Davacı 3. kişi ve borçlu şirket arasındaki 13.03.2009 tarihli işletme sözleşmesine göre tesis içerisindeki demirbaşların davalı borçlu tarafından tedarik edildiği, söz konusu sözleşme 02.05.2011 tarihinde feshedilmiş olmasına rağmen 12.05.2011 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlu şirket yetkilisinin hazır bulunduğu anlaşıldığından, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği-
Borçlu şirketin haciz yapılan adreste daha önce faaliyette bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin olarak alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasının kabul ile sonuçlanmasından hemen sonra alınan kararla borçlu şirketin bir başka adrese taşındığı üçüncü kişi şirketin; borçlu şirketin taşındığı adreste borçlu şirketin ortaklarının kardeşleri tarafından, yine borcun doğumundan sonra kurulduğu, haciz mahallinde borçlu şirket markasını taşıyan malların haczedildiği, bu itibarla İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin -borçlu, dolayısıyla- alacaklı yararına olduğu, davanın alacaklı tarafından açılmış olmasının ispat külfetini değiştirmeyeceği davalı üçüncü kişi tarafından sunulan faturalar borcun doğum tarihinden sonra düzenlenmiş olup, ayırt edici özelliklerinin bulunmadığından, karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan davalı üçüncü kişinin, karinenin aksini kesin ve inandırıcı delillerle ispat edemediği anlaşılmakla, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı, üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talebine yönelik açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İcra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben ödenmiş sayılacağından, dosyanın tarafı olmayan davacı üçüncü kişinin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, davalı alacaklı sebepsiz zenginleşen konumunda olmayıp İİK. mad. 72 uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabileceğinden, üçüncü kişi davacının, icra takip dosyasına ödediği bedeli davalı şirketten geri isteme hakkının bulunmadığı; davacı tarafından davalı şirket aleyhine haksız haciz nedeniyle açılan manevi tazminat davasının da yapılan haczin İİK. mad. 97/a uyarınca usulüne uygun bulunması nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın onanarak kesinleştiği de anlaşıldığından, tazminat davasının davalı şirket yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu alacağın, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan işçi alacağı olduğu, bu alacağa ilişkin davanın açılmasından önce, borcun doğumundan sonra davalı 3. kişi şirketin kurulduğu, ödeme emrinin tebliğ edildiği adres her ne kadar 3. kişinin adresi ise de, borçluya çıkarılan tebligatın o adreste, tebligat almaya yetkili olduğunu beyan edene tebliğ edildiği ve haczin de, ödeme emrinin tebliğ edildiği bu adreste yapıldığı, borçlu şirketin ortağı, müdürü ve yetkilisinin, 3. kişi şirketin kurucularından birinn kardeşi olup, şirketin kuruluşunda kardeşine vekalet ettiği ve halen de 3. kişi şirketin çalışanı ve haciz sırasında da hazır olduğu hususları ile İİK’nun 97/a maddesinde belirtilen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararına olması ve aksinin davacı 3. kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle kanıtlanması gerektiği birlikte değerlendirildiğinde, davalı 3. kişinin sunduğu, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı, borcun doğumundan sonra ve borçlu tarafından düzenlenmiş bulunan fatura ve yine borcun doğumundan sonra düzenlenmiş adi yazılı kira sözleşmesi karinenin aksini ispata yeterli olmadığından, alacaklı tarafından İİK’nun 99. vd. maddesi uyarınca açılan istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin davanın kabulü gerektiği-
Davacı 3. kişi tarafından açılan mülkiyeti muhafaza kaydıyla satım sözleşmesinin iptaline ilişkin davada; borçlu tarafından "peşinat dışındaki senet bedellerinin ödenmediği" beyan edilmiş olsa da, alıcı-borçlu ve satıcı- 3. kişi şirkete ait defter kayıtlarının birlikte incelenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdii ile senet bedellerinin tamamının ödenip ödenmediği hususu üzerinde durulması gerektiği-
Davacı 3. kişi tarafından bildirilen fabrikanın kiralanması, demirbaşların devralınması ve vergi levhası kapsamında faaliyete başlanması tarihinden sonra borçluya bu adreste tebligatlar yapılması, borçlu şirket çalışanlarının fabrikaya ilişkin işlemlere katılması karşısında devrin muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılarak 3. kişinin açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Danışıklı ve geçersiz bir devir söz konusu olduğundan, davalı alacaklı tarafından karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının "hukuki yarar yokluğundan reddine" karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu senetteki takip talebindeki adres ile, bizzat borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin haciz adresi olduğu davacı 3. kişi tarafından sunulan vergi levhasındaki adresin haciz adresinden başka bir adres olması nedeniyle, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından, kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerektiği her ne kadar davacı 3. kişi tarafından, mahcuz mallara ilişkin faturalar sunulmuş ise de; bu faturaların borcun doğumundan sonraki bir tarihe karşılık geldiği gibi, içeriği dikkate alındığında da ayırt edici unsurların belirtilmediği anlaşılmakla; yasal karinenin aksinin, davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı üçüncü kişinin talebi mahkemece HMK. mad. 31 uyarınca açıklattırılarak, bildireceği marka, model ve seri numaralı makine esas alınmak suretiyle yeni bir bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak, haczedilen enjeksiyon makinasının davacının dayandığı faturada belirtilen makine olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması, bu inceleme neticesinde davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, açılış ve/veya kapanış tasdiklerinin yapılmadığının tespit edilmesi durumunda ise; bu sefer, dava dışı satıcı firmanın (Türkiye'de yerleşik bir firma ise) ilgili yıla ait ticari defter ve kayıtları ile ilgili fatura dipkoçanı getirtilerek bunlar üzerinde inceleme yaptırılması ve bundan sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davasında, haczedilen enjeksiyon makinasının davacının dayandığı faturada belirtilen makine olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulune uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması, ayrıca mahcuzun ithal mal olması da dikkate alınarak getirtilecek gümrük kayıtları ve buna dair ödeme belgelerinin de davacının iddiasını doğrulayıp doğrulamadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği-
Borcun doğumundan sonra, borçlunun mali durumu konusunda bilgi sahibi olan davalı üçüncü işiye yapılan işyeri devrinin danışıklı olduğu kabul edilmesi gerektiği- Danışıklı işyeri devri alacaklının haklarını etkilemeyeceği- İşyeri devrinin danışıklı olmadığı düşünülse de, bu devrin İİK'nun 44.madde koşullarına uygun olarak yapıldığı iddia ve ispat edilmediğinden alacaklının hakları yine etkilenmeyeceğinden davacı alacaklının davasının kabulüne, aksi halde, yani devir borcun doğumundan önce yapılmış ise alacaklının açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği-