Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca kat maliklerinin borcundan dolayı, ana gayrımenkulun bulunduğu yerdeki icra dairelerinde takip yapılabileceği, bu yetki kuralının emredici nitelikte ve emredici nitelikte olduğu-
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca; tüketicinin birbirini izleyen en az 2 taksiti ödemede temerrüde düşmesi halinde, kredi verenin borcun tümünün ifasını isteme hakkını kullanabilmesi için en az 1 hafta süre vererek muaceliyet ihtarında bulunması gerekeceği-
Borçlunun süresi içinde yapacağı itiraz ile takip durduktan sonra bu itiraz İİK. 67 ve 68 uyarınca açılacak davalar sonucunda kaldırılmadıkça, takibin yenilenmesi suretiyle borçlu hakkındaki takibin sürdürülmesi ve bu anlamda haciz talebinde bulunulamayacağı-
Alacaklı vekili tarafından HMUK. mad. 193/2 (şimdi HMK. mad. 20/2) öngörülen on günlük (şimdi; iki haftalık) süre geçtikten sonra dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın gönderildiği icra dairesince re’sen “takibin açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından, “takipten önce uygulanan ve takip sonrası için uygulanması istenen faiz oranı”na itiraz edilmemiş olması halinde, takip öncesi için talep edilen faiz miktarının kesinleşmiş olacağı, icra müdürlüğünce fakat takipten sonrası için kademeli olarak değişen faiz oranlarına göre faiz hesaplaması yapılması gerekeceği-
Takip konusu borcun birden fazla borçlusu bulunması halinde, alacaklının bunlardan birisinin ikametgâhının bulunduğu yerde -tüm borçlular hakkında- icra takibi yapabileceği, ancak bu hükmün (kuralın), yalnız «borçlulardan birinin ikametgâhındaki (onun için genel yetkili olan) icra dairesinde takip yapılması halinde» geçerli olacağı-
Temerrüt faizine tekrar temerrüt faizi yürütülemeyeceği; ancak, “kapital faizi” olarak nitelendirilen faize tekrar faiz yürütülebileceği-
Kural olarak davalının birden fazla olması halinde dava (takip) bunlardan birinin ikametgâhı mahkemesinde (icra dairesinde) açılır. Şayet alacaklı, takibe borçlulardan birinin ikametgâhı icra dairesinde girişmiş ve bu borçlu takibe de itiraz etmemişse diğeri yönünden de icra dairesinin yetkisi kesinleşecektir. Ne var ki, bu kuralın uygulanabilmesi için alacaklının borçlulardan en az birinin doğru ikametgâh adresinde takip yapması gerekir. Aksi halde yetki konusunda tercih hakkını doğru kullanmayan alacaklının bu hakkı karşı tarafa geçecek ve onun yetki itirazının göz önünde tutulması gerekecektir. Diğer yandan borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde 1086 sayılı HUMK’ nun 9/2 maddesinin 1. cümlesi hükmünün uygulanamayacağı-
Borçlunun “borç aslı” na itiraz etmeyip sadece “yetki” ye “faiz oranı” na ve “takibin İİK. nun 58. maddesindeki usule uygun yapılmadığı” na itiraz etmiş olması halinde asıl alacak yönünden takibin kesinleşmiş olacağı-
Yetkisiz icra dairesine yapılan borca itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı-