İspat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3. kişi tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı, borcun doğumundan sonra düzenlenmiş,ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar ve adi yazılı kira sözleşmesi,yasal karinenin aksini ispata yeterli bulunmadığı gibi, faturada borçlunun ismi çizilerek yerine 3. kişinin isminin yazıldığı, tüm bu olgular karşısında, mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamayan 3. kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dosya içerisinde bulunan SGK kayıtlarına göre,haciz esnasında borçlu şirketin işçisi olduğunu ve borçlu şirketin farklı bir adrese taşındığını beyan eden kişinin her iki şirketin ortak işçisi olduğu, haciz tutanağını 3. kişi şirketin işçisi olarak imzalayan kişinin ise borçlu şirketin işçisi olduğu, bunun dışında borçlu şirketin yönetim kurulu başkanının 3. kişi şirketin sigortalı işçisi olduğu, haciz esnasında yapılan evrak araştırmasında her iki şirkete ait birçok klasör ve belgenin yanı sıra borçlu şirkete ait vergi levhasının duvarda asılı olduğunun görüldüğü, yine dosya içerisinde bulunan ticaret sicil kayıtlarına göre her iki şirketin 15.01.2013 tarihine kadar haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri, borcun doğum tarihi itibarıyla her iki şirketin yönetim kurulu üyelerinin aynı kişilerden oluştuğu, bu kapsamda İİK 97/a maddesinde düzenlenen karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3. kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerekeceği-
Haciz adresinin, 1978 yılından beri davacı 3. kişinin Ticaret Sicilde kayıtlı iş yeri adresi olduğu, haciz sırasında borçlu hazır olmadığı gibi, borçluya ait bulunan vergi levhasının borçlunun şirketteki hissesini devrettiği tarihten öncesine ait olduğu nazara alındığında borçlunun, borcun doğumundan önceki tarihlerde davacı şirkette ortak olarak çalışmasının karinenin borçlu lehine işletilmesi için yeterli olmadığı, bu halde, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin 3. kişi yararına olduğunun kabulü gerekeceği, bu yasal karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, İspat yükü altında olan alacaklının karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı, o halde, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak davanın kabulü gerekeceği-
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu haczin, takip dayanağı bonoda yer alan ve borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, borçlulardan ......'nın haciz esnasında hazır olduğu, bu kapsamda İİK 97/a maddesinde düzenlenen karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişi tarafından delil olarak gösterilen banka kayıtları ve haciz adresi kuyumcu dükkanına ilişkin kamera kayıtlarının içeriğinden; şirket ortağı ......'ın 3. kişi şirkete ait banka hesabından, haciz saatinden kısa bir süre öncesinde 95.000 TL çektiği, akabinde borçlu şirkete ait kuyumcu dükkanına gittiği, diğer borçlu ..... ile altın alımı hususunda pazarlık yapmaya başladığı, bu esnada parayı sayması için borçlu .....'ya verdiği, pazarlık görüşmeleri devam ederken alacaklı vekilinin haciz adresine girmesi ile birlikte borçlunun parayı 3. kişiye iade ettiği, alacaklı vekilinin parayı .....'ın elinden alıp orada bulunan polis memuruna verdiği anlaşıldığından, bu koşullarda, ispat yükü altında bulanan 3. kişinin karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispat ettiğinin kabulü gerekeceği-
Haciz esnasında adrese gelen toptancının borçluyu sorduğu, 3. kişi şirketin haciz adresinden farklı bir adreste kurulduğu, borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinde faaliyete başladığı, borçlunun 3. kişi şirketin %50 hisse sahibi ortağı iken borcun doğum tarihinden önce hissesini oğluna devrederek ortaklıktan ayrıldığı, haciz tarihi itibarıyla 3. kişi şirketin ortaklarının borçlunun kardeşi ile oğlu olduğu, borçlunun hakim ortağı olduğu ve davacı 3. kişi şirket ile aynı faaliyet konusu ve benzer ticari ünvana sahip dava dışı "S. Mobilya.. Ltd. Şti." nin ise 3. kişi şirketin kuruluş adresinde 10.09.2009 tarihine kadar şube işyeri işlettiği, merkez adresinin ise 10.09.2009 tarihine kadar haciz adresi olduğu, 3. kişi şirket ortağı olan borçlunun kardeşinin, dava dışı S. Mobilya.. Ltd. Şti.ndeki hissesini 21.02.2007 tarihinde borçluya devrederek ortaklıktan ayrıldığı, bu kapsamda adres değişikliği ve hisse devirleri işlemlerinin aynı tarihlerde yapıldığı anlaşıldığından, İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davacı 3. kişi tarafından sunulan fatura ve vergi levhası istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyeceğinden davacı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamadığı, o halde, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın tümden reddi gerekeceği-
Borçlu ile davacı 3. kişi arasında kayınvalide-gelin gibi yakın akrabalık bağı bulunduğu, dava konusu haciz işlemi için önce takip dayanağı fatura ve ihtiyati haciz kararında yer alan, adresin boş olduğunun görüldüğü ve komşu işyeri sigortalı çalışanın aranılan adresteki işyerinin gelinen adres olduğunu beyan ettiği, takip dayanağı belgeler arasında yer alan faturada borçlunun ticari ünvanı olarak komşu işyeri unvanının yazılı olduğu, Vergi Dairesi kayıtlarına göre borçlunun faaliyet alanı beyaz eşya, 3. kişinin faaliyet alanı mobilya ürünleri ticareti ise de, anılan dayanak fatura içeriğinin mobilya ürünlerine ilişkin olduğu, haciz adresinde hazır bulunanın ilk defa 3. kişinin işçisi olarak çalışmaya başladığı, alacaklı vekilince ibraz edilen, borçlunun murakıpı, 3. kişinin ise ortağı olduğu dava dışı kişiye ait Ticaret Sicil Gazetesi örneğine göre borçlunun görevinin sonlandırıldığı ve yerine 3. kişinin işçisinin seçildiği anlaşıldığından, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu ve ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-
İstihkak davasının mal üzerindeki cebri icranın caiz olup olmadığının belirlenmesi amacına yönelmiş bir dava olarak ortaya çıkması ve İİK. nun 97/18 maddesi uyarınca süratle ve diğer davalardan önce karara bağlanmasının gerekmesi birlikte değerlendirildiğinde, takip dayanağı belge ile ilgili olarak görülmekte olan sahtecilik davasının bekletici mesele yapılmasının gerekmediğinin kabulü gerekeceği, öte yandan,dava konusu haczin borçlunun işçisinin huzurunda yapıldığının, bu hacizden önce ......... tarihinde yapılan haciz esnasında borçlunun hazır olduğunun anlaşıldığı, bu koşullarda İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği-
İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklının İİK mad. 277 vd. dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi (madde, 143,105) ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen (HUMK. madde 203 vd.) iptal davası açabileceği-
İİK. mad. 363/1 uyarınca icra hukuk mahkemelerince verilecek kararların temyiz süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olduğu- Hükme ilişkin tüm hususlar gerekçesi ile birlikte tefhim ile açıklanmazsa, temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı- "Borçlu şirketin haciz adresinde kurulduğu, iki kurucu ortağın borcun doğum tarihinden önce hisselerini devrederek borçlu şirket ortaklığından ayrıldıkları, 3. kişi şirketin ise borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinde kurulduğu, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, borçlu şirketin borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinden taşındığı, buna göre her iki şirketin belli bir süre haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri, dava konusu haciz esnasında yapılan evrak araştırmasında borçlu şirket adına başka bir takip dosyasına ilişkin haciz tutanağı ve kartvizitler bulunduğu, vergi yoklama fişlerine göre her iki şirketin aynı telefon numaralarını kullandıkları, yoklama fişinde haciz adresi iş yerinin asıl kiracısının borçlu şirket olduğunun, 3. kişi şirketin faaliyet göstereceği alanın ise borçlu şirketten kiralandığının, 2011 yılı 2. ayından itibaren ise tamamen 3. kişi şirketin faaliyet göstereceğinin, ... tarihli 3. kişi şirketin muhasebe sorumlusunun imzasını taşıyan yoklama fişinde ise, iş yerinin borçlu şirketten kiralandığının, 3. kişi şirketin borçlu şirketin bir alt kolu olarak faaliyet gösterdiğinin, çalışan işçilerin borçlu şirket tarafından sigortalı olduğunun, 3. kişi şirketin beyanda bulunan muhasebe sorumlusu dışında sigortalı işçisinin olmadığının, borçlu şirketin haciz adresinin 30 m2'lik kısmında faaliyetine devam ettiğinin beyan edildiği, ... tarihli yoklama fişinde beyanı bulunan muhasebe sorumlusunun tanık olarak dinlendiği, tanığın '3. kişi şirketin borçlu şirket ile aynı işçiler, aynı makineler ve aynı işe devam ettiğini' beyan ettiği" ve bu kapsamda İİK. mad. 97/a uyarınca, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı; istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-
Haczin, davacı 3. kişi şirketin TOKİ ile olan anlaşması gereği şirket şantiye adresinde yapıldığı, ödeme emrinin de haciz adresinde borçluya tebliğ edilmediği, haczin borçlu şirket yetkili ya da ortakları huzurunda yapılmadığı, haciz mahallinde hazır bulunan ve borçlular adına teslim alınan koliler üzerinde imzası bulunan işçilerin dosyaya sunulan SGK kayıtlarına göre haciz tarihinden önce borçlu şirketten ayrıldığının anlaşıldığı, daha önce aynı yerde alt yüklenici olarak çalışan borçlu şirketler adına gelen kolilerin bulunmasının karinenin borçlu lehine işletilmesi için yeterli olmadığı, karinenin aksini alacaklının ispatlamak durumunda olduğu, bu koşullarda İİK'nun 97/a. maddesindeki mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğunun kabulü gerekeceği, ispat yükü altında olan alacaklının karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı, davanın kabulü yerine reddine yönelik hüküm kurulmasının hatalı olduğu-