İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklının İİK mad. 277 vd. dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi (madde, 143,105) ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen (HUMK. madde 203 vd.) iptal davası açabileceği-
İİK. mad. 363/1 uyarınca icra hukuk mahkemelerince verilecek kararların temyiz süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olduğu-  Hükme ilişkin tüm hususlar gerekçesi ile birlikte tefhim ile açıklanmazsa, temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı- "Borçlu şirketin haciz adresinde kurulduğu, iki kurucu ortağın borcun doğum tarihinden önce hisselerini devrederek borçlu şirket ortaklığından ayrıldıkları, 3. kişi şirketin ise borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinde kurulduğu, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, borçlu şirketin borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinden taşındığı, buna göre her iki şirketin belli bir süre haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri, dava konusu haciz esnasında yapılan evrak araştırmasında borçlu şirket adına başka bir takip dosyasına ilişkin haciz tutanağı ve kartvizitler bulunduğu, vergi yoklama fişlerine göre her iki şirketin aynı telefon numaralarını kullandıkları, yoklama fişinde haciz adresi iş yerinin asıl kiracısının borçlu şirket olduğunun, 3. kişi şirketin faaliyet göstereceği alanın ise borçlu şirketten kiralandığının, 2011 yılı 2. ayından itibaren ise tamamen 3. kişi şirketin faaliyet göstereceğinin, ... tarihli 3. kişi şirketin muhasebe sorumlusunun imzasını taşıyan yoklama fişinde ise, iş yerinin borçlu şirketten kiralandığının, 3. kişi şirketin borçlu şirketin bir alt kolu olarak faaliyet gösterdiğinin, çalışan işçilerin borçlu şirket tarafından sigortalı olduğunun, 3. kişi şirketin beyanda bulunan muhasebe sorumlusu dışında sigortalı işçisinin olmadığının, borçlu şirketin haciz adresinin 30 m2'lik kısmında faaliyetine devam ettiğinin beyan edildiği, ... tarihli yoklama fişinde beyanı bulunan muhasebe sorumlusunun tanık olarak dinlendiği, tanığın '3. kişi şirketin borçlu şirket ile aynı işçiler, aynı makineler ve aynı işe devam ettiğini' beyan ettiği" ve bu kapsamda İİK. mad. 97/a uyarınca, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı; istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-
Haczin, davacı 3. kişi şirketin TOKİ ile olan anlaşması gereği şirket şantiye adresinde yapıldığı, ödeme emrinin de haciz adresinde borçluya tebliğ edilmediği, haczin borçlu şirket yetkili ya da ortakları huzurunda yapılmadığı, haciz mahallinde hazır bulunan ve borçlular adına teslim alınan koliler üzerinde imzası bulunan işçilerin dosyaya sunulan SGK kayıtlarına göre haciz tarihinden önce borçlu şirketten ayrıldığının anlaşıldığı, daha önce aynı yerde alt yüklenici olarak çalışan borçlu şirketler adına gelen kolilerin bulunmasının karinenin borçlu lehine işletilmesi için yeterli olmadığı, karinenin aksini alacaklının ispatlamak durumunda olduğu, bu koşullarda İİK'nun 97/a. maddesindeki mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğunun kabulü gerekeceği, ispat yükü altında olan alacaklının karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı, davanın kabulü yerine reddine yönelik hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Tüzel kişilerde geçerli bir istihkak iddiasının tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca ileri sürülebileceği-
Borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan, borçlu tarafından 3. kişi adına düzenlenmiş faturaların ve yine borcun doğum tarihinden sonra adi yazılı şekilde düzenlenmiş bayilik sözleşmesi ve vergi levhasının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı, davalı 3. kişi tarafından delil olarak sunulan bu belgelerin, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyeceği-
Haczin yapıldığı yerin ödeme emrinin tebliğ adresinden farklı bir adres olması, haciz sırasında bulunan evrakların güncel olmaması, davacı ile borçlu arasındaki ticari ilişkinin düşük hacimli olması, bu bakımdan aralarında sıkı bir bağlantının olmadığının hatta bulunan bu belgelerin anılan ticari ilişkilerden kaynaklandığının kabulünün gerektiği, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, mülkiyet karinesinin aksinin alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekirken, alacaklının dayandığı delillerin mülkiyet karinesinin aksini ispat için yeterli olmadığı-
Davacı 3. kişinin dayandığı, bir kısmı borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar ve tanık beyanlarının; istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyecekleri ve mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Haciz adresinin, borçlunun davalı 3.kişiye devrettiği işyerinin deposu niteliğinde olduğu, bunun yanında, davalı 3. kişinin farklı adreslerde açtığı şube adresleri de borçlunun daha öncesinde çalışıp terk ettiği adresler olduğundan, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, davanın İİK m. 99 gereğince alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, bu yasal karinenin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davalı 3. kişinin dayandığı, borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar ayrıca, haczin yapıldığı yere ilişkin borcun doğumundan sonraya ait adi nitelikteki kira sözleşmesi ve vergi levhası mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığından, davalı 3.kişi tarafından delil olarak sunulan bu belgelerin, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyeceklerinden, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü gerekeceği-
Haczin yapıldığı adresin borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adres olmadığı, haciz esnasında borçlunun haciz mahallinde hazır olmadığı, yine yetişmemiş mahsul haczinin yapıldığı Adana İli Çukurova İlçesinde kain 1122 parsel sayılı taşınmazda 3. kişinin paydaş olduğu dikkate alındığında, İİK 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi yararına olduğu, alacaklı tarafından sunulan delillerle karinenin aksinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispat edilemediği, kaldı ki haciz esnasında beyanları alınan bilahare mahkemede tanık olarak dinlenen kişilerin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, haciz yapılan tarladaki mahsulün borçlu ile birlikte kendisine ait olduğunu iddia eden tanık tarafından ibraz edilen, borçlu ile tanık arasında imzalanan, haciz yapılan taşınmaza ilişkin olup olmadığı anlaşılamayan ve kiralayanın imzasını taşımayan adi nitelikteki kira sözleşmesinin karinenin aksini ispatlamaya elverişli olmadığı dikkate alınmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Dava her ne kadar İİK'nun 96 vd. maddeleri uyarınca 3. kişi tarafından açılmış ise de; İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup, ispat yükü altında olan davalı alacaklının karinenin aksini kanıtlamaya elverişli deliller sunmadığı, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü gerekeceği-