İtiraz eden borçlunun, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği-
Takibe konu senette yer alan imzaya itiraz edilmesi durumunda, "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğunun gözetilmesi ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya gidilmemesi gerektiği- Takibe dayanak bono üzerinde yaptırılan imza incelemesi sonucunda, “imzanın, borçlu şirketin yetkilisinin eli ürünü olmadığının tespit edildiğinin bildirildiği’, anılan rapora alacaklı vekili tarafından itiz edilerek vekaletnamede yer alan borçlu imzasının mukayese alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının talep edildiği görüldüğünden, mahkemece ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak alacaklı tarafından ibraz edilen vekaletnamenin mukayeseye esas alınmak üzere usulünce yeniden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin dayanağı “Alacağın temliki, Sulh, İbra ve Feragat sözleşmesi” başlıklı belgenin, kayıtsız şartsız, belirli bir para borcu ikrarını içerdiği- Bu belge altındaki imza açıkça inkar edilmediğinden de, İİK mad. 68 kapsamında borç ikrarını içeren belge niteliğinde olduğu- Mahkemece, "itirazın kaldırılmasına" karar verilmesi gerektiği-
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 10.04.1992 tarih ve 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı belirtilmiş olup, mahkemece yapılacak işin; önceki karar ile bağlı olmaksızın çelişki giderilmek suretiyle yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-
Borçlu aleyhine yapılan kambiyo senetlerine mahsuz haciz yolu ile takibin iptaline ilişkin karar kesinleştiğinden, aynı senede dayanılarak genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibine başlanmasında bir engelin olmadığı-
Mahkemece, öncelikle, ilgili yerlerden getirtilen ve dosya kapsamına bulunan borçluya ait karşılaştırma yapmaya elverişli imzaların esas alınması suretiyle usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından dosyaya celbedilen imza örneklerinin rapor tanzimine yeterli görülmediğinin belirtilmesi durumunda ise; borçluya İİK’nun 68a/5. maddesi uyarınca meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, geldiğinde, imza ve yazı örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece yasanın öngördüğü bu usule uyulmadan doğrudan borçluya meşruhatlı davetiye gönderilerek gelmediğinden bahisle istemin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Yerel mahkemenin ............... E. sayılı dosyasından verilen müzekkere cevapta, dosyanın karar henüz çıkmadığı bildirildiğinden, mahkemece, mirasın hükmen reddine dair davanın bekletici mesele yapılması ve bu davanın sonucunun beklenmesi gerekeceği-
Borçlunun icra müdürlüğüne vermiş olduğu dilekçede faize de itiraz etmiş olduğu görüldüğünden, mahkemece; borçlunun faize yönelik itirazı da incelenerek, asıl alacak yönünden itirazın kaldırılmasına, faize yönelik itirazın kaldırılması talebi yönünden ise oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun icra müdürlüğüne itirazında 7.700 TL alacak için itiraz ettiği de dikkate alınarak, müşterek reşit çocuk için istenen 1.500,00 TL nafaka bedeli yanında alacaklı tarafından kabul edilen ödemelerin toplamı olan 2.709,00 TL yönünden itirazın kaldırılması talebinin reddine, 3.491,00 TL alacak yönünden ise itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekECEĞİ-
Alacaklının itirazın kaldırılması isteminin, takip dayanağı belgenin İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olmaması sebebiyle reddine karar verildiğine göre, bu durumda, borçlu yararına tazminat verilmesi için aynı maddenin son bendinde öngörülen “talebin esasa ilişkin nedenlerle reddi” koşulu oluşmayacağından, alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-