İCRA VE İFLÂS KANUNU > 7 - İflâsın Hukuki Neticeleri > - II. ALACAKLILARIN HAKLARI ÜZERİNE İFLASIN TESİRLERİ > Madde 206 - Adi ve rehinli alacakların sırası
Takibe konu iş kazasından doğan manevi tazminat alacağının da İİK.'nun 179/b maddesinde sayılan imtiyazlı alacaklardan olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
İİK.’nun 179/b maddesi uyarınca, iflasın ertelenmesi kararı üzerine, İİK.’nun 206. Maddesinin “birinci sırası”nda yazılı alacaklar için haciz yolu ile takip yapılabileceği, bu madde de yazılı bulunan “iflasın açılmasından önceki bir yıl” ifadesiyle kastedilen sürenin “iflasın ertelenmesi halinde, erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl” olduğu-
Borçlunun talebi üzerine iflasın ertelenmesine karar verildiği, İİK'nun 206/1. maddesi kapsamında kalan alacaklarla ilgili takipler ve rehinli takipler hariç olmak üzere, borçlu hakkındaki tüm takiplerin tedbiren durdurulmasına karar verildiği, Vergi Dairesi alacaklarıyla ilgili olarak tedbir kararından sonra haciz konulduğu, bu durumda, sıra cetveline konu alacaklardan yalnızca şikayetçinin alacağıyla ilgili olarak takip sürdürülebilir nitelikte olduğu, Vergi Dairelerinin alacağı kamu alacağı olsa da anılan tedbir kararı uyarınca takibin devam ettirilmesi ve haczin paraya çevrilmesi mümkün olmadığı, aksi düşünüldüğünde tedbir kararının kapsamının daraltılmış olacağı, buna göre tek yürütülebilir haczin, şikayetçi alacağı için başlatılan icra takibiyle ilgili konulduğu gözetilerek, buna göre hüküm kurulması gerektiği- Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, şikayete konu müdürlük işleminde alacaklı tarafın vergi dairesi olduğu, bozma ilamından önce husumet itirazının ileri sürülmediği ve taraf teşkili ile karar verildiğinden husumet itirazı yerinde görülmeyerek şikayetin kabulü ile müdürlük işleminin iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu-
Takibe konu işçi alacağının İİK. nin 206. Maddesinin birinci sırasındaki alacaklardan olmayıp İİK nin 179/b-3. Maddesindeki istisna kapsamına girmediğinden mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin isabetsiz olacağı-
İcra takibinde yapılan satış sonucu elde edilen satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi halinde icra dairesi tarafından alacaklıların bir sıra cetvelinin yapılması; sıra cetveli düzenlenirken de, ipotekli alacaklılar ile haciz uygulayan diğer alacaklıların İİK. mad. 151 uyarınca sıra cetvelinde gösterilmesinin gerektiği, buna göre, rehin bedelinin alacaklılar arasında paylaştırılmasında İİK. mad. 138 uygulanarak, satış tutarının alacaklıların alacağını ödemeye yetmemesi halinde, icra müdürlüğünce İİK. mad. 206/II ve III gereğince, sıra ve payların tayin olunacağı, ayrıca, açıkça atıfta bulunulduğu da gözetilerek, İİK. mad. 141, 142 ve 144'ncü maddelerinin de paylaştırmada uygulanacağı, böylece, ipotekli alacaklıların yanı sıra diğer alacaklılara da sıra cetvelinde yer verilmesi suretiyle sıra cetveline itiraz etme olanağın da sağlanmış olduğu; icra müdürlüğünce, ihalenin alacağa mahsuben yapıldığı ve ipotek alacaklısı dışında rüçhan hakkına sahip bir başka ipotek alacaklısı olmadığı gerekçe gösterilerek sıra cetveli düzenlenmemesine yönelik kararının isabetsiz olduğu-
Şikayetçi vergi dairesince, şikayet olunan bankanın alacağının taşıt alım kredisinden kaynaklanmadığını ve dolayısıyla rehnin bu alacağı kapsamadığını ileri sürmüş olduğundan, icra mahkemesince şikayet olunanın kredi sözleşmesi ve rehne ilişkin belgeler getirtilip incelenmeden eksik incelemeyle karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklının alacağının işçi alacağı olduğu ve imtiyazının sıra cetvelinde dikkate alınmasının gerekeceğine yönelik şikayetle ilgili olarak iflas dosyası kapsamında alınmış bilirkişi raporu incelenerek ve şikayetçi alacağının, İİK'nun 206/1 maddesi kapsamına giren alacaklardan olup olmadığı, alacağın iflasın açılmasından geriye doğru bir yıllık süre içinde tahakkuk edip etmediği hususları tartışılarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu alacak, işçi alacağı olup, alacak için açılan dava tarihinin 21.05.2009, ilamının karar tarihinin 27.10.2010 olduğu, iflasın ertelenmesi kararının ise, 25.03.2009 tarihinde verilmiş olup 22.01.2010 tarihinde de devam etmekte olduğunun tespit edildiği, bu durumda alacak, erteleme süresi içinde doğduğu ve İİK.nun 206. maddesinin birinci sırasındaki alacaklardan olduğundan tedbir kararının yasa gereği istisna kapsamında kaldığı anlaşıldığından, mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçinin alacağı, 206. maddenin 4. sırasında yer alan imtiyazlı olmayan alacaklardan olup; İİK’nun 207. maddesi uyarınca aynı sıra içindeki alacaklıların eşit şekilde tatmin edilmeleri gerekmesine göre, şikayetçiler vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı-