Taşınmaz üzerindeki 3 katlı binanın bir bütün olduğu, tamamının 3. Sınıf A grubu yapılardan olduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması gerekirken, zemin katının 2. Sınıf B olarak kabul edilmek suretiyle az bedele hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- Taşınmazın m² değerinin inandırıcı görülmediği durumlarda, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüz ölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Davacı vekili beyanında taşınmazın tahliye edildiğinden sözleşmenin feshine ilişkin taleplerinin konusuz kaldığını belirtmiş olup, açıkça teminat mektuplarının iadesi talebinden vazgeçtiği şeklinde bir beyanda bulunmadığından, teminat mektuplarının iade edilip edilmeyeceği üzerinde durarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- İtiraza uğrayan ve mahkemece yeni bir bilirkişi raporu ile karşılanmamış tespit bilirkişi raporu ile karar verilemeyeceği-
Davacı vekili, davalı Belediye ile dava dışı ihbar olunan şirketler arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu iddia ettiği, mahkemece davacının ilave tediye alacağına hak kazandığına dair tespit yapılırken, davalı Belediye ile ihbar olunan şirketler arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun belirtildiği, bilirkişinin kök raporundaki davalı Belediye ile Belediye İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenen ücreti aldığına gerekçede yer verildiği,  ancak ek bilirkişi raporunun asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığının kabulüne göre hesaplanan alacakların hüküm altına alındığı görüldüğünden, mahkemenin kararı ile gerekçesi arasında çelişki oluştuğu, bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Destek ihtiyacı olanların muhtemel yaşam süreleri belirlenirken Population Masculine Et – Feminine (PMF) yaşam tablosunun esas alınması gerektiği-
Elektronik Cihaz Sigorta Poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi-
Davacıya ait taşınmaz hakkında, Hazine tarafından kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasının derdest olduğu öne sürülerek, TMK. mad.1007' ye dayalı olarak açılan tazminat davasında, işbu dava sürecinde tapu iptalinin kesinleştiği bilinerek, davacının zararından davalı Hazine' nin sorumlu olduğu; detaylı bilirkişi araştırmasıyla taşınmazın değerinin emsallerine göre incelenerek belirlenmesi ve davacının gerçek zararının karşılanması gerektiği-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Deprem teminatlı işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Şirketlerin iflasının ertelenmesi talebine ilişkin davada alınan bilirkişi raporlarında, tüm şirketler açısından sonuç olarak kümülatif borca batıklık hesabı yapılması ve her bir şirket ile ilgili ayrı ayrı borca batıklık tespiti yapılmasının ihmal edilmesinin doğru olmadığı, diğer yandan, grup şirketler açısından kefalet ilişkisi borca batıklığın tespiti  açısından kötüye kullanılabilmekte olup, borca ilişkin kefaletin birden fazla şirketin pasif hesabında gösterilmesi halinde, şirketler o miktar borca batık olmasa da şeklen borca batık hale gelebileceği, bu durumda, grup şirketlerde borcun asıl şirket üzerinde gösterilmesi ve kefalet veren şirketin pasifinde ayrıca yer verilmesi ilkesine uygun belirleme yapılması gerekeceği, bunun yanında, bilirkişi raporlarında, varlıkların güncel piyasa rayiç değerlerinin (baraj ve yol inşaatlarının mevcut durumu ve projenin temel unsuru olarak gösterilen ve bunların işletilmesinden ve/veya satışından elde edilecek gelirlerin netleştirilmesi) tam olarak tespit edilmesi gerekeceği-
Tazminat davası-