Borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borca da itiraz etmiş olup, bu hali ile, akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğinden TBK’nun 89. (BK.nun 73.) maddesinin uygulanması imkanının bulunmadığı, bu durumda, alacaklının, ödeme zamanındaki yerleşim yerindeki icra müdürlüğünde takip yapamayacağı- Hakimin taraflarca ileri sürülen maddi vakıalar ile bağlı ise de, hukuki nitelendirmeleri ile bağlı olmadığı-
Borçlunun icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi açıkça borcun tamamına itiraz mahiyetinde olup, alacaklı olduğunu söylemekle borcu olmadığını belirttiği, bu nedenle icra müdürlüğünce takibin durdurulmasının İİK.nun 66. maddesi hükmüne uygun olduğu-
İcra müdürlüğünce borçlunun itirazında kabul ettiği asıl alacak ve yasal faiz oranına göre takibe devam edilmesi gerekirken, takibin tamamen durdurulmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Süresi içerisinde takibe itiraz edilmesi halinde, İİK 66. maddesi gereği takip duracağından dolayı ortada kesinlemiş bir takip olduğundan bahsedilemeyeceği ve bu durumda, takibin kesinleşmesinden önce üçüncü şahsa İİK 89/1 madde kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesinin geçerliliğini yitireceği-
Yetki itirazının, esasa ilişkin itirazla birlikte yapılması gerektiği- İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesinin inceleneceği- Yetkiye itiraz edilirken, borçlu tarafından, yetkili icra dairesinin “açıkça” belirtilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde itirazın usulsüz olduğunun kabul edileceği-
Borçlunun borca itiraz etmesi halinde mahkemece süresinde yapılmış geçerli bir itiraz olduğu için takibin durdurulmasına yönelik icra müdürlüğü kararının kaldırılması istemli şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Müddeti içinde yapılan itirazın takibi durduracağı, borçluların icra müdürlüğüne muhafaza işlemine yönelik şikayet niteliğindeki başvurularında borçlarını taksitlendirerek ödemek istediklerini beyan ederek borcu kabul etmiş olmaları karşısında, geçerli bir itiraz olmadığı için icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu tarafından aleyhine yapılan takipte ödeme emri tebliği üzerine borca itiraz süresi olan yedi günlük süre içinde borca itiraz edilmekle takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icra takibine devam edilerek haciz yapılmasının doğru olmadığı-
Borçlu müteselsil kefilin borca ve tüm fer'ilerine itiraz etmesi ve takip konusu borcun asıl borçlu tarafından ödenmiş olduğu iddiasında bulunması halinde, icra mahkemesinde bu konuda araştırma yapılarak bir karar verilmesi gerekirken ödeme iddiası dikkate alınmadan 5411 s. K. mad. 138/4 gereğince takibin devamına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Fonun alacaklı olduğu ve İİK. uyarınca yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazların satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı (5411 s. K. mad. 138/4)-