Davacı-karşı davalının temliken tescil ve terditli sebepsiz zenginleşme nedeniyle açtığı alacak davasına, davalı-karşı davacının meni müdahale ve ecrimisil talebinde bulunduğu; bozma kararı ardından, mahkemenin verdiği yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığı kararının, yargıda açıklık ve netlik prensibinin ihlali niteliğinde olduğu-
Davacının temliken tescil talebi reddedildiğine göre yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerekeceği, ancak malzeme sahibi iyiniyetli değilse tazminat miktarının levazımın en az kıymetini geçemeyeceği, somut olayda; davacı vekilinin tazminat talebi yönünden mahkemece, TMK'nın 723. maddesinde yer alan düzenlemeye göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının kendisine ait olmayan taşınmaz üzerine dava konusu taşınmazın önceki maliki ile aralarında yapılan anlaşmaya göre bina yaptığı anlaşılmakla, bina yapıldığı sırada malik olan kişiye karşı şahsi hak ileri sürülebilir ise de; taşınmazı bağış yoluyla devralan ve iyiniyetli 3. kişi olduğundan önceki malikin halefi konumunda da olmayan davalı vakfa karşı ileri sürülemeyeceği, bu durumda mahkemece, davacı tarafın taşınmazı bağış yoluyla devreden ile devralanın birlikte hareket ettiği iddiası ve ispatı da bulunmadığından tazminat istemine yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık konusu taşınmazın tarla niteliğiyle kadastro tespitinin kesinleşme tarihiyle davanın açıldığı tarih gözetildiğinde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.fıkrasında yer alan on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, mahkemenin bu yöne ilişkin görüşü biçimsel olarak doğru olsa da, tarafların kabul beyanları nazara alındığında, malik ...’in davalı gösterilen tüm mirasçılarının usulüne uygun kabul beyanı bulunup bulunmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, açıklanan nedenle, tüm mirasçıların kabul beyanları olup olmadığı yeterince araştırılmadan, var ise (hepsinin kabulü halinde) kabul beyanlarına üstünlük tanınmak suretiyle dosya kapsamında uygun bir karar verilmesi gerekirken doğrudan hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı- Mahkemece, dayanılan hukuki sebeplerden haricen satın alma ve zilyetlik hukuki nedenine yönelik davanın reddine karar verilmesine rağmen (terditli) temliken tescil talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Tahsisin iptaline dair idari karar ile davalı belediyeye devre ilişkin İl İdare Kurulunun 06.04.1989 tarihli ve 14 sayılı Kararı geçerli olmakla anılan kararlar aleyhine idari yargıda açılmış bir dava sonucunda verilmiş iptal kararı bulunmadığı sürece tahsise dayalı olarak davacının mülkiyeti kazandığının kabul edilemeyeceği, o halde mahkemece, davacının temliken tescil veya tazminata ilişkin talepleri yönünden TMK.'nun 724. maddesinde yazılı ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Elatmanın önlenmesi ve kal isteği, karşı dava TMK’nin 724. maddesine dayalı temliken tescil isteği- Kal'i talep edilen binanın son durumuna ilişkin ilgili kurumlardan bilgi alınarak, mahallinde fen ve arkeolog bilirkişiler ile tekrar keşif yapılarak rapor alınmak suretiyle, kal'e konu olan binanın korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olup olmadığının belirlenmesi gereklidir. Müdahaleli durumda olan binanın korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olmaması durumunda, mahkemece kal kararı verilebileceği, korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olması durumunda ise kal kararı verilemez.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, müdahalenin men'i ve ecrimisil istemlerine ilişkin davada, konusu para olan davada yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine harçlandırılmış dava değeri üzerinden nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti takdir edilmesinin doğru olmadığı-
Davacı-karşı davada davalı vekilinin mesleki mazeretinin kabulüne karar verildiğine ve vekilin yokluğunda karar verilmesi yönünde bir talebi de bulunmadığına göre, yeni bir duruşma günü tayin edilmesi gerektiği-
Mahkemece, yerel bilirkişi ve tüm tanıkların HMK’nin 243, 244 ve 259 maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, senet asılları ikmal edildikten sonra, satıcı ve alıcıların davacılar ve davalılar ile mirasçılık ilişkisinin, davacılar murisinin muvafakati olup olmadığının ve harici satış senetlerinin dava konusu yere uyduğunun, başka bir anlatımla, (ispat külfeti davalılarda olacak şekilde) harici satış olgusunun kanıtlanması durumunda davalıların iyiniyetli kabul edileceği gözetilerek (kural olarak) hapis hakkı tanınmadan kal kararı verilemeyeceğinin değerlendirilmesi, harici satış olgusunun davalılarca ispatlanamaması durumunda ise, çapa bağlanmış taşınmaz üzerinde yapı inşaa eden davalıların kötü niyetli olduğu kabul edilerek, öncelikle davacılar vekilinin arsanın mülkiyetinin, bedeli karşılığı malzeme maliki davalılara geçirilmesi isteminin gözetilmesi, bu konuda zemin bedelinin usulüne uygun şekilde tespit edildikten sonra belirlenen bedelin depo edilmesi için davalılara süre ve imkan verilmesi, verilen süre zarfında zemin değerinin depo edilmesi halinde temliken tescil konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmesi, davalılar tarafından arz bedelinin yatırılmaması halinde ise, bu kez binaların yıkımının aşırı zarar doğurup doğurmayacağının saptanması, aşırı zarar doğurmayacağının anlaşılması halinde asgari levazım bedelinin belirlenmesi, bulunan bu miktarın depo edilmesi için davacılara süre ve imkan verilmesi, ondan sonra oluşacak sonuca göre (yıkım konusunda) dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının temliken tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi dava konusu yapının kaçak olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ise de dosyanın geçirdiği aşama ve imar mevzuatındaki değişiklikler de dikkate alınarak ilgili belediye başkanlığından dava konusu inşaatın alanı ve zorunlu kullanım alanının dava konusu taşınmazdan ifrazının mümkün olup olmadığı ve binanın ruhsata bağlanıp bağlanamayacağının sorulması, yazı cevaplarına göre temliken tescil koşullarının bulunmaması halinde ise tescil istemi yönünden davanın reddine; 2 kademedeki tazminat istemi yönünden yapı değerinin davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-