Dava konusu haciz, takibe dayanak sözleşmede belirtilen adreste yapıldığından, borçlu, dolayısıyla davacı alacaklı yararına olan mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3. kişi tarafından ispatı gerektiği- Dava konusu haczin yapıldığı iş yerinin borçlunun eski faaliyet adresi olduğu, takip tarihinden çok kısa bir süre önce adresten ayrıldığı, borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan şirketin aynı iş kolunda ticari faaliyette bulunduğu, davalı 3. kişinin, haciz adresindeki faaliyetine borcun doğumundan hatta takip tarihinden sonra başladığı, borçlu şirkette sigortalı olarak çalışıp ayrılan bir çalışanın, 3.kişi şirketin kurucu, hakim ve tek ortağı olup aynı zamanda yetkilisi olduğu, haciz tutanağına göre, borçlu şirketin haciz yapılan adresten adresten ayrıldığı ve ticaret sicilde kayıtlı son adresinde borçlu şirket levhası bulunmasına karşın faaliyette bulunmadığı anlaşıldığından, alacaklının İİK 99 uyarınca istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin açtığı davanın kabulü gerektiği-
Haciz mahallinin borçlu şirketin önceki adresi olduğu, adres değişikliği takibe konu çek tarihinden önce olmakla birlikte, takibe konu çekin kredi sözleşmesine istinaden verildiği, bu itibarla alacağın daha önceki bir tarihte doğduğunun kabulü gerektiği- Kredi sözleşmesi tarafı olan kişinin, borçluya ait hisseleri devraldığı, yetkilisi olduğu diğer borçlu şirketin faaliyet merkezinin ticaret sicil kayıtlarına göre yine haciz mahalli olduğu, haciz mahallinde hazır bulunan sekreterin eski borçlu çalışanı olduğu, alacaklı tarafça sunulan gazete haberinde de, borçlu ve 3. kişinin güçlerini birleştirerek birlikte faaliyette bulunduğunun ifade edildiği, hacizde borçluya ait ihbarname, dekont, kargo gönderisi gibi bir kısım güncel tarihli evrak ile borçlu şirket yetkililerine ait ceza tutanakları gibi şahsi belgelere rastlanıldığı, 3. kişi ve borçlu şirketin faaliyet alanlarının da aynı olması birlikte dikkate alındığında, (İİK. mad. 97/a) mülkiyet karinesinin, borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olup, ispat yükü altında olan davalı 3. kişinin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delil sunamadığı ve alacaklının açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece toplanan delillere göre; davacı ile borçlunun aynı alanda faaliyet göstermesi, aynı iş yerinin kullanılmaya devam edilmesi, haciz esnasında borçluya ait evrak bulunması karşısında İİK.nun 97/a maddesinde belirtilen karinenin borçlu lehine olduğu, davacı tarafından sunulan faturalarda belirleyici bir özellik bulunmadığından mülkiyet karinesinin aksinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Haczin, borçlunun eski faaliyet adresi olan takibe dayanak senette belirtilen adresinde yapılması halinde, mülkiyet karinesinin aksini davacı üçüncü kişinin kesin ve güçlü delillerle ispat etmesi gerektiği- Davacı 3. kişi şirketin dayandığı, her kişi adına düzenlenmesi mümkün olan faturalar mülkiyet karinesinin aksini ispat için yeterli olmadığı, faturaların, borcun doğum tarihinden sonraki tarihli olup, borçlu tarafından 3. kişi adına düzenlenmiş olduğu, aynı zamanda borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan şirket aynı iş kolunda ticari faaliyette bulunduğu, kuruluş tarihlerinden itibaren incelenen ticaret sicil kayıtlarına göre borçlu şirket ile davadışı depo hizmeti sunan şirketin bir kısım ortak ve yetkililerinin aynı kişilerden oluştuğu,ayrıca davacı 3.kişi şirketin ortaklarının ,davadışı diğer şirketin yönetim kurulu başkanı, yardımcısı ve ortağı olmaları nedeni ile davacı 3. kişi şirket ve borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğu, mahkemece üçüncü kişi açtığ istihkak davasının reddi gerektiği-
Haciz sırasında takip borçlusuna ait bir çok belge ve broşür bulunması, aynı yere haciz yapılmak üzere gidildiğinde, borçlunun oğlunun haciz mahallinde bulunması karşısında, İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu (dolayısıyla alacaklı) yararına olduğu ve bu yasal karinenin aksinin davalı 3. kişi kesin ve güçlü delillerle ispat etmek zorunda olduğu- Beyana dayalı olarak isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı bulunan ve borcun doğum tarihine yakın tarihler taşıyan fatura, adi nitelikli kira sözleşmesi, vergi levhası, ticaret odası kaydı gibi belgelerin 3. kişinin yasal karinenin aksini ispatına yeterli sayılmayacağı- 3. kişi ile borçlunun aynı konuda ticari faaliyette bulunmaları, borçlunun ticari işletmesindeki emtianın önemli bir bölümünün davalı 3. kişi tarafından satın alınmış olması karşısında, alacaklıdan mal kaçırmak için, örtülü iş yeri devri yapılmış olduğu ve bu doğrultuda, devrin alacaklının haklarını etkilemeyeceği gözetilerek mahkemece, davacı-alacaklının açtığı istihkak davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar davacı 3. kişi, dava dilekçesinde söz konusu evrakların neden haciz mahallinde bulunduğuna dair açıklamalar yapmış olsa da gerek bulunan evrakların türü, çeşitliliği, güncelliği ve fazlalığı gerekse haciz sırasında hazır bulunan kişinin borçluyu tanımadığına ilişkin beyanı birlikte değerlendirildiğinde dava dilekçesindeki, haciz sırasında bulunan evraklarla ilgili yapılan açıklamaların samimi ve inandırıcı bulunmadığı, buna göre, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davacı 3. kişinin dayandığı, borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturaların, temini her zaman mümkün belgelerden olup, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyecekleri ve bu belgelerin mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Davalı-borçlunun davacı şirketin resmi ortağı olsa dahi şahsi borcu nedeniyle şirketin malvarlığının haczedilemeyeceği, bir başka dosyada yapılan hacizde borçlunun hazır bulunması ya da 3.kişi şirket yetkilisinin dosya borcuna kefil olmasının sonucu değiştirmeyeceği, somut olayda İİK'nun 97/a. maddesindeki mülkiyet karinesinin 3. kişi yararına olduğu, davalı alacaklının bu karinenin aksini kanıtlamaya yönelik delillerini dosyaya sunamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne-
Üçüncü kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin davada, davacı 3. kişi şirketin sunduğu fatura tarihleri ile davalı borçluya ait alımlara ilişkin faturalar ve bu menkullerin alınma tarihlerine göre yıpranma durumları, davalı borçlu ile yapılan kira sözleşmesinin sona erip ermediği hususu da göz önünde bulundurularak ve hayatın olağan akışı da gözetilerek, mahcuzların, davalı borçluya mı yoksa önceki kiracılardan kalan eşyalar ise davacı 3. kişiye mi ait olduğunun belirlenmesi gerektiği-
Haczin davacı 3. kişi şirketin sicil adresinde yapılmış olması, adresin borçlunun adres bilgileriyle irtibatlandırılamaması hususu dikkate alındığında haczin İİK'nun 99. maddesine göre yapılması gerektiği, bu doğrultuda da somut olayda mülkiyet karinesinin de 3. kişi yararına olduğu, karinenin aksinin alacaklı tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlanması gerektiği ve davalının dayandığı deliller ile bu karinenin aksini kanıtlayamadığının kabul edilmesi gerekeceği-