Cebri icra, yetki anlaşmasının yapılamayacağı yapıldığında ise geçersiz olacağı tarafların irade ve isteklerine bağlı olarak yetkinin belirlenmesinin mümkün olmadığı bir hukuk alanı olduğundan ve borçlunun itirazının kaldırılması görevi kapsamında yer alan ve borçlunun gerçekten borçlu olup olmadığını inceleme doğrudan cebri icra (icra iflas) hukukuna ait bir faaliyet olduğundan, cebri icraya (takip yoluna) hangi ülkede başvuruluyor ise cebri icranın sadece o ülkenin cebri icra hukukuna tabi olacağı ve o hukukun münhasıran o ülkenin cebri icra organları tarafından uygulanacağı, bu sebeple mahkemece, münhasır (kesin) yetki sebebiyle yetki itirazının kaldırılması talebinin kabulü gerekeceği-
Borçlunun faizin belli bir kısmına itiraz ettiği, hukuki ilişkiyi kabul edip, itirazını faiz ile sınırlandırdığının kabulü ile mahkemece itiraz konusu faiz yönünden gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesinin gerekeceği, aksi takdirde borca yönelik kısmi itirazın geçersiz olduğunun kabulünün gerekeceği-
Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanacağı, buna göre, itirazın, icra tutanağına geçirildiği tarihte yapılmış sayılacağı ve bu tutanakların aksinin ancak aynı nitelikte bir belge ile ispatlanabileceği-
Hükme dayanak bilirkişi raporunda faiz miktarının hesabında bir yılın 365 gün kabul edilmesi gerekirken 360 gün olarak hesaplanması ve bu şekilde borçlu aleyhine faiz yönünden farka sebebiyet verilmesinin doğru olmadığı-
Takip şekli itibariyle borçlunun imza itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapması gerekir iken, icra mahkemesi nezdinde imza itirazında bulunması fuzuli işlem olup hukuki sonuç doğurmayacağından mahkemece itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulünün isabetsiz olduğu-
TBK. mad. 88. ve 120'de yer alan sınırlamaların ticari kredilerde uygulanmayacağı- İtirazın iptali davasının görülebilmesi icra takibine süresinde itiraz edilmiş olması gerektiği-
Tüzel kişiliği olmayan Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü'nün taraf sıfatı bulunmadığından hakkında takip yapılamaz ise de; yapılan ilamsız takibe karşı süresinde Üniversitesi Rektörlüğü'nce kısmi itirazda bulunularak takibin durdurulduğu, itiraz edilmeyen kısma ilişkin dosyaya ödemede bulunulduğu, takibe itiraz eden Üniversitesi Rektörlüğü'nce takibe kısmen itiraz edilmiş ve takip durdurulmuş, kısmen itiraz edilmeyen kısım ise ödenmiş olmakla, tüzel kişiliğin takipten haberdar olduğu ve takibe taraf sıfatı ile itiraz ettiği, bu hali ile takibin borçlusunun Ankara Üniversitesi Rektörlüğü olduğunun kabulü gerekeceği-
Genel haciz yoluyla yapılan takipte, borçlunun yasal sürede icra dairesine itiraz etmiş olmasının, şikayet yoluyla icra mahkemesinden ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmeyeceği, ödeme emrinin iptali halinde yeniden tebliği gerektiğinden bu konuda şikayette bulunmakta hukuki yararı olacağı-
Alacaklının genel haciz yolu ile yaptığı takipte borçlunun; "Cüzi bir borcum olabilir.Bu kadar yüksek bir borcum yoktur" biçiminde yapılan açıklama kısmi itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 62/4. maddesi gereğince itiraz edilen kısmın cihet ve miktarı açıkça gösterilmediğinden, borca yönelik bu kısmi itirazın geçersiz olduğu-