Müddeti içinde yapılan itirazın takibi durduracağı; itirazın durdurulması için icra müdürü tarafından bir karar alınmasına gerek olmadığı gibi, aksine alınan kararın da sonuç doğurmayacağı- İtiraz kaldırılmadan tahliyeye karar verilemeyeceğinden, öncelikle bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Bankacılık Kanunu’nun 138/4. maddesinde; “Fonun alacaklı olduğu ve İcra İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde, borçlular tarafından yapılan itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz" hükmüne yer verildiği fakat bu istisnai düzenlemeden, anılan Kanunun 143. maddesinde belirtilen varlık yönetim şirketleri yararlanamayacağı-
İcra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararı bildirici nitelikte olup, borçlu tarafından süresinde icra dairesine yapılan itirazla birlikte takip, kanun hükmü gereğince kendiliğinden duracağı ve duran takibe devam edilebilmesinin, alacaklı tarafından borçlunun itirazının hükümden düşürülmesine bağlı olduğu-
Fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak Bankacılık Kan. 138/4'de yer alan "borçluların itirazlarının satış dışındaki takip işlemlerini durdrumayacağı"na dair istisnai düzenlemeden varlık yönetim şirketleri yararlanamayacağı-
Alacaklının fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak üzere borçlu vekilinin itirazı doğrultusunda takip öncesi ve takip sonrası yasal faiz işletilmesine ilişkin beyanının, faiz alacağının yasal faizle sınırlandırıldığı anlamına gelmeyeceği, alacaklının beyanı, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak üzere, icra takibinin kabul edilen kısmı yönüyle devamını sağlamaya yönelik bir talep olduğundan, mahkemece, takibe konu alacağa takip öncesi ve sonrası uygulanacak faizin türü yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirilmesinin bozma sebebi olduğu-
Dava, yasaya aykırı yapıldığı iddia edilen hacizlerin kaldırılmasına yönelik şikayet istemine ilişkin olup, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yanında borca da itiraz etmesi halinde öncelikle çözümlenmesi gereken yetki itirazı olup, yetki itirazının kabulü ile takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi halinde, yetkili icra müdürlüğünde tebligat yapılması zorunludur ve borçlunun yeni tebligatı aldığı tarihten itibaren yasal sürede yetkili icra müdürlüğünde de itirazda bulunması gerekeceği, daha önce yetkisiz icra müdürlüğünde yapmış olduğu borca itirazı geçerliliğini korumayacağı, diğer yandan, İİK'nun 68. maddesinde, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvuru için öngörülen altı aylık süre, öğrenme tarihinden değil borçlunun itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı, icra dosyasında borçlunun itirazının alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığından, bu durumda, alacaklının gönderme talebinin yasal süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, o halde mahkemece, yetkili Alanya İcra Müdürlüğü'nde yapılan takibe borçlu tarafından yasal süresi içinde itirazın yapılmadığı kabul edilerek borçlunun şikayete yönelik istemin reddi gerekeceği -
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, anılan İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da belirtildiği gibi, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde ve bozma ilamına uyulmakla usuli kazanılmış hak oluştuğu da göz önünde bulundurularak yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Takip masrafları (icra giderleri), icra takibinin sonuçlandırılabilmesi için yapılması gereken harcamaların tamamı olup, bu masraflardan borçlu sorumlu olduğundan (İİK. 59), icra dosyası masraflarının ve icra vekalet ücretinin de hesaplamaya katılmasının gerekeceği- Yasal sürede icra dairesine yapılan itiraz üzerine, itiraz edilen kısım yönünden takip olduğu yerde duracağı (İİK. 66) ve kabul edilen kısım üzerinden alacaklının takibe devam hakkı olduğundan, borçlunun en geç takip tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile kabul edilen asıl alacağa bu tarihten itibaren 3095 s. K. mad. 1 uyarınca yasal faiz hesaplanması gerektiği-