İflasın ertelenmesinden en fazla bir yıl öncesine ilişkin ve erteleme süresi içinde doğan işçi alacakları için haciz yoluyla takip yapılabileceği- İflasın açılmasından önceki bir yıl ifadesiyle belirlenen sürenin iflasın ertelenmesinde, erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl olarak kabulünün gerektiği-
İİK'nın 206/4-A maddesi gereğince işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatlarının birinci sıraya alınacağı, davacı ücret alacağının iflas tarihinden geriye doğru bir yıldan önceki dönemde tahakkuk ettiği, bu nedenle birinci sıra alacağı olmadığı-
İİK. mad. 142/1 hükmünde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve kendisine pay ayrılan alacaklıları ifade ettiği; şikayete konu sıra cetvelinde, kendisine pay ayrılmayan şikayet olunanlara husumet yöneltilmesinin isabetsiz olduğu- İİK'nın 206. maddesindeki imtiyazların, (hacze iştirak hali hariç, İİK.m. 100-101) haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde, sonraki tarihli haciz sahibi alacaklıyı önceki tarihli haciz sahibi alacaklının önüne geçiremeyeceği; şikayetçinin 6183 s. K. mad. 21/1 uyarınca ilk hacze iştirak etme hakkı bulunduğundan, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Eşya ve taşınmazın aynından doğan vergilerin rehinli alacaklardan da önce tahsil edilecekleri (6183 s. K. mad. 21/2, İİK. mad. 206/I ) -Motorlu Taşıtlar Vergisi, aracın aynından kaynaklandığından rüçhanlı olarak sıra cetveline kaydedilmesi gerektiği-
İflasın ertelenmesi davasındaki ihtiyati tedbir kararında, "icra takibi yapılmamasına veya yapılacak takiplerin iptali"ne ilişkin bir hüküm mevcut olmayıp, açılmış ve açılacak takiplerin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldığından mahkemece, alacaklı tarafından başlatılan icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 206 uyarınca, işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatlarının birinci sırada yer alacağı- Sürelerin hesaplanmasında alacak hakkında açılmış olan davanın devam ettiği sürenin hesaba katılmayacağı- Davacının alacağının iflas kararından önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmediği, davacının alacak için icra takibi yaptığı, ancak dava açmadığı, İİK'nın 206. maddesinde, sadece davanın açılması halinde sürelerin hesaplanmayacağının belirtildiği-
Takibe konu ilamın, ücret, kıdem ve ihbar tazminatı alacağı ve fer'ilerine ilişkin olup, İİK. 'nun 206. maddesindeki alacaklardan olduğu, iflasın ertelenmesi davası devam ederken verilen tedbir kararının bu alacağı kapsamadığı-
Şikayetçinin, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 166/2. maddesi kapsamında rüçhanlı olduğunu ileri sürdüğü bu alacakların icra takibinin asıl alacak kısmını oluşturduğu, İİK'nın 138/3. maddesinde ifade edilen vekalet ücretinin sırf bu takibe ilişkin giderler içerisinde yer alan vekalet ücreti olduğu, şikayetin konusunun, İİK'nın 138/3. maddesinde düzenlenen vekalet ücreti olmayıp, sıra cetvelinde şikayetçiye ayrılan vekalet ücreti alacağına ilişkin sıraya yönelik olduğu-
Kendisine sıra cetveli tebliğ edilmeyenin, davalıları hasım göstererek müstakil ve sıra cetvelindeki tüm alacağı konu alan bir dava açmak yerine, davaya aslen müdahale etmeyi tercih etmesi durumunda, sıra cetveline konu alacak üzerinde değil, sadece davaya konu edilen alacak tutarı üzerinde hak ileri sürebileceği, sıra cetvelinde ayrılan pay dava konusu olmadığından, bu tutar hakkında hüküm kurulmasının asli müdahaleye ilişkin düzenlemeye aykırı olduğu- Kamu borcu için gösterilen mallar üzerine haciz konulması suretiyle bunların teminatlandırılmasının mümkün olduğu ve bunlar hakkında cebrî icraya devam edilebilmesi için teminat gösterenden ödeme talep edilmesi gerektiği- Davalı Vergi Dairesinin kamu icra takibine devamla taşınmazın satışını yapması söz konusu olmadığından, başkası tarafından satışı yaptırılan taşınmaz için ödeme ihtarı göndermesinin beklenemeyeceği ve böyle bir ihtimalde, bu gerekliliğin yerine getilmediğinden söz edilerek alacaklının teminattan mahrum bırakılamayacağı, bu durumun, ipotek veren üçüncü kişiye, TMK. mad. 887 uyarınca ihbarda bulunmayan ipotek alacaklısının; bir başka icra dosyasından satış yapılması halinde rehin hakkından yoksun bırakılamayacağına ilişkin ilkeye paralel değerlendirilmesi gerektiği- Kamu alacaklarının hacze iştiraki ile buna ilişkin paylaştırmanın İİK.'nun 206. maddesinin değil, -sonradan yürürlüğe giren- 6183 s. AATUHK.'nun 21/1. maddesinde göre garameten yapılması gerektiği-