Davalı sigorta şirketinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile güvence altına alınan aracın karıştığı trafik kazasında, davacının murisinin vefat etmesi sonucu uğranılan destekten yoksun kalma tazminatının tahsili talebine-
Bilirkişi raporunu yetersiz bulan mahkeme hakiminin başka bir uzman bilirkişiden yeni bir rapor almaksızın tanık beyanlarını esas alarak teknik bilirkişi raporuna aykırı değerlendirme yaparak karar vermesinin yasal olarak mümkün olmadığı-
"İmzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu- Borçlunun imza itirazı dışındaki diğer itiraz ve şikayetlerinin çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektirmediğinden bu konuda bilirkişi incelemesinin gerekmediği-
Termik santralinin çevreye verdiği zarar nedeniyle haksız fiilden doğan zararın tazmini istemine ilişkin davada, dava konusu parseller üzerinde yapılan ve verim azalmasına dayalı zarar olduğunu bildiren bilirkişi raporu ile emsal nitelikte bulunan dosyaya ibraz edilen delil tespiti dosyasında verilmiş bulunan bilirkişi raporu arasında açık bir çelişki bulunduğundan, mahkemece, öncelikle dosyaya bölgedeki hakim rüzgarları gösterir meteorolojik bulguların kazandırılması, dava konusu taşınmazların bulunduğu köylerin santrale uzaklıkları ve santrale göre konumlarının belirlenmesi gerektiği- Davalının savunmasında santralin A ünitesinin %20, B ünitesinin %20-25 kapasitede çalıştığı beyan edildiğinden, resmi makamlardan santralin çalışma kapasitesinin ve zamanının sorulması, sonrasında davalı tarafça ibraz edilen bilirkişi raporlarında her bir parselde ekili ürünün fotoğraflandığı bildirildiğinden, söz konusu fotoğrafların tümü ve varsa hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından çekilmiş fotoğrafların da taraflardan istenmesi, termik santrallerin etkisinin matematiksel olarak hangi alana kadar yayılabileceği, santralin çalışma kapasitesi ve hakim rüzgar yönünün bu duruma etki edip etmeyeceğinin de bilirkişi heyetinden sorulması gerektiği-
Davalı araç sürücüsünün 0.32 promil alkollü olarak araç kullanırken trafik kazası yaptığı; davacı sigorta şirketi vekilinin, kazanın, alkolün etkisiyle meydana geldiğini ileri sürerek (zarar gören 3.kişilerin zararını giderdikten sonra) sigortalısına rücu talebinde bulunduğu; ancak oluşan hasarın salt alkolün etkisi altında oluşup oluşmadığının saptanmasının gerekeceği; bu konuda mahkemece herhangi bir inceleme yapılmadığı; davalının kanındaki alkol oranı dikkate alınarak davanın reddedildiği; ancak bu durumda mahkemece, aralarında nöroloji ve trafik uzmanı bulunan bilirkişilerden oluşacak, İstanbul Teknik Üniversitesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek bilirkişi kurulundan, olayın oluş şekli, yol, hava, gün durumu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da etkili olup olmadığının, sürücülerin olaydaki kusur durumlarının, zarar gören araçta meydana gelen gerçek zarar miktarının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalıya ait aracın trafik sigortacısının ZMSS poliçesi gereği davacının aracında meydana gelen gerçek zarar miktarı ile sınırlı olarak zarardan sorumlu olduğu- Araç mahrumiyetine ilişkin tazminat talebinin, Genel Şartlar ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmadığı- Bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmaımş olup eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemeyeceği- Mahkemece, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi (makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Davacı taraf dava dilekçesinde 3 gün araçtan mahrum kalındığını belirterek araç mahrumiyet bedeli talep etmiş, yargılama aşamasında bu talebini artırma yoluna gitmemiş olmasına rağmen; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile 12 günlük tamir süresine ilişkin olarak saptanan araç mahrumiyet bedeline hükmedilmesinin davacının talebinin aşılması (HMK. 26) sonucunu doğurduğundan hatalı olduğu- Alacak kısmen kabul edildiğinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmolunması gerektiği-
Takibe konu elektrik bedelinin ve gecikme zammının belirlenmesinin hakimin hukuki bilgisi ve genel hayat tecrübelerine göre değerlendirebileceği bir konu olmayıp, uzman bilirkişi incelemesini gerektiren teknik bir konu olduğu, mahkemece bu konularda HMK 266 ve devam eden maddeleri uyarınca uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak rapor alınması gerekeceği-