Mahkemece davacıya, Harçlar Kanunu' nun 30. maddesi uyarınca harçları tamamlaması için bir sonraki celseye kadar süre verilmesi gerekirken, celse arasında alınan ............. tarihli ara kararı ile verilen iki haftaya itibar edilerek sonuca gidilmesinin ve Bölge Adliye Mahkemesince bu hususlar gözden kaçırılarak davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Davada birden fazla davalı olduğu halde, kararın hüküm fıkrasının 5. maddesindeki vekalet ücretinin hangi davalı lehine hüküm altına alındığı açıklanmadan "...davalıya.." şeklinde hüküm altına alınması HMK. nın 359/2. maddesine aykırı olup, infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesinin hatalı olduğu-
İlk derece mahkemesince davacılar tarafından ileri sürülen ihalenin feshi sebepleri yerinde görülmeyerek re'sen kamu düzeninden yapılan inceleme ile satış ilanının divanhanede ilan edilmediğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmiş ise de satış ilanının divanhanede yayınlanmamış olması kamu düzenine ilişkin olmayıp re'sen incelenecek hususlardan olmadığı, bu nedenle, taraflarca ileri sürülmeyen bu hususun mahkemece re'sen nazara alınarak ihalenin feshine karar verilmesinin ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı-
Mahkemece, şikayetçi borçlunun ihaleye fesat karıştırıldığı iddiasına yönelik olarak tanık dinlenmek suretiyle işin esasına girilerek fesat iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verildiğinin görüldüğü, o halde, İlk Derece Mahkemesince, İİK’nun 134/2 maddesi ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre para cezasına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetçi borçlu aleyhine para cezası tayinine yer olmadığına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
........... Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Müdürlüğü’nce ................ tarihinde yapılan keşfe dayanılarak düzenlenen kıymet takdiri raporuna göre muhammen bedel 3.250.000,00-TL olarak tespit edildiği halde; Bölge Adliye Mahkemesi’nce ortaklığın giderilmesi davasında Sulh Hukuk Mahkemesi’nce alınan raporda tespit edilen (1.462.500,00-TL) değer gözetilerek muhammen bedel üzerinden satıldığı ve zarar unsuru olmadığından bahisle ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Bölge Adliye Mahkemesi’nce ihalenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğundan reddi halinde diğer fesih sebeplerinin incelenmesinin yerinde olmadığı-
İcra müdürlüğünce şikayetin konusu olan taşınmazla zamanında satış kararı alındığı, satış ilanının gazete ile ilan edildiği ve ayrıca borçlu vekiline tebliğ edildiği, bundan sonra icra mahkemesinin borçlu vekilinin de hazır olduğu celsede verilen satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasına dair ara kararın icra müdürlüğüne gönderildiği uyuşmazlıkta; mahkemece aynı tarihte tedbirin kaldırılması için yeniden icra müdürlüğüne yazı yazılmışsa da, tedbirin kaldırıldığına dair kararın borçlu vekiline tebliğ edilmemesi karşısında borçluda satış işlemlerinin durduğuna dair oluşturulan kanaatin, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi hususları üzerinde etkili olduğu ve dolayısıyla talep ve tâlibi etkilediği ve bu nedenle de ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçinin, satış isteyen alacaklı ya da borçlu olmadığı, resmî sicilde kayıtlı ilgili ve sınırlı ayni hak sahibi sıfatları bulunmadığı, ihaleye konu taşınmaz hissedarlarından ............... hakkında açılan vesayet davasında vasi adayı olarak yer alan üçüncü kişi konumunda olduğunun anlaşıldığı, mahkemelerin şikayetçinin, ihalenin feshi talebi bakımından aktif husumetinin bulunmadığı yönündeki değerlendirmeleri isabetli olmakla birlikte şikayetçinin, Kanun'da sayılan ilgililerden olmaması nedeniyle anılan düzenlemeler çerçevesinde; şikayetçiden ihale bedeli üzerinden nispi harç alınmasının ve şikayetçinin ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat göstermesinin gerektiği-
Borçlunun dava dilekçesinde tebligatta adı geçen şahıs ile aynı konutta ikamet etmediklerine dair iddiada bulunduğu ve yapılan kolluk araştırmasında tebligatta adı geçen ...........’in mernis adresinin “G.ler Mahallesi 1001. Sokak No:89 S. Adana” adresi olmasına karşın borçluya yapılan tebliğ adresinin “G.ler/Gerdan G.ler S. Adana” olarak tebliğe çıkarıldığı, işbu adres ile tebliğ mazbatasında adı geçen şahsın adresinin aynı adres olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin görüldüğü, bu tespitler karşısında, şikayetçi/borçlu ............’in şikayetinin kabulü ile, ihalenin bu şikayetçi açısından feshine karar verilmesi gerekeceği- Şikayetçi/borçlu ............ açısından ihalenin feshi talebinin reddi yerinde ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alındığında ............. aleyhine ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının oranı fazla olup, davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı da gözetilerek para cezasının hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun daha düşük bir oranda belirlenmesi gerekeceği-
Tebligatta muhatabın çarşıda olduğunu bildiren komşunun ad ve soyadı alınmadan ve haber verilen komşunun ad ve soyadı belirtilmeden yapılan tebligatın bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu- Dosyanın cevap dilekçesi ekinde borçlu murisin bizzat verdiği vekaletnamesinin bulunduğu oysa borçlu murisin ........... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile kısıtlandığı, TBK'nun 513.maddesi uyarınca vekalet ilişkisinin kısıtlanma ile sona erdiği anlaşıldığından, ............... vekili sıfatıyla Av. ..............'na yapılan satış ilanı tebliğinin, yetkisiz vekile tebliğ edildiğinin anlaşıldığı- Şikayet eden borçlunun vasisine satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Üçüncü kişi vekili "tarafından satış günü ihaleye bir kaç dakika kala tedbir kararı ile birlikte daha önce satış dosyasına sunulmamış olan bu tedbir kararının tapu kaydına işlendiğine dair resmî yazı örneğinin satış mahallinde satış memuruna ibraz edilerek satışın durdurulması" talep edilmesi üzerine, satış memurunun "bu kararın önceki kararla aynı nitelikte olduğundan satışa engel olmayacağını" sözlü olarak açıklayıp satış işlemine başlamasından sonra ve teminat yatırarak pey sürmek üzere satış mahallinde bulunan bir şirket yetkilisinin ihtiyatî tedbir kararı ve bu kararın tapuya şerhine ilişkin tapu müdürlüğünün işleminden ihale saatinde haberdar olunca bu nedenle ihaleye pey sürmediği uyuşmazlıkta, ihaleye konu taşınmazın tapu kaydına konulan ihtiyatî tedbir kararı satışı engelleyecek nitelikte değilse de, ihale için salonda bulunan ve pey sürmekten vazgeçen şirket yetkilisinin ihtiyatî tedbirin cebri ihaleyi engelleyici nitelikte olup olmadığına ilişkin bir bilgiye sahip olmadığı- İhale öncesinde yaşanan bu süreç talep ve talibi azaltıcı nitelikte olup, bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığının kabulü gerektiği- "Anılan yetkilisinin ihaleden önce dosyadan haberdar olduğu, ihalenin yapılmasına engel oluşturmadığı anlaşılan tedbir kararının varlığını da bildiği, ihale öncesinde oraya gelen bir kişinin ilgisiz, dosya kapsamına uymayan, ihalenin sürdürülmesine engel oluşturmayan beyanlarının talebi ve talibi azaltıcı etkisi olduğundan söz edilebilmesi için bunu ortaya koyan somut vakıaların ortaya konulması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ve ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğunun ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu şirketin, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-