Takibin belgeye dayanması halinde belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emri ekinde borçluya gönderilmesi gerekeceği- Borçlunun itirazlarını icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmesi halinde bu başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı-
Borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takipte, borçluya, şikayet dilekçesinde iddia ettiği ödemelerin (borcun ödendiği iddiası kapsamında) tarihleri açıklattırılarak, yapılan ödemeler takipten önceki döneme ait ise İİK'nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın 7 günlük sürede İcra Müdürlüğü'ne yapılması gerektiği, şayet takibin kesinleşmesinden sonraya ait ise İİK'nun 71. maddesi gözönünde bulundurularak noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş belgelerle ispatlanıp ispatlanmadığının değerlendirilmesinin gerekeceği-(
Davalının itiraz süresi geçtikten sonra itiraz etmiş olması sebebiyle takibin kesinleştiği, davacının kesinleşen takibe devam ederek alacağını tahsil edebileceği, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun itiraz dilekçesinin havale tarihinin ve dilekçeye ekli vekalet suret harcı makbuzunun tarihine göre, borçlunun ödeme emri tebliğ tarihine göre ilamsız takibe itirazının süresinde olduğu, borçlunun takibin türüne göre imza itirazını da aynı tarihte icra mahkemesine yaptığı, bu suretle itiraz dilekçesinin içeriği de nazara alındığında takip dosya numaralarının ardışık olduğu da gözetildiğinde, borçlu vekilinin şikayete konu itiraz dilekçesinin maddi hata sonucu farklı dosyaya konulduğu anlaşıldığından, hakkın zayiine neden olunmadan, yapılan ilamsız takibe borçlunun süresinde itiraz ettiğinin kabulü gerekeceği-
Borçlunun "borcun ödendiğini, aynı yıl için ... iki kez ücretlendirme yapılamayacağını..." belirterek "takibin, temerrüt faizinin ve fer'i alacakların iptaline" yönelik başvurusunun "itiraz" niteliğinde olduğu, ödeme emrinin tebliğinde itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gereken itirazın icra mahkemesine yapılması halinde hukuki sonuç doğurmayacağı-
Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamı gereğince bilirkişi incelemeleri yaptırılmış ise de hükme esas alınan 08.03.2013 tarihli 3 kişilik bilirkişi raporunda daha önce yapılan hesaplamaların değerlendirilmesinin yapılamadığının ve varılan sonuçlar arasındaki farkın nedeninin belirlenmediğinin görüldüğü, borçlu tarafça bu çelişki belirtilerek son rapora da itiraz edildiği, mahkemece raporlar arasındaki farkın neden kaynaklandığının açıklattırması yönünde ek bilirkişi raporu alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi talebi aşar şekilde, toplam alacak hesaplayan bilirkişi raporuna göre sonuca gidilmiş olmasının da doğru olmadığı-
İcra takibine dayanak ilam maddi tazminat yönünden bozulmadığı için maddi tazminat talebinin red edilen kısmı üzerinden hükmedilen 5.706,47 TL vekalet ücretinin takibe konulmasında ve bu miktar için takibe devam olunmasında bir usulsüzlüğün bulunmadığı, ayrıca manevi tazminat yönünden de takip yapan şirket aleyhine hüküm bozulmamış ise de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi gereğince manevi tazminat yönünden hükmolunan 440,00 TL vekalet ücreti için takibin devamının gerekeceği-
Süresinde yapılmış itiraz nedeniyle takibin durdurulması gerekirken durdurulmamış olması nedeniyle yapılan haciz işleminin hukuki sonuç doğurmayacağı-
Bilirkişi raporunda davalının ödemeleri düşüldükten sonra asıl alacak ve işlemiş faiz borcu toplamının asıl alacak olarak kabul edilmişse, faize faiz işletilemeyeceğinden bu rapora dayanarak karar verilemeyeceği-
Her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesinin zorunlu olduğu (İİK. mad. 62), borçlunun borca itirazını da 7 gün içinde icra dairesine bildirmesi gerektiğinden, icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılan başvurunun hukuki bir sonuç doğurmayacağı-