Davalı adına çıkarılan dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligat evrakı bila tebliğ iade edilmiş olup mahkemece davalı ...’a bu dosya kapsamında usulüne uygun yapılmış bir tebligat olmadığı halde davalının yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının ve davalıya usulüne uygun tebligat yapılmamış olmasına rağmen uygulama imkanı bulunmayan TK m.35’e göre gerekçeli kararın tebliği ile hükmün kesinleştirilmesinin 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil ettiği-
Davalı taraf dava konusu pay, üzerinde ipotek şerhi bulunurken takyidatlı olarak satın aldığını, daha sonra bu takyidatdan kaynaklanan borçların bir kısmının 28.12.2015 ve 27.06.2016 tarihli makbuzlar ile ... Deftardarlığı Muhasebe Müdürlüğüne ödediğini ileri sürüldüğüne göre, dava dışı satıcı ile davalı arasındaki satışın kapsam ve şartlarının doğru olarak tespit edilmesi gerektiği- Aksi halde, davalı tarafın savunmasının doğru olması ve şufa hakkının satış bedeli üzerinden kabulü durumunda, davacı taraf ödenen borç miktarı kadar sebepsiz zenginleşeceği-
Ön alım hakkının kullanılması nedeniyle taşınmaz mülkiyetini kaybeden davacının, harici satış sözleşmesi çerçevesinde ödediğini ileri sürdüğü bedelin taşınmazın tapudaki değerinden fazla olan kısmını satıcı davalıdan isteyemeyeceği- Davalı sebepsiz zenginleşmemiş ve fakat davacı alıcı, ön alım davası sonrası taşınmaz mülkiyetini gerçek bedeli geri alamadan kaybederek fakirleşmiş olup, bu fakirleşmenin sebebi de vergi ve masrafları daha az ödemek adına resmî belgenin düzenlenmesinde gerçeğe aykırı beyanda bulunulması olduğundan, kendi kusuru ile zarar gören davacının sebep olduğu zarara katlanmak zorunda olduğu-
Önalım hakkı, davacının dava sonuna kadar pay sahibi olması halinde devam edeceğinden, davacının payını devretmiş olması nedeni ile önalım hakkı sona ermiş olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Kanunu önalım hakkından söz edebilmek için paylı mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmazdaki payın üçüncü kişiye satılmasının gerektiği- Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereği gerçekleştirilen pay devirlerinde önalım hakkının varlığından söz edilemeyeceği-
Önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada; dava konusu temliki işlemlerin arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereği yapıldığı, bu durumda yapılan pay devirleri gerçek bir satış niteliğinde bulunmadığından, davacının önalım hakkını kullanmasının mümkün olmadığı-
Dava, sınırdaş arazi maliki tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkin olup, dava konusu tarım arazisinin resmi satış sözleşmesiyle davalı tarafından satın alındığı ve bu satış işlemiyle doğan önalım hakkının açılan bu dava ile davacı tarafından kullanıldığı olayda, önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra 5403 s. K. m. 8/İ-2 ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılmasının geçmişe etkili olamayacağı-
Dava konusu taşınmazın ilgili vergi dairesince de kabul edildiği üzere satış akdindeki miktarın ilk olarak beyan edilen (miktarın) değil düzeltme sonucu beyan edilen miktarın kabulü ile mahkemece bu miktar depo edilmek suretiyle hüküm kurulması gerektiği-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa; satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, kötüniyet iddiasının davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi; mahkemece kendiliğinden de nazara alınması gerekip, bu gibi halde; savunmanın genişletilmesinin söz konusu olmadığı, eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerektiği-
Tarım arazilerinde fiili taksim olgusu, önalım hakkına engel teşkil eder mi? Dava dilekçesinde dava değeri olarak gösterilen ve harcı yatırılan değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-