Dava konusu haciz, davalı üçüncü kişinin adresinde ve borçlunun yokluğunda yapılmış olup, haciz mahallinde borçluya ait evrak da bulunmadığından mülkiyet karinesi davalı 3. kişi lehine olup, karinenin aksinin alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, alacaklı vekili menkullerin borçlu tarafından başka takip dosyasında icra edilen hacizde, haciz dışında bırakılmasına sebebiyet vererek, İstanbul iline kaçırıldığını mahcuzların borçluya ait olduğunu iddia ettiğine göre mahkemece üçüncü kişi ve borçlunun satışa ilişkin ödeme belgeleri, defter kayıtları ile dosyadaki mevcut delillerin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin borçlu haciz adresinden ayrılmasına rağmen, borçlunun sigortalı çalışanına haciz adresinde tebliğ edildiği, ayrıca, davalı 3. kişi şirketin, borcun doğumundan sonra kurulduğu, borçlu ile davalı 3.kişi şirketin faaliyet alanlarının da aynı olduğu, buna göre, İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, davanın İİK m. 99 gereğince alacaklı tarafından açılmasının, ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Davalı 3. kişinin dayandığı, borcun doğumundan sonraya ilişkin adi yazılı kira sözleşmesinin mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Bozma ilamı gereğince yasal karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, yine bozma ilamında ispat külfetinin davacı üçüncü kişide olduğunun belirtildiği, taraflar arasında haciz yapılan işyerinin kiralandığı noktasında bir nizanın olmadığı, ancak mahcuzların kiralama ilişkisi ile borçluya kiralandığının; kapasite raporu ile sunulan faturaların ayırt edici özelliğinin olmaması, bozma kararı ile incelenmesine işaret edilen ticari defterlerin davacı tarafından ibraz edilmemiş olması nedeniyle ispatlanamadığı, bu durumda; mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu ve mahcuz malların borçluya ait olduğunun alacaklı tarafından kesin deliller ile ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Dava konusu haczin, borçlunun huzurunda yapıldığı, davacı 3. kişi, borçlunun oğlu olduğundan, İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermeye yeterli olmadığı, bu nedenle; davacı 3. kişinin ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilerek, makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine, davacı vekilinin delil olarak dayandığı faturaların dip koçanları ile sevk irsaliyeleri üzerinde inceleme yaptırılmak sureti ile, haczedilen mahcuzların davacının dayandığı faturalarda belirtilen menkul olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususları ile yapılan ödemeler ve banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı gibi, haciz sırasında borçlu şirket ortağı veya yetkilisinin hazır olmadığı, borçluya ait herhangi bir belgenin de bulunmadığı, haczin üçüncü kişi şirketler ortağı ....... huzurunda yapıldığı, üçüncü kişi şirketler borcun doğumundan çok önce 1991 ve 1994 yıllarında kuruldukları gibi kurucu ortaklarından .......... borçlu şirket ortağı ........'ın babası olup; 09.03.2005 tarihinde ölümü ile miras hissesi nedeniyle ...........'ın üçüncü kişi şirketlerde pay sahibi olduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı, buna göre mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davalı alacaklı vekilince her ne kadar taraflar arasındaki organik bağa dayanılmış ise de borçlu şirket ortağı .........’in üçüncü kişi şirketlerde miras nedeniyle pay sahibi olmasının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Borçlunun ortağı olduğu şirket ile üçüncü kişi şirket sicil kayıtlarına göre üç ay aynı adreste faaliyette bulunmaları, borçlunun oğlu kuruluş aşamasında üçüncü kişi şirketin ortağı ise de, üçüncü kişi şirket takibe dayanak bononun tanzim tarihinden önce kurulması, borçlunun ortağı olduğu dava dışı şirket ile üçüncü kişi arasındaki bağ ve borçlunun oğlunun bir dönem üçüncü kişinin ortağı olması hususlarının borçlu gerçek kişi ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunduğunun göstergesi olarak kabul edilmeyeceği- Haczin üçüncü kişinin ticaret sicilinde kayıtlı iş yeri adresinde yapıldığı, haciz sırasında borçlu hazır olmadığı gibi, borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığı, ayrıca borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunmadığının kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasına ilişkin davasının kabulü gerektiği-
Davacı tanıklarının beyanlarının diğer delillerle teyit edilmemesi nedeniyle tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği- Alacaklı vekili, "fabrika binasının satışının muvazaalı olduğunu" iddia etmiş olup sunduğu deliller ile, borçlu şirket ile dava dışı Ltd. Şti. arasında organik bağ olduğu kabul edilse de, davalı alacaklı vekili tarafından, davacı 3. kişi ile borçlu şirket veya dava Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunduğuna dair herhangi bir bilgi veya belge dosyaya sunulmamış olup, davacı 3. kişi, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olan karinenin aksini yeterli ve güçlü delillerle ispat edemediğinden, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü yerine reddine yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Dava konusu haczin, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarına göre her iki şirketin haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri anlaşılmış olduğundan, İK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Davanın İİK mad. 99 gereğince alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Davalı 3. kişi tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilip delil bildirilmediğinden davalı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamadığını kabulü gerektiği- Davacı dava açtığı sırada 25,20 TL peşin harç yatırmış olup dava reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği 27,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili gerektiği-
Mahkemece, öncelikle dava konusu mahcuzlara ait olduğu ileri sürülen fatura ve serbest meslek makbuzu ile ilgili olarak, düzenleyen şirket ve kişiden dip koçanlarının istenmesi, daha sonra borçlu şirkete ait ticari defterler üzerinde araştırma yapılarak mahcuzlara ilişkin kayıt olup olmadığı, ...... olarak kayıtlı olup olmadığı, incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı, sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı hususları da nazara alınarak araştırılması; bu araştırma sonucu elde edilecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunan diğer deliller ile birlikte değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği 06.05.2009-30.07.2009-10.07.2009 ve 10.11.2009 tarihli hacizlerin yapıldığı adreslerde borçlu huzurunda yapıldığını, mülkiyet karinesinin borçlu yararına olduğunu, boşanmanın danışıklı yapılıp birlikte yaşamaya devam edildiğini, davacı vekilince müvekkilinin evde haciz edilen nakit paraları aynı gün Garanti Bankasından çektiğini iddia etmiş ise de celp edilen banka kayıtlarına göre haciz tarihi olan 14.07.2011 tarihinde yapılan banka işleminin nakit para çekme işlemi olmadığı, hesaptan hesaba para transferi işlemi olduğu, yapılan işlemin TL cinsinden değil Amerikan Doları cinsinden yapıldığı anlaşılmış olup evdeki paralar ise TL olarak haciz edildiğinden ibraz edilen dekontlar ile miktar ve cins yönünden uyuşmadığı, karine aksinin ispatlanmadığı-