Davacının tek taraflı tespitine dayanarak yaptığı icra takibine karşılık, davalı icra takibinin haksız olduğunu belirterek müvekkili kurumun davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca bilirkişi tespit raporu davacı tarafa tebliğ olunmadığından davacı bilirkişi raporunu kabul etmediğini açıklayarak tespit raporuna açıkça itiraz etmiş, mahkemenin de bir araştırma yapılmaksızın, eksik inceleme ile itiraza uğramış tespit raporunu esas alarak yazılı şekilde hüküm vermesinin bozmayı gerektirdiği-
Mülkiyetin tespiti ve tescil davasının kesinleşme tarihinde edimin ifası imkansız hale geldiği, davacının zararının da edimin ifasının imkansız hale geldiği tarihte dava konusu taşınmazın rayiç değeri olduğu anlaşıldığından davanın kesinleştiği tarih itibariyle taşınmazın zapt edilen kısmının rayiç değerinin uzman bir bilirkişi heyeti ile tespit edilerek bu miktarın tahsiline karar verilmesi gerektiği- Dava açılmadan önce davalının temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilmediğinden dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz işletileceği-
Davacı tarafından çekilen ihtarnamede alacağın ödenmemesi halinde yasal faiz isteneceğinin belirtilmiş olup avans faizinden söz edilmediği, alacaklı tarafından avans faizi yerine yasal faiz isteneceğinden söz edilerek yapılan seçimin, usul işlemi olmayıp maddi hukuka ilişkin olduğundan bu seçimi aşan talepte bulunulamayacağı, tercih hakkı kullanıldıktan sonra karşı tarafın aleyhine olacak bir oran üzerinden talepte bulunularak seçilen orandan dönülebilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ilk tercih hakkını aşacak biçimde yasal faizin üstünde faiz talep edilmesinin seçim hakkının niteliğine uygun düşmediği, yasal faiz yerine daha yüksek oranda faize hükmedilmesinin de doğru olmadığı- TBK. mad. 131 hükmüne göre asıl alacağı tahsil ederken işlemiş faizleri talep etme hakkı saklı tutulmamış veya halin icabından saklı tutulduğu anlaşılmamış ise işlemiş faizleri talep etme hakkının düştüğü ve artık bu faizin talep edilemeyeceği, faiz talebine konu asıl alacağın tahsili sırasında işlemiş faizleri tahsil etme hakkı saklı tutulmadığı gibi saklı tutulduğunun kabulünü gerektirir durum bulunmadığı halde temerrüt faizi alacağına ilişkin olan birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin de belirtilen yasal düzenlemeye aykırı olduğu-
Takibe dayanak çekte düzeltilen keşide tarihi üzerindeki paraf imzasının keşide yerinde mevcut keşideci imzası ile aynı el ürünü olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece "paraf imzanın keşideciye ait olmadığı iddiasının ciranta tarafından ileri sürülemeyeceği" gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Avukat bilirkişinin uyuşmazlığın doğru olarak tespiti ve çözümlenmesi için gerekli uzmanlığa sahip olmadığı- Mahkemece araçlarının bakım, tamir ve servis işine ilişkin uyuşmazlık hakkında uzman bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-