Davanın, davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS Poliçesi ile teminat altına alınan araçta meydana gelen yangın neticesinde davacı yayanın yaralanması nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminat talebine ilişkin olduğu-
Davanın, davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacının maliki olduğu araçta meydana gelen maddi zararın tazmini talebine ilişkin olduğu-
İtiraz Hakem Heyetince; davacıda oluşan yara nedbesinin (skar) keloid veya hipertrofik skar niteliğinde olup olmadığı ve vücut yüzeyinin yüzde birinden fazla alanı kaplayıp kaplamadığı hususlarına dikkat edilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak, içerisinde plastik cerrahi uzmanının da bulunduğu yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp (kararın davacı tarafından temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları da gözetilerek) sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacıların hak kazanabileceği tazminatın hesaplanması için alınan aktüer raporunda, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,65 teknik faiz yöntemi ile hesaplama yapılmış hakem heyetince bu rapor esas alınarak karar verildiği, Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği, hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılması yerinde olmakla birlikte %1,65 teknik faiz yönteminin kullanılmasının doğru olmadığı-
Taşınmazın değerinin 67.750.611.60 TL olarak gösterildiği, taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazla birlikte satılacak olan teferruatların değeri 5.579.814,40 TL olarak belirlendiği halde bu değerin toplam değer hesabına dahil edilmediği rapor içeriğinden açıkça anlaşılmakta olduğundan, bu durumun ihalenin feshi nedeni olduğu- Satışa hazırlık işlemlerindeki usul ve yasaya aykırılıklar da ihalenin feshi nedeni olup mahkemece ihalenin feshine konu olabilecek bir usulsüzlük tespit edildiği takdirde ihalenin feshine karar vermesi gerekeceği- Taşınmazın teferruat (eklenti) listesinde yazılı teferruatlar ipotek kapsamında olup teferruatın toplam değeri, taşınmazın kıymetine eklenmeden eksik muhammen bedelle ihaleye çıkarılması talep ve talibi azaltıcı nitelikte olup bu husus başlı başına bir fesih nedeni olduğu- İcra mahkemesince taşınmazla birlikte satılan teferruatların değerinin taşınmazın toplam değer hesabında dikkate alınmadan gerçeğe aykırı muhammen bedel üzerinden ihaleye çıkarılması nedeniyle mahkemece yeniden kıymet takdiri raporu alınmasına gerek olmadan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Hükme esas alınan maluliyet raporu her ne kadar kaza tarihindeki yönetmeliğe göre alınmışsa da yaralanma nedeniyle maluliyet oranı belirlenmesi için ileri derecede skar dokusu bozulması veya vücudun en az %1'ini kapsaması gerektiğine, rapordaki değerlendirmenin yönetmelikteki arızanın tanımı ve ağırlığına uygun olmayabileceği şüphesi bulunduğuna göre davacının yaralanması sonucu oluşan yara izinin ömür boyu maluliyete sebep olup olmayacağı hususundaki tespitlerin yeterli olmaması sebebiyle yakın bir üniversite hastanesinden davacıda oluşan maluliyet oranının tespitine yönelik olarak kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun ve temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle içerisinde plastik cerrahın veya dermatoloji uzmanının da bulunduğu heyetten yeni bir rapor alındıktan sonra aktüer bilirkişiden rapor alınarak karar verilmek üzere İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekeceği- İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT'nin 13. ve 17. maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacının maluliyet oranının tespiti için davacının tüm tedavi evraklarının getirtilip değerlendirmek ve davacının da muayene edilmesi suretiyle davacının yerleşim yerine en yakın Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden içerisinde plastik cerrahi uzmanının da bulunduğu heyetten olay tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli, kaza ile illiyet bağı kuran rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacı tarafından Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına itiraz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- İtiraz Hakem Heyetince dava konusu trafik kazasına ilişkin varsa ceza soruşturma dosyası da dosya arasına alınarak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle tarafların olaydaki kusur oranlarının tespiti için seçilecek uzman bilirkişilerden denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli heyet raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
2. HD. 25.12.2024 T. E: 9779, K: 10442
Uyuşmazlık, asıl davada 140.000,00 TL, birleşen davada ise 138.880,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla başlatılan örnek 10 takibin imzaya ve borca itiraz nedeniyle durdurulması talebine ilişkin olup kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmadığı- Çekteki imzanın borçlu elinden çıktığı yönünde "kesin kanaat" içeren görüş bildirir raporlar ile kesin kanaat bildirmeyen Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunmadığı halde mahkemece raporlar arasında çelişki bulunduğu kanaatiyle imza incelemesi için ATK Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan rapor alınmasının hatalı olduğu- Anılı çek yönünden ATK Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan alınan raporda “..çekteki keşideci imzaları ile şirket yetkilisi ..imzaları arasında biçimsel benzerlik görülmekle birlikte imzaların basit tersimli olması nedeniyle daha ileri bir tespite gidilemediği” kanaatine varıldığı, yine daha sonrasında alınan Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’nden alınan raporda “..tetkike konu imzanın borçlu eli ürünü olup olmadığı hususunda menfi veya müspet kanaat bildirilmediği..” kanaatine varıldığı bildirilmekle hükme esas alınan bu raporların kesin kanaat içermediği açık olup kesin kanaat içermeyen ve uyuşmazlığa çözüm getirecek nitelikte olmayan raporlara dayanarak karar verilmesinin de isabetsiz olduğu- Bu çek yönünden imzanın "borçlu eli ürünü olduğu" bildirilmiş olduğundan, mahkemece kesin kanaat içeren bu raporlar dikkate alınarak bu çek yönünden imzaya itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kesin kanaat içermeyen raporlar hükme esas alınarak yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisinin hatalı olduğu-