Dava konusu muhdesatların meydana getirilme tarihi; dava dilekçesi, tanık beyanları ve toplanan delillere göre 2006-2007 yılları olup, davalının taşınmazdaki hisselerini satın aldığı tarihlerde anılan muhdesatların parsel üzerinde mevcut olduğu anlaşıldığından davalının anılan parseldeki hisselerini satın aldığı tarihte taşınmazın üzerinde mevcut olan muhdesatlarla birlikte satın alma işlemini gerçekleştirdiğinin kabulü gerektiği-
Taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasının bulunmadığı, taşınmaz ve muhdesatın kamulaştırmaya konu olduğuna ilişkin herhangi bir iddia,savunma, bilge ve belge de olmadığı anlaşıldığından, davacıların muhdesatın tespiti davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazların TMK. mad. 762 hükmüne göre menkul mal niteliğinde olduğu ve mad. 763 uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşeceği- Tapusuz taşınmazın satışının resmi şekle bağlı olmadığından adi yazılı senetle satışının mümkün olduğu- Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen tarafın, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü olmadığı-
Yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa, iyi niyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebileceği-
Asıl dava elatmanın önlenmesine, birleştirilen dava ise TMK. 724. maddesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkin olduğu- Mahkemece hem davacının elatmanın önlenmesi davasını kabul etmiş ve davalı...'ın taşınmazdan tahliyesine karar verilmiş, hemde karşı dava temliken tescil istemini kabul ederek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı-karşı davalı... adına tesciline karar vermek suretiyle çelişkiye düştüğü- Bir dava kabul edilmiş ise diğer davanın reddi gerekir iken her iki davanında kabulüne karar verilmesi nedeniyle birbiriyle çelişkili ve uygulanması imkansız bir sonuç doğduğundan, dosya da mevcut tüm deliller yeniden değerlendirilerek birbiriyle çelişmeyen, uygulanabilir ve denetlenebilir bir hüküm kurulması gerektiği-
Taşınmazın orman vasfıyla hükmen tescil ile Hazine adına kayıtlı olarak tescil edildiğinden orman parseli üzerinde meydana getirilen muhdesatlara yasallık sağlayacak şekilde tespit kararının verilemeyeceği- Tapu kaydının beyanlar hanesinde taşınmazın bir kısmının 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı yazılı bulunduğuna göre, dava konusu fındık ağaçlarının tamamının veya bir kısmının orman dışına çıkartılan sahada kalıp-kalmadığı kesin olarak belirlendikten sonra, orman olan sahada kalan muhdesat ile ilgili davanın reddi, orman dışında bulunan yani 2/B kapsamında bulunan muhdeat ile ilgili ise davanın kabulü gerektiği-
Orman parseli üzerinde meydana getirilen muhdesatlara yasallık sağlayacak şekilde tespit kararının verilemeyeceği-
Muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı- Taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı evin, tek katlı biçerdöver garajının, tek katlı traktör garajının ve tek katlı deponun davacı tarafından meydana getirildiği sabit olduğundan muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği-
Taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğunun kabul edileceği-
Taşınmazın tesciline esas belgeler (tapulama/kadastro tutanağı, mera, yaylak, kışlak kütüğü, Kadastro Mahkemesi dosyası) getirtilerek davaya konu muhtesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın niteliği yöntemine uygun biçimde araştırılıp soruşturulmalı, mera veya aktif su yatağı olup olmadığı duraksama olmaksızın belirlenmeli, taşınmazın belirlenecek niteliğine göre davacının taşınmaz üzerindeki muhtesatlar yönünden dava hakkının bulunup bulunmadığı düşünülmeli, dava hakkının bulunduğu kabul edildiği takdirde; kamulaştırmaya ilişkin evraklar ve kroki de eklenerek, taşınmazın hangi kısmının kamulaştırmaya konu olduğunun belirlenmesi, fen bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve krokisindeki muhdesatlar, kamulaştırma krokisi ile çakıştırılarak, muhdesatların bulunduğu bölümün kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının tespit edilmesi ve bu hususları gösterir rapor alınması, toplanan ve toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerektiği-