Taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının tescille olacağı; miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyetin tescilden önce kazanılacağı, ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapılabilmesinin, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlı olacağı-
Üçüncü kişinin «kendi lehine» istihkak iddiasında bulunması (Borçlunun borcundan dolayı haciz edilen malın borçluya değil kendisine ait olduğunun ya da haczedilen borçluya ait mal üzerinde rehin hakkı bulunduğunun üçüncü kişi tarafından ileri sürülmesi)–
Talimat icra dairesince gerçekleştirilen haciz işlemi ile ilgili olarak asıl icra dairesince «İİK’nun 96, 97 veya 99. maddelerinin uygulanması» ile karar verildiği takdirde, bu karara karşı asıl takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine şikayet için başvurulması gerekeceği–
Borçlunun «üçüncü kişi lehine» istihkak iddiasında bulunması (Borçlunun haczedilen malın «üçüncü kişiye ait olduğunu» veya üçüncü kişi tarafından rehin olarak verildiğini» belirtmesi)–
Dosyada davacının haczi öğrendiği konusunda kanıt bulunmaması halinde, davacı üçüncü kişinin bildirdiği tarihte haczi öğrendiğinin kabulü gerekeceği (Aksi alacaklı tarafından kanıtlanmadıkça, üçüncü kişinin bildirdiği tarihin «haczi öğrenme tarihi» olarak kabulü gerekeceği)–
Âdi ortağın alacaklılarının, haklarını ancak ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabileceklerinden, ortaklığa ait mal üzerine haciz koyduramayacakları– Alacaklıların borçlu ortağın payı oranında ortaklık malları üzerine haciz koyamayacakları–
Haciz sırasında istihkak iddiasında bulunulması halinde, İİK’nun 96, 97 ve 99. maddelerinden hangisinin uygulanması gerekeceğine asıl icra takibinin yapıldığı icra dairesinin (ve icra mahkemesinin) karar verebileceği, talimat icra dairesinin bu konuda karar veremeyeceği–
Mülkiyeti muhafaza koşulu ile satılan malın, alıcının alacaklıları tarafından haczedilmesi:Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin MK. 764’e uygun olarak yapılmış olması halinde, mülkiyetin satıcı üzerinde kalıp alıcıya geçmeyeceği, satıcının mal üzerindeki hakkının şahsi hak değil ayni hak olduğundan satıcının bu hakka dayanarak -malın; alıcının alacaklıları tarafından haczi üzerine- istihkak davası açabileceği, dava açılınca borçlunun temerrüde düşmüş olup olmadığının araştırılarak; borçlu kalan taksitleri ödemede temerrüde düşmüşse, davacı üçüncü kişinin ancak aldığı satış taksitlerini davalı borçluya iade etmek koşulu ile sözleşmeden dönebileceği, iade edilecek bedel üzerinden, haczin bedele dönüştürülmesi suretiyle istihkak davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği, eğer davalı borçlu geri kalan taksitleri ödemede henüz temerrüde düşmemiş ise, alacaklının geri kalan borcu bir defada ödeyerek satılan mal üzerindeki mülkiyeti saklı tutma kaydını kaldırıp, mülkiyeti borçluya geçirere
İİK. 96/I’de geçen «mülkiyet ve rehin hakları» sözcüklerinin sınırlayıcı anlam taşımadığı, ayrıca «sınırlı ayni haklar»a, «tapuya şerh verilmiş kişisel haklar»a, «hapis hakkı»na, «mülkiyeti muhafaza sözleşmesi»ne, «intifa hakkı»na dayanılarak da istihkak iddiasında bulunulabileceği, buna karşın kural olarak «kira hakkı»na dayanılarak istihkak iddiasında bulunulamayacağı–