Borçlunun tahsil ettiği kira paraları ve mevduat hesabındaki miktarların mirasçılık belgesine göre ne kadarının alacaklıya miras payı olarak düştüğünü bilmeme imkanı olmadığı gibi, kendisi tarafından yapılan ve belgeleri de kendisinde bulunan vergi ve işçi alacaklarına dair likit ödemeler üzerinden basit bir hesapla ona ait miktarın belirlenmesi mümkün bulunduğundan ve tespit için gerekli tüm bilgi ve belgelere de sahip olduğundan borçlu aleyhine karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan İİK. mad. 67/2 uyarınca %20’den (yüzde yirmi) aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği- Karşı dava dilekçesi, uzatılmış cevap süresi içinde mahkemeye sunulduğu, bu tarihte esasen harcının da karşı davacıdan alınması gerekli ise de mahkeme tarafından eksik bırakıldığına ve daha sonra mahkeme tarafından verilen süre içinde karşı dava harcı tamamlanmış olduğu, bu durumda karşı davacıya yüklenecek bir kusur da bulunmadığına göre karşı davanın süresi içinde açıldığının kabulü gerekeceği- Mahkemece asıl ve karşı dava ile ilgili tüm bilgi ve belgeler, deliller toplanarak, gerektiğinde itirazın iptaline konu ve mahsup edilecek miktarlar, karşı davada ivaz karşılığından karşı davalı payına düşecek miktar da dikkate alınacak şekilde konusunda uzman bilirkişi kurulundan alınacak rapordan da faydalanılarak hüküm kurulması gerektiği-
Borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borca da itiraz etmiş olup, bu hali ile, akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğinden TBK’nun 89. (BK.nun 73.) maddesinin uygulanması imkanının bulunmadığı, bu durumda, alacaklının, ödeme zamanındaki yerleşim yerindeki icra müdürlüğünde takip yapamayacağı- Hakimin taraflarca ileri sürülen maddi vakıalar ile bağlı ise de, hukuki nitelendirmeleri ile bağlı olmadığı-
İcra müdürlüğünün takibin durdurulması hakkındaki işleminin iptaline yönelik istemin, hakim hukuki nitelendirme ile bağlı olmadığından (HMK. 33), “itirazın kaldırılması” başvurusu olarak değerlendirilmesi gerekeceği- Borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borca da itiraz etmiş olup, bu hali ile, akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğinden TBK’nun 89. (BK.nun 73.) maddesinin uygulanması imkanının bulunmadığı, bu durumda, alacaklının, ödeme zamanındaki yerleşim yerindeki icra müdürlüğünde takip yapamayacağı-
Borçlunun icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi açıkça borcun tamamına itiraz mahiyetinde olup, alacaklı olduğunu söylemekle borcu olmadığını belirttiği, bu nedenle icra müdürlüğünce takibin durdurulmasının İİK.nun 66. maddesi hükmüne uygun olduğu-
İcra müdürlüğünce borçlunun itirazında kabul ettiği asıl alacak ve yasal faiz oranına göre takibe devam edilmesi gerekirken, takibin tamamen durdurulmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Süresi içerisinde takibe itiraz edilmesi halinde, İİK 66. maddesi gereği takip duracağından dolayı ortada kesinlemiş bir takip olduğundan bahsedilemeyeceği ve bu durumda, takibin kesinleşmesinden önce üçüncü şahsa İİK 89/1 madde kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesinin geçerliliğini yitireceği-
Yetki itirazının, esasa ilişkin itirazla birlikte yapılması gerektiği- İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesinin inceleneceği- Yetkiye itiraz edilirken, borçlu tarafından, yetkili icra dairesinin “açıkça” belirtilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde itirazın usulsüz olduğunun kabul edileceği-
Borçlunun borca itiraz etmesi halinde mahkemece süresinde yapılmış geçerli bir itiraz olduğu için takibin durdurulmasına yönelik icra müdürlüğü kararının kaldırılması istemli şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Müddeti içinde yapılan itirazın takibi durduracağı, borçluların icra müdürlüğüne muhafaza işlemine yönelik şikayet niteliğindeki başvurularında borçlarını taksitlendirerek ödemek istediklerini beyan ederek borcu kabul etmiş olmaları karşısında, geçerli bir itiraz olmadığı için icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu tarafından aleyhine yapılan takipte ödeme emri tebliği üzerine borca itiraz süresi olan yedi günlük süre içinde borca itiraz edilmekle takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icra takibine devam edilerek haciz yapılmasının doğru olmadığı-