Davacı vekilinin ısrarla müvekkilinin dava konusu taşınmazda satın aldığı kısmın ifrazının mümkün hale geldiğini ve bu hususun ilgili idareden sorulmasını istediği, bu durumda mahkemece, davacının satın aldığı ve evini inşa ettiği kısmın ifrazının mümkün olup olmadığının ilgili idareden sorularak karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Dava konusu taşınmazda paydaş olmayan davacı lehine muhdesatın aidiyetinin tespiti yönünde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava, ortaklık sözleşmesine dayalı tescil istemine ilişkin olup sözleşmenin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.706 ve Borçlar Kanunu m.213 gereğince resmi şekilde yapılmadığı için geçerliliğinin bulunmadığı, mahkemece, tescile ilişkin istemin bu gerekçeyle reddedilmesi gerekirken TMK m.724 koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddinin doğru olmadığı- Davacı tapu kayıt maliklerinden biriyle yaptığı adi yazılı sözleşmeye güvenerek taşınmaz üzerinde bilirkişi raporunda gösterilen adet ve evsafta ağaç yetiştirmiş olup, ağaçların taşınmaza kattığı değer oranında davalılar sebepsiz yere zenginleştiklerinden, bilirkişilerden ek rapor alınarak, gerekirse mahkemece yeniden keşif yapılmak suretiyle davacı tarafından dikildiği belirtilen meyve ağaçlarının dava açma tarihindeki değerleri belirlenerek tazminine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme içeren bilirkişi raporu esas alınarak tazminat miktarının belirlenmesinin doğru olmadığı-
Dava konusu taşınmazın sicil kaydında yer alan şerhin sahibine tazminat ve TMK'nin 724. maddesinden kaynaklanan kişisel hak niteliğindeki temliken tescil isteme hakkının dışında başkaca bir hak bahşetmeyeceği, o halde somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu parsel üzerindeki evin tarafların ortak murisi ...'a ait olduğuna ilişkin şerhin davacılara ayni hak vermeyeceği, dolayısıyla kullanım haklarının olmadığı göz önüne alınmaksızın talep edilen ecrimisil açısından ret kararı verilmesi gerekeceği-
Mahkemece dosyanın içeriğine, taraf ve tanık beyanlarına göre esas davanın kısmen kabulüne, davalının elatmasının önlenmesine, hükme esas alınan bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen yerdeki zeytin ağaçlarının, B harfiyle gösterilen naylon seranın, C harfiyle gösterilen hafriyatın, D harfiyle gösterilen yapının ve D1 harfiyle gösterilen tuvaletin kal’ine karar verildikten sonra, davalı-karşı davacının temliken tescil talebi TMK’nin 724. maddesinde düzenlenen şartlar oluşmadığından reddedildiğine göre, TMK’nin 723. maddesi uyarınca A ve D harfiyle gösterilen yapılar hakkında tazminata hükmedilmesi gerekirken, tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Muhdesatların bulunduğu taşınmazın, kamuya ait orman niteliğinde olup olmadığı hususu ile kamulaştırma sahası içinde kalıp kalmadığının belirlenmediği, davacı tarafın tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve muhdesatlara hukuken değer verilemeyeceğinin dikkate alınmasının yanında, özellikle mülkiyet hakkının ihlali bakımından da inceleme ve araştırma yapılarak; davalı mülkiyet hakkı sahibi Hazine'nin, davacının bu haksız kullanımına karşı suskunluk ve eylemsizliği var ise; bunun davacıyı meşru bir beklenti içerisine sokup sokmayacağı değerlendirilerek bir hüküm verilmesi gerektiği-
Salt binanın rayiç değerinin zeminin değerinden yüksek olması, kal’i istenen yapının taşkın kısmının yıkımının binanın statiğini bozacak olması, tecavüzlü yapıdaki taşkınlığın giderilmesi için yapının fiziki durumu nedeniyle tecavüzlü kısımdan fazla bir yapı bölümünün yıkımının gerekmesi, yıkımın fahiş zarar doğuracağını göstermeyeceği-
Yapının değerinin arazinn değerinden fazla olması halinde, iyiniyetli tarafın uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini talep debileceği- Haksız inşaattan kaynaklanan temliken tescil isteklerinin müstakil davaya konu olacağı sabit iken taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin savunma yoluyla da ileri sürülebileceği- Açılan davada hakimin taleple bağlı olduğu-
Davacı 11.11.2010 tarihinde satış yoluyla davalı adına tescil edilen taşınmaz üzerindeki binanın ikinci katının kendisi tarafından yaptırıldığının ve ona ait olduğunun tespiti ile tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesini istediği- Tapu kaydına göre malik olmayan davacının, dava sonucunda elde edeceği kararın, karşılaştığı tehdidi ortadan kaldırmaya elverişli olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre eda davasına ilişkin talepte bulunma imkânının mevcut olduğu, aynı zamanda öğretide kabul edilen muhdesatın tespiti davalarının görülebilme şartlarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından davacının muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yararı bulunmadığı-
Müdahalenin men'i ve kâl istemlerine-
Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan fındık ocaklarının davacı tarafından dikildiğinden, mahkemece muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin veya aidiyetlerinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetine karar verilmesinin hatalı olduğu- TMK'nin 1006. maddesinde "hangi hakların tapu kütüğüne tescil edileceği"; 1009, 1010 ve 1011 maddelerinde "hangi hakların şerh edilebileceği", 1012 maddesinde ise "taşınmaz eklentilerinin malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılacağı"," taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması" ve "bu sütuna yazılabilecek diğer hususların tüzükle belirleneceğinin" açıklandığı- Açıklanan bu hükümlerin istisnası niteliğindeki 3402 s. Kadastro Kanunu mad. 19/1'de ise, "tapuda kayıtlı taşınmaz malın zilyet lehine tespitinde, mevcut ve her türlü takyit ile sınırlı ayni hakların saklı tutulacağı, eski tapu kayıtlarındaki bu tür hak ve mükellefiyetlerin kadastro tutanağında belirtilerek yeni kütüklere aynen geçirileceği", mad. 19/2 de ise "taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceğinin" belirtildiği- Kadastro Kanunu'ndaki bu ayrık hüküm dışında Kanunlarımızda ve Tapu Sicil Tüzüğü'nde taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın tapu kütüğüne tescil veya şerh edilebileceğine veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebileceğine ilişkin başkaca bir hüküm de bulunmadığı- 3402 s. K. mad. 33. ve 19 genel hüküm niteliğinde olmadığından eldeki davaya uygulanmayacağı- Mahkemece, muhdesatın tapunun beyanlar sütununa tesciline karar verilmesinin hatalı olduğu-