Olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunmasının mümkün olmadığı-
Temliken tescil isteyen şahsın dava konusu taşınmazı tapu maliklerinden herhangi bir sözleşmeyle haricen satın aldığı kanıtlanamamış olup, aynı şahsın bina yaptığı yerin bedeli karşılığında temliken tescili talebinde bulunduğu ancak bu talebinin kabul edilmemesi halinde tazminat istemediği de bilindiğinden; elatmanın önlenmesi ile birlikte kal kararı da verilmesi gerektiği- 
Haricen satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil" davası ile TMK.'nun 724. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkin davada dayanılan hukuki nedenler farklı olduğundan, derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilemeyeceği-
Paylı mülkiyete tabi bir taşınmazın tamamında paydaşların her birinin hakkı bulunduğundan diğer paydaşların onayı alınmadan bina yapılması, ağaç dikilmesi halinde TMK. mad. 724 'de öngörülen iyiniyet koşulunun gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği-
Dava konusu taşınmazın tahsis hakkına dayanılarak davalıların murisi adına tescil edildiği, davacının haricen düzenlenen senetle tahsis hakkını devraldığı, tapulu yerin haricen satışının geçersiz olduğu gerekçesiyle tapu iptali, tescil talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- Sözleşmenin konusu, tapuda kayıtlı bir taşınmazın satışına ilişkin bulunduğundan, TMK. mad. 706 ve TBK. mad. 213 'e göre resmi şekilde düzenlenmemiş bu sözleşmeye dayanılarak mülkiyet aktarımı istenemeyeceği ancak davacının geçersiz olan bu sözleşmeyle davalıların malvarlığına geçirdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak talep edebileceği-
Mülkiyet hakkı ile kişisel hakkın karşı karşıya gelmesi durumunda, mülkiyet hakkına değer verilmesi gerekeceği- Davacılar TMK 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayalı olarak eldeki davayı açtığına göre, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı-
TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebileceği, hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebileceği, malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesinin bazı koşulların varlığına bağlı olduğu-Davacı, davalı kayınpederinin taşınmazı üzerine ev inşa ettiğini, iyiniyetli olduğunu ileri sürmüş ise de; el attığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmediğini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilebilecek durumda olmadığını ispatlayamadığı, bu durumda iyiniyetin varlığı kabul edilemeyeceğinden TMK'nın 725. maddesindeki temliken tescil koşullarının gerçekleşmediği-
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hüküm olduğundan bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği-
Hüküm sonucunda taşınmazda davacılar adına tescil edilen kısmın ne şekilde tescil edileceğinin belirtilmemesi, kalan kısım ile ilgili karar verilmemesi ve yol olarak terkinine karar verilen kısım taşınmazda yer aldığı halde hüküm sonucunda farklı sayıda bir parselde taşınmaz olarak gösterilmesinin infazda tereddüte neden olacağı-
Davacılar, dava konusu taşınmazın şahsın mirasçıları tarafından davacı tarafa devredilmesi yönünde davalıların murisi ile davacıların murisi arasında anlaşma olduğunu savunmuş ise de dosyaya bu konuda bir delil sunamadığından davacılar yararına sübjektif iyiniyet koşulunun gerçekleşemediği ve tapu kayıt maliki davalının elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemlerinin kabulü gerektiği-