olduğundan bundan daha az vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Muvazaa (TBK. mad. 19) hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkin davada,davalılar arasındaki ilişkinin tespiti açısından davacı tarafın delil listesindeki tanıklarının çağrılarak davalılar arasındaki ilişkinin ne olduğunun sorulmadan muvazaa olgusuna ilişkin davalı üçüncü kişinin kötü niyetli olup olmadığı araştırılmadan eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Mahkemece taktir hakkı kullanılarak dava konusu taşınmazdaki teras kat için de bir miktar tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak teras için değer biçilmişse de, terasın değeri hususunda da bilirkişiden ek rapor alınmadan hüküm kurulamayacağı-
Davacı tarafından aynı davalılar aleyhine aynı taşınmazla ilgili olarak tasarrufun iptali istemi ile açılan davanın "açılmamış sayılmasına" karar verildiği görüldüğünden, TBK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkin davanın görülmesinde bir engel olmadığı- İİK. mad. 277 vd.na dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak, TBK'nun 19. maddesine göre dava açılabilmesi için davacının davacının kesinleşmiş bir alacağının varlığının ön koşul olmadığı- Davacının, açtığı katkı payı alacağı davası sonucunda bir alacağının doğması mümkün olduğundan, mahkemece katkı payı alacağı davasının sonucunun bekletici mesele yapılarak, davacının bir alacağının varlığının saptanması halinde, davanın esasına girilerek satışın muvazaalı olup olmadığının araştırılması ve varlığının saptanması halinde ise İİK. mad. 283 /1 maddesinin kıyasen uygulanarak alacağın tahsiline imkan verilecek şekilde hüküm tesis edilmesi; aksi durumda, yani davacının bir alacağın olmadığının anlaşılması halinde ise davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı alacaklının borçlu hakkındaki aynı borcun teminatı için verilen ipoteğin henüz paraya çevirmediği ve borçlu adresinde yapılmış bir haczin olmadığı ve bu hali ile davanın görülebilmesi için gerekli olan borçlunun aciz halinin gerçekleşmediği anlaşıldığından, tasarrufun iptaline ilişkin davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi ve davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davanın SGK'nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkin olduğu, bu durumda, uyuşmazlığa genel mahkemelerde bakılamayacağından ve görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece bu husus görevi nedeniyle resen gözönünde tutularak, davanın görev yönünden reddi ile dosyanın ....... İş mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının dava dilekçesi ekinde delil olarak ibraz ettiği, haciz tutanağında, dava dışı kişi işyerinde yapılan hacizde istihkak iddiasında bulunulduğu ve sonuçta söz konusu tutanağın geçerli bir aciz vesikası hükmünde olmadığı görüldüğünden, tasarrufun iptali davasının aciz hali ispatlanmamış olduğundan ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davacının davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı yükleniciye isabet eden 3 bağımsız bölümün İİK. mad. 94/2 uyarınca yüklenici adına tescilini; diğer 2 bağımsız bölüm yönünden ise, tasarrufun iptali talep etmiş olup, bozma ilamı gereğince tefrik edilen her iki davanın da icra takibine konu alacağını tahsili amacıyla açılmış olduğu- Tasarrufun iptali davası, temyiz edilmeden kesinleştiğinden, öncelikle, bu davaya konu 2 taşınmazın davacının alacağını karşılayıp karşılamadığının tespit edilmesi, karşıladığının anlaşılması halinde, İİK. mad. 94/2 uyarınca açılan dava konusuz kalacağından karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiği- Tasarrufun iptali davasına konu anılan bölümlerin, davacının alacağını karşılamadığının anlaşılması halinde ise; dava konusu ... bağımsız bölümün arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin teminatını teşkil etmesi nedeniyle eksik işler bedelinin bu bağımsız bölümden karşılanacağı hususu da gözönünde bulundurularak davalı arsa sahibinin, ilam ile belirlenen eksik işler bedeli ve gecikme tazminatının tahsili için başlattığı icra takibindeki miktar hesaplanıp dava konusu olan .. numaralı bağımsız bölümde, bu bedele karşılık gelen hisse belirlenerek kalması halinde artan hissenin davalı yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerektiği-