Göğüslere silikon takılması ve göğüslere istenilen ve kararlaştırılan biçime uygun güzel bir görünüm kazandırılmasının, yanlar arasında BK. nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi doğuracağı; vekâlet akdindeki gibi sonuç taahhüt edilmeksizin sadece bir işin görülmesi taahhüdünün bulunmadığı, bir eserin-sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girildiği- Estetik amaçlı ameliyatın tıbbın gereklerine uygun şekilde yapılıp yapılmadığı, amacına ulaşıp ulaşmadığı, davacının geçirdiği operasyonun sonucuna ulaşıp ulaşmadığı, beklenen sonucun meydana gelmemesinde davalılara yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunup bulunmadığı, yapılan işin kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olup olmadığı hususlarının tespiti yönünden rapor düzenlenmesinin teknik bir konu olduğu; bilirkişiye başvurulması gerektiği-
İmzaya itiraz dışında kalan diğer bütün itirazlar borca itiraz olarak değerlendirileceği, tahrifat iddiasının ''senet metninden anlaşılan'' nitelikte bir itiraz olduğu ve yargılama sırasında ileri sürülmesinin mümkün olduğu- Tahrifat iddiası özel ve teknik inceleme gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınması gerektiği-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkin davada, dosya üzerinden inceleme yapılmak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporu ile yetinilmesi hatalı olup, mahkemece, alanında uzman bilirkişi heyeti oluşturularak taşınmazların yerinde keşif yapılması, bu konuda tüm taraf delillerinin toplanarak tanıkların da keşif mahallinde dinlenilmesi, davalının hangi taşınmazları ve bölümlerini kullandığının denetime olanak verecek şekilde saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Davacı idare tarafından helikopter kiralanmasına ilişkin bir sözleşme tanzim edilip edilmediği, böyle bir sözleşme varsa helikopter kullanım ücretinin ne şekilde belirlendiği, helikopter hiç kullanılmasa bile kira ücretinin ödenip ödenmeyeceği, fiilen kullanımın kira ücretine etkisinin araştırılması gerekeceği, davacının dava konusu yangın nedeniyle helikopter kullanımından kaynaklanan gerçek bir zararı olup olmadığı, varsa bu zararın miktarının da tespit edilmesi gerektiği- 
Kendi taşınmazındaki kuyudan su çıkararak su kullanan kişi ve kuruluşlardan su bedeli alınamayacağı, ancak kendi taşınmazından çıkarılan su; lavabo, wc, mutfak, araç yıkama vs. yerlerde kullanılarak atık su (kirli su) üretilmesi ve üretilen bu atık suyunda Belediyelerin bakım ve gözetiminde olan kanalizasyon tesislerine verilmesi hâlinde atıksu bedeli alınabileceği- Mahkemece atık su tüketim hesabı konusunda uzmanların da aralarında bulunduğu üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin tespiti gerektiği-
Ecrimisilin (haksız işgal tazminatının), zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olduğu- 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği- Ecrimisilin, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarar olduğu, bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı faydanın (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirleyeceği- Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-
Kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan ecrimisil istemi-
Ecrimisil hesabına hüküm kurmaya yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayalı karar verilmeyeceği-
İlam niteliğindeki (süresiz) kesin borç ipoteğinde, ödeme emrinin (icra emrinin) borçluya tebliğinde de borç muaccel kılınmış sayılacağı- Borçlu tarafından yapılan şikayette açıkça, "ihtarnamenin usulsüz tebliğ edildiği" bildirilmediğinden, takip alacaklısı tarafından Noter kanalı ile düzenlenen ihtarnamenin borçlu tarafa tebliğ tarihinden itibaren, alacağın muaccel olduğunun ve bu temerrüt tarihinden itibaren faizin başlayacağının kabulü gerektiği- Mahkemece, işlemiş faizin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren (ödeme için verilen 3 iş günü süresinden sonra) takip tarihine kadar verilebileceği esas alınarak, takipte istenilen işlemiş faizin, ipotek akit tablosunda belirtilen faiz oranı ile uygun olup olmadığının değerlendirilmesi ve bu konuda gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği-
Mahkemece bilirkişi raporunun yetersiz görülmesi durumunda yapılacak iş bilirkişiden ek rapor almak ya da yeni bir bilirkişi incelemesi yapmaktan ibaret olduğu ve rapora itibar edilmeyip, bilirkişi yerine geçilerek, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olmayan bir hususta subjektif yorum yapılamayacağı-