İİK. 97/XV uyarınca «istihkak davasının kabulü» üzerine davacı yararına tazminatın hükmedilmesi için davalı-alacaklının kötüniyetinin gerçekleşmesinin gerekeceği–
İİK. 96/I’de geçen «mülkiyet ve rehin hakları» sözcüklerinin sınırlayıcı anlam taşımadığı, ayrıca «sınırlı ayni haklar»a, «tapuya şerh verilmiş kişisel haklar»a, «hapis hakkı»na, «mülkiyeti muhafaza sözleşmesi»ne, «intifa hakkı»na dayanılarak da istihkak iddiasında bulunulabileceği, buna karşın kural olarak «kira hakkı»na dayanılarak istihkak iddiasında bulunulamayacağı–
Dosyada davacının haczi öğrendiği konusunda kanıt bulunmaması halinde, davacı üçüncü kişinin bildirdiği tarihte haczi öğrendiğinin kabulü gerekeceği (Aksi alacaklı tarafından kanıtlanmadıkça, üçüncü kişinin bildirdiği tarihin «haczi öğrenme tarihi» olarak kabulü gerekeceği)–
Üçüncü kişinin «kendi lehine» istihkak iddiasında bulunması (Borçlunun borcundan dolayı haciz edilen malın borçluya değil kendisine ait olduğunun ya da haczedilen borçluya ait mal üzerinde rehin hakkı bulunduğunun üçüncü kişi tarafından ileri sürülmesi)–
Faturalı malları satın alabilecek ekonomik gücü bulunmayan kişinin, istihkak davasının reddinin gerekeceği-
İİK. 96/III c.1’e göre malın haczini öğrenen borçlu veya üçüncü kişinin yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde, aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybedeceği–
Arsanın (arazinin) mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğindeki «bina» hakkında, müstakilen istihkak davası açılamayacağı–
«Rehin hakkı»na dayanılarak «istihkak iddiası»nda bulunulabileceği - İddianın yerinde görülmesi halinde mahkemece «dava konusu taşınırların, rehin hakkı ile kısıtlı olarak haczedilmiş sayılmasına» karar verilmesi gerekeceği–
Kişisel hak niteliğinde olan satış vaadine dair hak tapu kaydına işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazandığından, beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceği (Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinden sonraki tarihi taşıyan hacizlerin, şerh sahibi alıcıyı bağlamayacağı, bu nedenle satış vaadinin şerhinden sonra taşınmazı haciz ettiren alacaklıya, sıra cetvelinde, şerh sahibi alıcıdan sonra yer verilmesi gerekeceği- Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerh verilmesinden sonra konulan hacizlerin geçersiz olduğu)–