8. HD. 13.03.2018 T. E: 2015/19911, K: 9270-
Esas dava  hakkında bir karar verilmeden karşı davanın  incelenmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ayırma söz konusu olmadıkça istinaf incelemesinin esas davanın istinaf incelemesi ile görevli daire tarafından yapılmasında zorunluluk bulunduğu-
Tapulu taşınmazların harici satışı geçersizse de, davacı-karşı davalının taşınmazı 10 yıl gibi uzunca bir süre kullanmış olması ve davalı-karşı davacı tarafından da bu kullanımına uzun bir süre ses çıkarılmadığı gözetildiğinde, taşınmazı haricen satın alan tarafın, fuzuli şagil sayılamayacağı ve harici satış bedeli kendisine ödeninceye kadar taşınmazı elinde tutma hakkının bulunduğu, davalının bu dönem yönünden iyiniyetli zilyet konumunda olacağı ve TMK. mad. 994 uyarınca iyiniyetli zilyedin, yaptığı zorunlu ve faydalı giderlerin tazminini talep edebileceği, bu tazminat ödeninceye kadar da hapis hakkı doğacağı- Davacı-karşı davalının taşınmazı satın almak suretiyle kullanması ve bu süre içerisinde taşınmazın kullanılmasına göz yumulmuş olmasının, kullanmaya muvafakat olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu durum karşısında, elatmanın önlenmesine karar verildikten sonra davacı-karşı davalının ecrimisilden sorumlu tutulmasının hatalı olacağı-Taşınmazdan iyi niyetle yararlanan zilyedin, geri vermekle yükümlü olduğu kimseye karşı bu yüzden tazminat ödemek zorunda olmadığı ve kaybedilmesinden, yok olmasından ve hasara uğramasından da sorumlu olmadığı-
Tapu kaydının TMK'nun 724. maddesi gereğince iptali ile tescili istemine ilişkin davada, davalıların tamamının davanın açılmasına sebebiyet verdikleri ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği- Davanın konusunun da davalıların payına isabet eden muhdesat değeridir (zemin bedeli hariç) olduğu-
Elbirliği mülkiyetinde taksim olmadığı takdirde bir mirasçının zilyetliği diğer mirasçılar adına sürdürülmüş sayılacağından mirasçılar arasında kazanmayı sağlayan zilyetlik işleyemeyip olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile hak iktisap etmenin mümkün olmadığı-
Muhdesatın tespiti talebinde ihtilafın taşınmazın aynıyla ilgili olmadığından, muhdesat sahibinin hakkının, sadece şahsi bir hak olduğundan (TMK mad. 722, 724, 729), bu konudaki ilamın infazı için kesinleşme koşulu aranmayacağı- 12.11.1979 tarih ve 1/3 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı uyarınca olumlu tespit davası olan kira parasının tespitine dair ilamların kesinleşmeden takibe konulamayacağı hususu istisna olmak üzere olumlu tespit ilamlarının infazı için kesinleşmeleri gerektiğine dair yasal bir düzenleme bulunmadığı-
Harici satışlara mülkiyetin devri anlamında hukuksal bir değer verilemezse de, taraflar arasındaki belge ile davalının taşınmazı kullanmasından dolayı kötü niyetli ve haksız işgalci (fuzuli şagil) sayılamayacağı gözetilerek ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- Mülkiyet hakkı ile kişisel hakkın karşı karşıya gelmesi durumunda, mülkiyet hakkına değer verilmesi gerekeceği- TMK. mad. 683'den kaynaklanan mülkiyet hakkına dayalı olarak çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin açılan davada, davacı dava açarak taşınmazın kullanımına ilişkin rızasını geri aldığına göre, mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu muhdesatların meydana getirilme tarihi; dava dilekçesi, tanık beyanları ve toplanan delillere göre 2006-2007 yılları olup, davalının taşınmazdaki hisselerini satın aldığı tarihlerde anılan muhdesatların parsel üzerinde mevcut olduğu anlaşıldığından davalının anılan parseldeki hisselerini satın aldığı tarihte taşınmazın üzerinde mevcut olan muhdesatlarla birlikte satın alma işlemini gerçekleştirdiğinin kabulü gerektiği-
Taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasının bulunmadığı, taşınmaz ve muhdesatın kamulaştırmaya konu olduğuna ilişkin herhangi bir iddia,savunma, bilge ve belge de olmadığı anlaşıldığından, davacıların muhdesatın tespiti davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazların TMK. mad. 762 hükmüne göre menkul mal niteliğinde olduğu ve mad. 763 uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşeceği- Tapusuz taşınmazın satışının resmi şekle bağlı olmadığından adi yazılı senetle satışının mümkün olduğu- Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen tarafın, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü olmadığı-