Borçlu tarafından asıl alacağa değil yalnızca faize itiraz edilmiş olması halinde icra müdürlüğünce asıl alacağa yönelik takibin devam ettirilip, hacze yönelik işlem yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Süresi içinde yapılan itiraz üzerine takibin duracağı ve alacaklı tarafından itiraz edilen kısımlarla ilgili olarak “itirazın iptali” veya “itirazın kaldırılması” kararı alınmadıkça takibe devam edilemeyeceği-
Borçlu tarafından 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra icra dairesine itirazda bulunulması ve alacaklının da bu itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmuş olması halinde mahkemece –icra inkar tazminatına hükmedilmeksizin- alacaklının “itirazın kaldırılması isteminin reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Süresi içinde icra dairesine verdikleri itiraz dilekçesinde “icra müdürlüğünün yetkili olmadığını, borcun bulunmadığını, talep edilen faizin fahiş olduğunu, mükerrer takip yapıldığını” ileri sürerek borca itiraz etmiş olan borçluların bu itirazları karşısında icra müdürlüğünce takibin durdurulması gerekeceği-
Yıl içeren dönemlerde faiz hesabının 365 gün üzerinden yapılması gerekeceği-
“Vade farkı” nın faiz olmayıp, borçlunun vade tarihinden itibaren temerrüde düşeceği-
Borçlu tarafından süresi içinde “işlemiş faiz miktar ve oranı” na itiraz edilmemiş olması halinde takip hukuku bakımından bu faizin kesinleşeceği ancak, “işleyecek faiz miktar ve oranı” na borçlu tarafından itiraz edilmemiş olsa dahi bunun kademeli olarak icra müdürü tarafından doğrudan doğruya hesaplanacağı-
Süresinde icra dairesine itirazda bulunarak takibi durdurmuş olan borçlunun ayrıca icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurarak borca itirazda bulunmasının fuzuli bir işlem olduğu-
Örnek 7 ödeme emrini alan borçlunun süresi içinde icra dairesinin yetkisine itiraz ederek takibi durduktan sonra ayrıca icra mahkemesine başvurarak yetki itirazında bulunmuş olması halinde, icra mahkemesince “yetki itirazının reddine” karar verilmesi gerekeceği-