Dava, yasaya aykırı yapıldığı iddia edilen hacizlerin kaldırılmasına yönelik şikayet istemine ilişkin olup, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yanında borca da itiraz etmesi halinde öncelikle çözümlenmesi gereken yetki itirazı olup, yetki itirazının kabulü ile takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi halinde, yetkili icra müdürlüğünde tebligat yapılması zorunludur ve borçlunun yeni tebligatı aldığı tarihten itibaren yasal sürede yetkili icra müdürlüğünde de itirazda bulunması gerekeceği, daha önce yetkisiz icra müdürlüğünde yapmış olduğu borca itirazı geçerliliğini korumayacağı, diğer yandan, İİK'nun 68. maddesinde, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvuru için öngörülen altı aylık süre, öğrenme tarihinden değil borçlunun itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı, icra dosyasında borçlunun itirazının alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığından, bu durumda, alacaklının gönderme talebinin yasal süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, o halde mahkemece, yetkili Alanya İcra Müdürlüğü'nde yapılan takibe borçlu tarafından yasal süresi içinde itirazın yapılmadığı kabul edilerek borçlunun şikayete yönelik istemin reddi gerekeceği -
Borçlunun itirazının süresinde olduğunun kabul edilebilmesi için, itirazın icra tutanağına geçirilmiş olması gerekeceği-
İİK. mad. 62/3 uyarınca, borçlunun, itiraz dilekçesinde yurt içinde adres gösterme zorunluluğu bulunduğu-
Rehin açığı belgesi içeriğinden, bir sene içerisinde bu belgeye dayalı olarak haciz yolu ile takip talebinde bulunulduğuna göre, borçluya ödeme emri gönderilmesine gerek olmadığı, alacaklının da ödeme emri gönderilmesi yönünde talebi olmadığından icra müdürlüğünce re’sen ödeme emri gönderilse bile, bu durumun borçluya itiraz hakkı vermeyeceği- Borçlunun icra müdürlüğünce yapılan bakiye borç hesabına yönelik yapılan hesap işleminin doğru olmadığından bahisle icra mahkemesi nezdinde şikayette bulunmasında ise hukuki yararının olduğu-
İcra takibinin mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olması halinde İİK. mad. 53’ün uygulanmayacağı- Mirası reddettiğinden murisin borcundan sorumlu olmadığını ileri süren borçlunun bu itirazının (borca itiraz) ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılmasının zorunlu olduğu, bu istemin taraf ehliyetine ilişkin ve süresiz şikayete tâbi olduğu gerekçesiyle kabulü ile takibin iptali yönünde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu vekili tarafından takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde mirasın reddi kararı icra müdürlüğüne sunularak, kesinleşen takipte hacizlerin kaldırılmasının istenemeyeceği-
Borçlu tarafından yapılan itirazda ‘tebligatın usulsüzlüğü’ şikayet yolu ile ileri sürülmediğinden, süresinden sonra yapılan bu itirazın takibi durdurmayacağının re’sen gözetilmesi gerekeceği-
İcra müdürünün borçlunun yetki itirazında yetkili yeri göstermediğinden dolayı yetki itirazının yapılmamış sayılmasına karar verme yetkisinin bulunmadığı, alacaklının, borçlunun yetkiye ve borca yönelik itirazının hükümden düşürülmesi amacıyla İİK. 67 uyarınca itirazın iptali ya da İİK. 68 uyarınca itirazın kesin olarak kaldırılması yoluna gitmesi gerekirken, yetki itirazının geçersizliğinin şikayet (İİK. 16) yoluyla ileri sürmesinin kanuna aykırı olduğu-
İcra dairesine yapılan itiraz üzerine takibin durmuş olmasının, şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Borçlu şirketin, ödeme emri tebliğinden sonra (itiraz süresi başladıktan sonra) ihtiyati haciz sırasında, ödeme emri tebliğ tarihini kabul ederek itiraz süresinden feragat etmesi ve borcu kabul etmesi halinde, sonradan icra müdürlüğüne yapılan itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı-