Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibindeki borçlunun itirazının hükümden düşürülmesi ve duran takibin sürdürülebilmesinin, itirazın kaldırılması veya iptaline bağlı olduğu-
Borçlu tarafından yapılan kısmi ödemenin B.K 84.maddesi (şimdi; TBK. Mad. 100) uyarınca öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekeceği-
Süresinde yapılmış itiraz nedeniyle takibin durdurulması gerekirken durdurulmamış olması nedeniyle yapılan haciz işleminin hukuki sonuç doğurmayacağı-
Cezai şarta, sözleşme gereğini yerine getirmeyenin, temerrüde düştüğü tarihten itibaren faiz yürütülebileceği-
Kural olarak BK'nun 84.maddesi uyarınca, yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir ise de alacaklı vekilinin duruşmalardaki kabulü karşısında borçlu tarafından yapılan ödemeler ile asıl alacağın 13.06.2007 tarihinde sona ermiş olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Borçlu vekiline vekalet verildiği tarihte vekalet verenler yetkili olduklarından, borçlu şirket tarafından azledilmedikçe vekalet veren yetkililerin değişmesinin vekaleti geçersiz kılmayacağı-
Alacaklının ihtilafı sürdürdüğünün anlaşılması halinde (örneğin borçlunun yeni adresinin tesbitinin istenmesi veya adres bildirilerek takibin devam ettirilmesi gibi), ödeme emri tebliğ edilmese bile itirazın geçerli olduğu-
Borçlunun temerrüde düşürüldüğüne ilişkin takipten başka bir yazılı belge mevcut olmadığından alacaklı, takip tarihinden itibaren faiz isteyebileceğinden işlemiş faize ilişkin itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
4077 sayılı TKHK'nun 103. maddesinde, "tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde kredi veren asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" düzenlenmesi karşısında alacaklı banka asıl borçlu hakkında icra takibi yapıp takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını istemeyecekse de somut olayda takip dayanağı genel kredi sözleşmesi olup, müteselsil kefil hakkında icra takibi yapılabileceği-
Yasal sürede yapılan itiraz ile takip olduğu yerde duracağından itiraz tarihinden itibaren yapılan haciz ve her türlü icra takibi işleminin yok hükmünde olacağı-