17. HD. 11.04.2016 T. E: 2015/18743, K: 4534-
İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davacının dayandığı her zaman temini mümkün olan, borcun doğumundan sonraki tarihi taşıyan fatura ile yine her zaman düzenlenmesi mümkün adi nitelikteki kira sözleşmesi karinenin aksini ispata yeterli olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mülkiyet karinesinin aksinin davacı 3. kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekeceği, davacı 3. kişi tarafından sunulan kira sözleşmesi, adi nitelikli olup her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, aynı şekilde, sunulan faturaların da borcun doğumundan sonraki bir tarihe ilişkin olup, her zaman temininin mümkün belgelerden olduğu, davacı 3. kişi tarafından sunulan bu belgelerin, İİK.nun 97/a maddesinde belirtilen karinenin aksini kanıtlayacak nitelikte, güçlü ve inandırıcı deliller olmadığı-
Takibe konu alacak miktarı, hacizli malların değerinden daha az olduğundan davalı alacaklı yararına bu miktar üzerinden hesap edilecek nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak bono üzerinde yazılı adres ile ödeme emrinin tebliğ edildiği ve haczin yapıldığı adreslerin aynı adres olması, davacı 3. kişi ile davalı borçlunun faaliyet alanlarının benzer olması, mahcuzların borçlu ve 3. kişi tarafından birlikte elde bulunduruluyor olması, üçüncü kişi tarafından haciz sırasında, ''biz bu borcu ödemeye gayret ediyoruz'' şeklinde beyanda bulunulması dolayısıyla, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği, mülkiyet karinesinin aksinin davacı 3. kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekeceği-
Haczin takip, dolayısıyla borçlu şirketin adresinde yapılmış olması, gerek davacı 3. kişinin ve gerekse de davalı borçlunun, mahcuzların bulunduğu yerin borçluya ait depo olduğu yönündeki beyanları ve bu hususun aksinin ileri sürülmemiş olması, borçlu şirketin faaliyet konuları gereğince, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerektiği- Mülkiyet karinesinin aksinin davacı 3. kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerektiği- Davacı 3. kişi tarafından sunulan nakliye tezkeresinin karinenin aksini kanıtlayacak nitelikte olmadığı-
Haciz, ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste, borçlunun huzurunda, borçlunun yaşadığı evin avlusunda yapıldığından,. İİK. mad. 97/a uyarınca, mülkiyet karinesinin, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu- Davacı 3. kişi, mülkiyet karinesinin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığından davanın reddi gerektiği-
Davacı 3. kişi ve borçlu şirket arasındaki 13.03.2009 tarihli işletme sözleşmesine göre tesis içerisindeki demirbaşların davalı borçlu tarafından tedarik edildiği, söz konusu sözleşme 02.05.2011 tarihinde feshedilmiş olmasına rağmen 12.05.2011 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlu şirket yetkilisinin hazır bulunduğu anlaşıldığından, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği-
Borçlu şirketin haciz yapılan adreste daha önce faaliyette bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin olarak alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasının kabul ile sonuçlanmasından hemen sonra alınan kararla borçlu şirketin bir başka adrese taşındığı üçüncü kişi şirketin; borçlu şirketin taşındığı adreste borçlu şirketin ortaklarının kardeşleri tarafından, yine borcun doğumundan sonra kurulduğu, haciz mahallinde borçlu şirket markasını taşıyan malların haczedildiği, bu itibarla İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin -borçlu, dolayısıyla- alacaklı yararına olduğu, davanın alacaklı tarafından açılmış olmasının ispat külfetini değiştirmeyeceği davalı üçüncü kişi tarafından sunulan faturalar borcun doğum tarihinden sonra düzenlenmiş olup, ayırt edici özelliklerinin bulunmadığından, karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan davalı üçüncü kişinin, karinenin aksini kesin ve inandırıcı delillerle ispat edemediği anlaşılmakla, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı, üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talebine yönelik açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İcra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben ödenmiş sayılacağından, dosyanın tarafı olmayan davacı üçüncü kişinin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, davalı alacaklı sebepsiz zenginleşen konumunda olmayıp İİK. mad. 72 uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabileceğinden, üçüncü kişi davacının, icra takip dosyasına ödediği bedeli davalı şirketten geri isteme hakkının bulunmadığı; davacı tarafından davalı şirket aleyhine haksız haciz nedeniyle açılan manevi tazminat davasının da yapılan haczin İİK. mad. 97/a uyarınca usulüne uygun bulunması nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın onanarak kesinleştiği de anlaşıldığından, tazminat davasının davalı şirket yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği-