Mahkemece, alacaklının, itirazın kaldırılmasına karar verilmesinden sonra, anılan ilamı takip dosyasına sunarak, takibin devamına karar verilen kısım açısından takibe devam edilmesini istemesinin mümkün olduğu fakat bu durumun ancak anılan takipte yer almayan ancak itirazın kaldırılmasına ilişkin ilamda hüküm altına alınmış olan tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti alacaklarının tahsili için ayrı icra emri gönderilmesi ile gerçekleşebileceği ilkesi gözetilmek suretiyle, şikayetin kısmen kabulü ile itirazın kaldırılması davasında hükmolunan alacak kalemlerinin dışındakiler yönünden anılan icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrine "itiraz tarihi"nin, itiraz dilekçesinin "icra tutanağına geçirildiği tarih" olduğu-İcra memuru tarafından havale edilen itiraz dilekçesinin, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük süre geçirildikten sonra icra tutanağına kaydedildiği ve bundan bir gün sonra  da UYAP sistemine kaydının yapıldığı anlaşıldığından, borçlular tarafından, yasal yedi günlük süre içinde yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemeyeceği ve icra müdürlüğünün "takibin durdurulması" yönündeki kararının yasaya uygun olmadığı-
Takip dosyasına yapılan itirazda imzanın bizzat icra müdürü huzurda atılmasının zorunlu olmadığı, itiraz dilekçesinin posta yoluyla da gönderilebileceği-
İtiraz ile duran takibin 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 13. ve 138. maddeleri uyarınca yapılan takiplerden olduğu gerekçesiyle satış işlemleri yönünden takibin durdurulmasına, diğer takip işlemleri yönünden takibin devamına dair icra müdürlüğünce verilen kararın iptaline ilişkin şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Yetkili icra dairesinin açıkça belirtilmediği yetki itirazlarının dikkate alınamayacağı-
Borçlu bakanlık hakkında idare mahkemesi ilâmı uyarınca takip talebinde yazılı alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiği, borçlu idareye örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu idarenin yasal süresinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçede; talep edilen miktarda farklılıklar olduğu belirtilmiş ise de, itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermeyen borçlu idarenin itiraz etmemiş sayılacağından takibin kesinleşmiş olduğu-
Takip dosyasında mevcut borçluya gönderilen ve tebliğ edilen ödeme emri tebligat mazbatasında tebliğ tarihinin belirtilmediği anlaşıldığından, öncelikle itirazın süresinde olup olmadığının tespiti için ödeme emri tebliğ tarihinin ilgili posta müdürlüğünden sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
"Borcunun bulunmadığı ve yediemin ücreti için müstakil takip yapılamayacağı"na ilişkin başvurunun borca itiraz niteliğinde olduğu ve genel haciz yolu ile başlatılan takipte ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmesi gerektiği-
Borçlunun, genel haciz yolu ile başlatılan takip talebinde istenen işlemiş faiz miktarına itirazının borca itiraz niteliğinde olduğu ve bu itirazın icra dairesine bildirmesi gerektiği- Borçlunun borca itirazlarını icra dairesi ile birlikte ayrıca icra mahkemesine de bildirmesinin fuzuli bir başvurudan ibaret olup hukuki sonuç doğurmayacağı-
İtirazın iptali üzerine, icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden takibe devam edilmesinin zorunlu olduğu, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemeyeceği- İlamda ilk defa hüküm altına alınan yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminat alacaklarının ise aynı takipten tahsili isteniyorsa bunlar yönünden borçluya icra emri tebliğ edilmesi gerektiği- İcra inkar tazminatına itirazın iptali davası karar tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, takip tarihinden itirazın iptaline dair mahkeme karar tarihine kadar faiz işletilmesinin hatalı olduğu, belirtilen döneme dair işletilen faiz tutarı yönünden de şikayetin kısmen kabulü ile anılan kalemler yönünden icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-