Vaat alacaklısının, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebileceği-
Mahkemece, uyuşmazlık konusu tasarımlar bakımından davalının rapora itirazlarının karşılanması ve bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi için 6100 sayılı HMK'nın 293. madde hükümleri de nazara alınmak suretiyle inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerektiği-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu- Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin imza incelemesinde son merci olarak kabul edilmediği-
Hükme esas bilirkişi raporunda parsel numaralarının hatalı olarak belirtilmesi ve buna göre davacıya ait olmayan parsel üzerinden hüküm kurulması karşısında, mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile yeniden keşif yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından itfa itirazına dayanak yapılan belge altındaki imzaya alacaklı tarafından itiraz edildiği, Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda anılan belgedeki imzanın alacaklının eli ürünü olabileceğinin bildirildiği, raporun bu hali ile kesin kanaat içermediğinden hüküm kurmaya elverişli olmadığı, ispat külfetinin borçluda olduğu nazara alınarak, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp kesin kanaat içeren bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Eser sözleşmesinin eksik ve kusurlu ifası sebebiyle uğranılan zarara ilişkin maddi ve manevi tazminatın tahsiline ilişkin asıl dava ile bakiye iş bedeline ilişkin itirazın iptaline ve tazminata yönelik karşı davada, yüklenici tacir olup, iş sahibinin tacir olduğuna ve ticari defter tuttuğuna dair iddia ve delil bulunmadığından, yüklenicinin ticari defterlerinin iş sahibi davacı karşı davalı aleyhine delil olarak kabul edilmesi olanaklı olmadığından, yerinde keşif yapılıp bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna uygun karar verileceği-
Devlet destekli bitkisel ürün sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri giderir mahiyette yeni bir bilirkişi raporu alınmadan, hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik davalı vekilinin ciddi itirazları karar gerekçesinde tartışılmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Limited şirkette ortağın asli borcunun, taahhüt ettiği sermayeyi ödemek olduğu, ortakların, limited şirketin borçlarından sorumlu olmadığı- Şirkete ödünç veren ortakların alacağını ancak şirket tüzel kişiliğinden talep edebilecekleri, davalı ortakların şahsi sorumluluklarının bulunmadığı- "Banka hesap ekstrelerinde görülen ödemelerin davacıların sermaye koyma borcunu yerine getirmek amacıyla yapıldığı"na ilişkin itiraz üzerinde durulması gerektiği-
Mahkemece, üç bilirkişinin hazırladığı rapor itiraza uğradığı için başka bir bilirkişi raporu daha hazırlatıldıktan sonra aslında önceki raporun olaya uygun olduğu kanısına varılarak sonraki raporun benimsenmeme gerekçeleri açıklanmaksızın önceki raporun hükme esas alınmasının, çözümlenmesi için uzmanlık gerektiren bu konuda çelişkilerin giderilmemesinin doğru olmadığı-
Banka mevduatının yatırım olarak değerlendirilmesi sırasında uğranılan zararın banka ve banka görevlilerinden tahsili istemi-