İİK. mad. 8/2 gereğince haciz tutanağının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu- Haciz mahallinde borçlu şirketin vergi levhası ile birlikte borçlu şirkete ilişkin bir takım evraklar görüldüğünden, ayrıca haciz sırasında hazır bulunan 3. kişi yetkilisinin, borçlu şirkete ait olan vergi levhası suretini, haciz heyetine vermekten imtina ettiği ve davacı ile takip borçlusunun aynı konuda faaliyet gösterdikleri anlaşıldığından; İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği-
Haczin yapıldığı yer aynı zamanda şirket ortağı olan O... N...'nın iş yeri adresi olup, dava konusu mahcuzları davacı 3. kişi şirket ile birlikte ellerinde bulundurdukları anlaşıldığından İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu-
Haciz, ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten başka bir adreste yapılmışsa da, haciz sırasında yapılan evrak araştırmasında masa üstünde borçlu şirkete ait fiyat listeleri, tahsilat makbuzları ile borçlu şirkete ait kaşenin bulunduğu, bu sırada mahale gelen borçlu şirket yetkilisinin, "haciz adresine ara sıra gelerek burada ofis işlerini yürüttüğünü" beyan ettiği görüldüğünden, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu ve bu karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Dava konusu haczin yapıldığı taşınmazla ilgili yapılan kira sözleşmesinde de kefil sıfatıyla takip borçlusu şirketin yetkilisinin imzası bulunduğundan ve davacı 3. kişinin dayandığı belgeler temini her zaman mümkün belgelerden olduğundan, davalı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamadığının kabulü gerektiği-
Haciz yapılan adreste daha önce borçluların faaliyet gösterdiği, borcun doğumundan sonra aynı yerde borçlulardan birinin torunu, diğerinin ise yeğeni olan, davacı 3. kişinin aynı faaliyet konusuna sahip iş yerini açtığı, ödeme emrinin haciz mahallinde tebliğ edildiği dikkate alındığında, İİK 97/a maddesinde düzenlenen karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu-
Davacı 3. kişi tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı, borcun doğumundan sonra düzenlenmiş ve ayırt edici niteliği bulunmayan faturaların, yasal karinenin aksini ispata yeterli bulunmadığı gibi, yine borcun doğumundan sonra düzenlenmiş adi yazılı kira sözleşmesi ve vergi levhası da istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyeceği ve bu belgelerin mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Dava konusu haciz, takibe dayanak sözleşmede belirtilen adreste yapıldığından, borçlu, dolayısıyla davacı alacaklı yararına olan mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3. kişi tarafından ispatı gerektiği- Dava konusu haczin yapıldığı iş yerinin borçlunun eski faaliyet adresi olduğu, takip tarihinden çok kısa bir süre önce adresten ayrıldığı, borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan şirketin aynı iş kolunda ticari faaliyette bulunduğu, davalı 3. kişinin, haciz adresindeki faaliyetine borcun doğumundan hatta takip tarihinden sonra başladığı, borçlu şirkette sigortalı olarak çalışıp ayrılan bir çalışanın, 3.kişi şirketin kurucu, hakim ve tek ortağı olup aynı zamanda yetkilisi olduğu, haciz tutanağına göre, borçlu şirketin haciz yapılan adresten adresten ayrıldığı ve ticaret sicilde kayıtlı son adresinde borçlu şirket levhası bulunmasına karşın faaliyette bulunmadığı anlaşıldığından, alacaklının İİK 99 uyarınca istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin açtığı davanın kabulü gerektiği-
Haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı görülmekle, mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu ve bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Takip borçlusuyla aynı soyada sahip kişinin davacı şirketin hakim ortağı olduğu, dava dilekçesinde davacı 3. kişi şirket ile davalı borçlunun adreslerinin aynı yer olarak gösterildiği, haciz sırasında borçluya ait güncel tarihli çekin bulunduğu, alacaklının "sattığı mallar karşılığında takibe konu çeki aldığını" ileri sürmesine rağmen borçlunun bu iddiaya karşı bir açıklamada bulunmadığı, ayrıca davacı 3. kişinin dayandığı belgeler temini her zaman mümkün belgelerden olup, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmediklerinden davacı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-