Davacı tanıklarının beyanlarının diğer delillerle teyit edilmemesi nedeniyle tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği- Alacaklı vekili, "fabrika binasının satışının muvazaalı olduğunu" iddia etmiş olup sunduğu deliller ile, borçlu şirket ile dava dışı Ltd. Şti. arasında organik bağ olduğu kabul edilse de, davalı alacaklı vekili tarafından, davacı 3. kişi ile borçlu şirket veya dava Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunduğuna dair herhangi bir bilgi veya belge dosyaya sunulmamış olup, davacı 3. kişi, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olan karinenin aksini yeterli ve güçlü delillerle ispat edemediğinden, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü yerine reddine yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Dava konusu haczin, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarına göre her iki şirketin haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri anlaşılmış olduğundan, İK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Davanın İİK mad. 99 gereğince alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Davalı 3. kişi tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilip delil bildirilmediğinden davalı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamadığını kabulü gerektiği- Davacı dava açtığı sırada 25,20 TL peşin harç yatırmış olup dava reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği 27,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili gerektiği-
Mahkemece, öncelikle dava konusu mahcuzlara ait olduğu ileri sürülen fatura ve serbest meslek makbuzu ile ilgili olarak, düzenleyen şirket ve kişiden dip koçanlarının istenmesi, daha sonra borçlu şirkete ait ticari defterler üzerinde araştırma yapılarak mahcuzlara ilişkin kayıt olup olmadığı, ...... olarak kayıtlı olup olmadığı, incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı, sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı hususları da nazara alınarak araştırılması; bu araştırma sonucu elde edilecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunan diğer deliller ile birlikte değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği 06.05.2009-30.07.2009-10.07.2009 ve 10.11.2009 tarihli hacizlerin yapıldığı adreslerde borçlu huzurunda yapıldığını, mülkiyet karinesinin borçlu yararına olduğunu, boşanmanın danışıklı yapılıp birlikte yaşamaya devam edildiğini, davacı vekilince müvekkilinin evde haciz edilen nakit paraları aynı gün Garanti Bankasından çektiğini iddia etmiş ise de celp edilen banka kayıtlarına göre haciz tarihi olan 14.07.2011 tarihinde yapılan banka işleminin nakit para çekme işlemi olmadığı, hesaptan hesaba para transferi işlemi olduğu, yapılan işlemin TL cinsinden değil Amerikan Doları cinsinden yapıldığı anlaşılmış olup evdeki paralar ise TL olarak haciz edildiğinden ibraz edilen dekontlar ile miktar ve cins yönünden uyuşmadığı, karine aksinin ispatlanmadığı-
Mahkemece, davacı üçüncü kişinin, haczin yapıldığı yerde 2006 yılından beri faaliyette bulunduğu, ticaret sicil kaydı ile elektrik, telefon, doğalgaz aboneliklerinin de bu durumu doğruladığı, borçlunun ise farklı bir yerde faaliyet gösterdiği, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, ispat yükü altında olan alacaklının mülkiyet karinesinin aksini kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesinin yerinde olduğu-
3. kişi şirket çalışanının öncesinde borçlu şirkette çalıştıklarına yönelik beyanının tek başına, mülkiyet karinesinin borçlu lehine işletilmesi için yeterli olmadığı, somut olayda mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup, davanın İİK mad. 97 gereğince 3. kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davalı alacaklı tarafından delil olarak gösterilen takip dosyası ve ticaret sicil kayıtlarının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Mülkiyet karinesi davalı 3. kişi lehine olup mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, borçlu ile 3. kişi şirketin bir kısım çalışanlarının aynı kişiler olmasının ve 3. kişi şirketin tek ortağının borçlunun eski çalışanının kardeşi olmasının tek başına karineyi tersine çevirmeye yeterli olmadığı- Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine, HMK’nin 318. maddesi gereğince; tarafların dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorunda oldukları nazara alınmaksızın, davacı alacaklı dava dilekçesinde tanık deliline dayanmamasına rağmen, davacı tanıklarının beyanları da hükme esas alınarak oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Haczin 3. kişinin ticaret sicilde kayıtlı iş yeri adresinde yapılması, ödeme emrinin bu adreste borçluya tebliğ edilmemiş olması, haciz sırasında borçlunun hazır bulunmaması, haciz mahallinde borçluya ait belgelerin güncel olmaması, davalıların birlikte hareket ettikleri veya aralarında organik bağ bulunduğuna ilişkin resmi bir kayıt bulunmaması karşısında, mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi lehine olduğu ve davanın 3. kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Davalı alacaklı, karinenin aksini ispatlanamadığından davacı 3. kişinin açtığı istihkak davasının reddinin hatalı olduğu-
Eldeki dava dosyası incelendiğinde; mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için tarafların iddia ve savunmaları, muvazaa olgusu ile fatura ve belgelerin ispat gücü, İİK. 97/a mülkiyet karinesi, bu karinenin aksini ispat külfeti gereğince, keşif yapılarak tarafların delillerini tartışmaya olanak sağlamadan, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşıldığından, mahkemece Özel Daire bozma kararında belirtildiği gibi, temyiz incelemesi sırasında getirilen bilgi ve belgeler de dikkate alınarak haczin hangi binanın hangi katında ve bölümünde yapıldığını belirlenmesi, hacze konu kâğıt bobinlerinin ayırt edici özelliklerinin tespiti ile üzerindeki marka ve varsa logoların borçluya ait olup olmadığının tayini, davacının dayandığı faturaları düzenleyen dava ve takip dışı şirket ile borçlu şirketin iç içe girmiş tek bir şirket gibi faaliyet gösterip göstermediğinin tespiti amacıyla keşif ve bilirkişi incelemesi yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Haciz, dayanak ilamda geçen ve borçlunun faaliyet gösterdiği adreste borçlu şirket yetkilisinin huzurunda yapıldığı, borçlu şirket yetkilisinin, 3. kişinin eşi olduğu ve haciz sırasında 3. kişinin hazır olmadığı, borçlu şirket ile 3.kişinin faaliyet alanlarının da aynı olduğu görüldüğünden, İİK. mad. 97/a uyarınca, mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğundan, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Davacı 3. kişi tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı, borcun doğumundan sonraya ilişkin ve ayırt edici niteliği bulunmayan faturalar ve vergi levhasının yasal karinenin aksini ispata yeterli bulunmadığı gibi istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyecekleri-