Davacı üçüncü kişi şirket, borçlu şirket ile arasındaki ilişkinin fason imalattan kaynaklı olduğunu belirttiğine göre, davacı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin ticari defter ve muhasebe kayıtları üzerinde, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak, davacı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında öteden beri devam eden fason imalata ilişkin iş ilişkisi olup olmadığının; devam eden ticari bir ilişkileri bulunup bulunmadığının, fason imalat dolayısıyla ödeme yapılıp yapılmadığının, aynı anda başka firmalara da fason üretim yapılıp yapılmadığının saptanması; bunun yanında hacze konu mahcuzlarla ilgili olarak davacı üçüncü kişi şirket tarafından sunulan fatura ve ödeme belgelerinin ticari defterlerde kaydının bulunup bulunmadığının belirlenmesi; öte yandan konusunda uzman inşaat mühendisi vasıtasıyla gerektiğinde yerinde inceleme yapılmak sureti ile sunulan faturalardaki malların hacizli mallara uygunluğu saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davaya dayanak icra takip dosyasında alacak miktarı ve mahcuzların değeri belirli olup, bu miktar ve değerlerden hangisi az ise dava değerinin bu yolla mahkemece dava değeri olarak belirlenmesi, bundan sonra yatırılacak miktar rakamsal olarak açıkça gösterilerek, verilen kesin süre içerisinde yatırılmasının istenmesi ve yatırılmamasının sonuçlarının da ihtar edilmesi gerekeceği-
Eldeki davada, davalıların çekişme konusu taşınmazda kayda ve mülkiyete dayalı bir haklarının bulunmadığı, tapu kaydındaki muhdesat şerhinin ilgililerine şahsi hak tanıyacağı, bu durumda ayni hak niteliğinde olan mülkiyet hakkına üstünlük tanımak suretiyle, TMK’nin 722. ve 723. maddelerindeki düzenlemeler de dikkate alınarak 'davalıların haksız müdahalesinin önlenmesine ve kal’e' karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile 'elatmanın önlenmesi ve kal isteminin reddine' karar verilmesinin doğru olmadığı-
Üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiası ile davalı alacaklının İİK’nin 97/17. maddesi uyarınca karşı dava olarak açtığı tasarrufun iptali talebine-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu-
Her ne kadar dava konusu haciz üçüncü kişi şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresinde yapılmış ise de; üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin faaliyet konularının aynı olduğu, borçlu şirketin tek ortağı ve yetkilisinin V. Y. olduğu, İİK'nin 8. maddesi uyarınca aksi ispat edilene kadar muteber olan dava konusu 25.06.2014 tarihli haciz tutanağı içeriğine göre, haciz adresine ilk gidildiğinde güvenlik görevlilerince V. Bey isimli şahsın on gün kadar önce haciz adresinden ayrıldığının beyan edildiği, haciz esnasında hazır olan üçüncü kişi şirket müdürü E. E.'ın, V. Bey'in borçlu şirketin sahibi olup kendisinin de arkadaşı olduğunu beyan ettiği, öncesinde kapatılarak evrak araştırmasına izin verilmeyen bilgisayarlar üzerinde borçlu şirket adı yazılarak yapılan araştırmada onbeş adet belgeye rastlandığı, bunun haricinde haciz adresinde borçlu şirket tarafından düzenlenen 14.09.2012 tarihli genel dava vekaletnamesi, 19.06.2014 tarihli, üçüncü kişi şirket tarafından yapılan telefon faturası ödemesini gösterir, altına elle "V. Bey'in telefon faturası, E. Bey'in bilgisi var, carisine işlenecek " yazılan banka dekontu, son cirantası borçlu şirket olan 15.06.2014 tarihli çek ve borçlu ile üçüncü kişi arasındaki ticareti gösterir 31.01.2014 tarihli faturalar bulunduğu- Hal böyle olunca, İİK'nin 97. maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği- Davacı üçüncü kişinin delil olarak gösterdiği takip dosyası, ticari defter kayıtları, fatura, cari hesap ekstreleri, ticaret sicil kayıtları mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı, bu belgelerin istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyecekleri-
Üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına-
Mahkemece, dava açıldığı tarihte İİK'nin 96/1. maddesi uyarınca üçüncü kişi şirket tarafından öne sürülmüş geçerli bir istihkak iddiası bulunmakla birlikte, yargılama sırasında davalı üçüncü kişi vekilinin mahcuzların müvekkili şirkete ait olmadığı beyanı karşısında başlangıçta var olan geçerli istihkak iddiasına ilişkin dava şartının davanın devamı esnasında ortadan kalktığı nazara alınarak, dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haczedilen mal hakkında, İİK madde 97/8 gereğince istihkak davası açılır ise, satış isteme süresinin işlemeyeceği-
Karar kesinleşinceye kadar davayı kabulün mümkün olduğu, mahkemece bir karar verilip, davadan el çekildikten sonra, temyiz aşamasında dava kabul edildiği ve bu aşamada davayı kabul hakkında karar verme yetkisinin Yerel Mahkemesine ait bulunduğu-