HMK. mad. 33 uyarınca, hukuki tavsif hakim tarafından yapılsa da,  yapılan başvurunun "tebligat usulsüzlüğü" şikayeti olarak kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin kesinleşmesinden önceki hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetli ise de; hakim, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemeyeceğinden, takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-
Borçlunun, yasal yedi günlük süre dolmadan itiraz dilekçesini icra dairesine havale ettirmek suretiyle teslim etmesi ve dilekçenin dosyaya konulduğu hususunda icra tutanağının düzenlenmesini istemesi gerektiği- İtirazın, icra tutanağına geçirildiği tarihte yapılmış sayılacağı, bu tutanakların aksi ancak aynı nitelikte bir belge ile ispatlanabileceği- İcra Dairesince 14.01.2014 tarihli karar ile borçluların itiraz dilekçelerinin 08/04/2013 tarihli oldukları belirtilerek tutanağa geçirilmişse de, 14.01.2014 tarihli karar ile borçluların itiraz dilekçelerinin 08.04.2013 tarihli olduğu konusunu destekleyecek hiçbir delil ve emareye dosyada rastlanmamış olup, mahkemece icra dairesi tarafından tutulan tutanak esas kabul edilerek şikâyetin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
İtirazın iptali davasının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı- Takip tarihi ile dava tarihi arasında ödeme mevcut ise, bu ödemeler yönünden dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, sadece ödeme tarihlerine kadar talep varsa takip tarihinden itibaren temerrüt faizi verilebileceği- Davadan sonra yapılan ödemeler infazda dikkate alınacağından, bunların alacaktan mahsubunun mümkün olmadığı-
Kira sözleşmesinin İİK mad. 68'de sayılan belge niteliğinde olduğundan davalı artık, sadece kira borcunun ödendiğini veya ödenmeme sebebini İİK mad. 66'da sayılı yazılı belge ile ispat etmek durumunda olduğu, dayanak yazılı kira sözleşmesinde kiralananın sağlam, tam ve kullanılmaya elverişli bulunduğu da belirtilmiş olmasına göre Mahkemece İİK mad. 68'de belirtilen belge niteliğindeki dayanak sözleşme hükümleri esas alınarak işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının yapmış olduğu takibe karşı borçlu süresinde ve usule uygun olarak itiraz etmiş olmakla İİK'nun 66. maddesi gereğince anılan takip duracağından, durma kararı sonrası itirazın iptali veya itirazın kaldırılmasına karar verilmeden takip dosyasında hiçbir işlem yapılamayacağı, o halde; itirazla duran takipte borçluya yenileme emri de gönderilemeyeceğinden mahkemece şikayetin kabulü ile yenileme emrinin iptaline karar vermek gerekeceği-
İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce, borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerektiği- Takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı-
Takibe süresi içinde itiraz edilmemişse alacaklının haciz isteme yetkisini kullanabileceği- Kendisine bir dilekçe sunulan icra memurunun, bu dilekçeyi havale ederek icra dosyasına koyması ve icra tutanağına da bu durumu kaydetmesi gerektiği- Şikâyetçi-borçlu belediyenin ödeme emrinin tebliği üzerine yasal yedi günlük süre dolmadan, itiraz dilekçesini icra dairesine havale ettirmek suretiyle teslim etmek ve dilekçenin dosyaya konulduğu hususunda icra tutanağının düzenlenmesini istemesi gerektiği-D.çenin havale ettirildiği tarih ile dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarih yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, bu haliyle süresinde yapılmayan itirazın geçersiz olduğu ve icra dairesince takibin kesinleştirilmesinde ve haciz işleminin yapılmasında yasaya aykırı yön bulunmadığı-Şikâyetçi-borçlu Belediye Başkanlığının taraf olduğu takibe ilişkin belgeleri zimmet defteriyle teslim etmesinin mümkün olmadığı- İcra dairesince belediyelerden istenen çeşitli kayıtların, taşınmaza ait imar durumlarının, vb. zimmet defteri ile teslimi mümkün ise de, Belediyenin taraf olduğu dosyaya ilişkin itiraz dilekçesinin bu usulle icra dairesine sunulmuş olmasının, işlemin (itirazın) usulüne uygun olduğunu göstermeyeceği- Ödeme emrine itiraz tarihinin belirlenmesinde zimmet defterindeki teslim tarihinin esas alınamayacağı-
İtirazın iptali kararı bozulmakla İİK'nun 40. maddesi uyarınca takip olduğu yerde duracağından ve takibin durması gereken bu dönemde takip işlemi yapılamayacağından, mahkemece itirazın iptali yolunda yeni bir hüküm verilinceye kadar haciz yapılamayacağı, aksinin kabulünün İİK'nun 66. maddesine aykırı bir durum yaratacağı-
İtiraz üzerine duran takibin itirazın iptali davasında verilen kısa karar ile devamının sağlanamayacağı-
Kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin davada, davacı banka alacağın tahsili için icra takibi başlatmış, bu dosyada davalı kısmi itirazda bulunmuş olup, icra dosyasında itiraz edilmeyen kısım yönünden takip kesinleştiğinden mahkemece, bilirkişi raporunda tespit edilen alacak miktarından, icra takibinde kesinleşen kısım indirildikten sonra bu davaya konu itiraza uğrayan alacak yönünden karar verilmesi gerektiği-