8. HD. 04.10.2018 T. E: 2087, K: 16831-
Dava konusu taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığı hususunda Belediye Başkanlığı ile yapılan yazışmalar arasında çelişkilerin bulunduğu, bu çelişkilerin giderilerek, dava konusu taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmasından sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken, taşınmazın ifrazının mümkün olmadığından bahisle karşı davacının temliken tescil talebinin reddine karar verilemeyeceği-
TMK'nın 724. maddesi gereğince temliken tescil, olmadığı takdirde tazminat isteği-
E.tmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil; karşılık dava, TMK’nın 724. maddesine dayalı tapu iptali tescil olmadığı takdirde binanın değeri ve tarlaya katılan değer olan 200.000,00 TL'nin yasal faizi tahsili istemi-
Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
TMK’nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Medeni Kanunun 724. maddesi uyarınca temliken tescil isteği-
8. HD. 04.06.2018 T. E: 10405, K: 13635-
Bir şeye malik olan kimsenin, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağı, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsadığı, bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da girdiği, 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku'nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerektiği, muhdesatın, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmediği, muhdesat sahibinin hakkının, sadece şahsi bir hak olduğu, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceği- Çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığının kabul edilmesi gerektiği, muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği- Tespit davasının, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmadığı, bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanının sınırlı olduğu, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerektiği, eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığının kabul edileceği, hukuki yararın bulunmasının dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetileceği, hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğunun kabul edildiği-