"Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi Tapu Tahsis Belgeli Tesis Karşılığı Konut Sözleşmeleri"nin tarafların özgür iradeleri ile düzenlenen ve özel hukuk hükümlerine tabi sözleşmeler olup,sözleşme uyarınca eksik belirlendiği iddia edilen bakiye alacağının talep edildiği olayda, 2981 sayılı Kanun uyarınca tapu tahsis belgeli yerlerde, idarenin eylem ve işleminin tapu tahsis belgesinin verilmesi ile sona ermesi nedeniyle davacının kişisel hakka dayalı talebine ilişkin uyuşmazlıkta idari yargının değil, "adli yargı" mahkemelerinin görevli olduğu- 2981 sayılı Kanun' un 13. maddesinin (b) fıkrası, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Yönetmeliği' nin 14.maddesi ve tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları ve kendileri yönünden bağlayıcı sözleşme hükümleri uyarınca tapu tahsis belgeli gecekonduların bulunduğu arsa üzerindeki yapı ve müştemilatlar ile ağaçlara ait bedelin belirlenmesinde enkaz bedelinin esas alınması gerektiği-
İdarenin taşınmaza eylemli olarak el koyup taşınmazın tamamen veya kısmen kullanılmasına engel olması nedeniyle açılacak tazminat davasında "adli yargının" görevli olduğu-
Kamu tüzel kişisi olarak kanunla kuruldukları ve kamu hizmeti sundukları tartışmasız olan "vakıf üniversitelerinin hastaneleri"nin, Devlet üniversiteleri hastanelerinden farklı tutulmasının hukuken olanaklı olmadığı, bu bağlamda sağlık hizmetinin sunulmasından kaynaklanan zararlarda, tazmin sorumluluğunun doğup doğmadığının, "idari yargı" yerince hizmet kusuru ilkesi kapsamında incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Kat Mülkiyeti Kanunu' na tabi taşınmazın ortak alanına yapılan müdahale ve işgalden doğan ecrimisil talebine ilişkin davanın Asliye Hukuk Mahkemesi' nde açılması gerektiği-
İİK’nun 258’inci maddesinde sadece genel olarak mahkemeden söz edildiğine göre, ihtiyati hacizde görev konusunda HMK’nun göreve ilişkin hükümlerinin (m.1-4) uygulanacağı- Asliye Hukuk Mahkemesince "HMK’nun 316/1-a hükmüne göre, Sulh Hukuk Mahkemelerinde basit yargılama usulünün uygulandığı" belirtilerek, "Sulh Hukuk Mahkemesinin basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde genel görevli mahkeme olduğu" şeklinde bir anlam çıkarılamayacağından, Asliye Hukuk Mahkemesince, "görevsizlik nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddine" karar verilemeyeceği-
Uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında yapılan cep telefonu abonelik sözleşmesinden kaynaklanmış olup, aboneliğin tesisi sırasında davacıya ait nüfus cüzdanı ile birlikte avukat kimlik belgesinin de ibraz edildiği, ayrıca davacının dava dilekçesinde cep telefonunu mesleki amaçlarla edinip kullandığını belirttiği sabit olduğundan davacının kanunda tanımı verilen tüketici tanımına uymadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı kanun kapsamında kalmadığı; uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi içerisinde olduğu-
Yargıtay bozma kararına uyulduktan sonra görülmekte olan davaya uygulama imkanı olan yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararının çıkması ve hükmüne uyulan bozma kararından sonra görevle ilgili yeni bir yasal düzenlemenin getirilmiş olması hallerinin usuli kazanılmış hak müessesesinin istisnaları olduğu-
İhtiyati hacizde hangi mahkemenin görevli olduğu İcra ve İflas Kanunu'nun 258.maddesinde açıkça belirtilmeyip sadece genel olarak mahkemeden söz edildiğinden, görev konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsilinin temini amacıyla ihtiyati haciz isteminin Ticaret Mahkemesinde görüleceği, ihtiyati haciz isteminin görev yönünden reddine karar verilirken ayrıca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmemesi gerektiği-
Avukat olan davacının, davalı sitede bulunan ve güvenliği de site yönetimi ile yapılan anlaşma gereği davalı şirket tarafından sağlanan bir daireyi kiralayıp "avukatlık bürosu" olarak kullanmakta olduğu ve avukatlık bürosunda meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle uğradığı zararın davalı site yönetimi ile davalı şirketten tazminini istediği davada, dava konusu yer avukatlık mesleğinin icrası için kullanıldığından, davaya bakmakta görevli olan mahkemenin Tüketici Mahkemesi olmadığı; görevin Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğu-
Tedavi gideri alacağı davası açan davacının, memur statüsünde bulunduğu anlaşıldığından; sosyal güvenlik kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, bunların iptali için açılan davaların çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu-