Üçüncü kişi vekili "tarafından satış günü ihaleye bir kaç dakika kala tedbir kararı ile birlikte daha önce satış dosyasına sunulmamış olan bu tedbir kararının tapu kaydına işlendiğine dair resmî yazı örneğinin satış mahallinde satış memuruna ibraz edilerek satışın durdurulması" talep edilmesi üzerine, satış memurunun "bu kararın önceki kararla aynı nitelikte olduğundan satışa engel olmayacağını" sözlü olarak açıklayıp satış işlemine başlamasından sonra  ve teminat yatırarak pey sürmek üzere satış mahallinde bulunan bir şirket yetkilisinin ihtiyatî tedbir kararı ve bu kararın tapuya şerhine ilişkin tapu müdürlüğünün işleminden ihale saatinde haberdar olunca bu nedenle ihaleye pey sürmediği uyuşmazlıkta, ihaleye konu taşınmazın tapu kaydına konulan  ihtiyatî tedbir kararı satışı engelleyecek nitelikte değilse de, ihale için salonda bulunan ve pey sürmekten vazgeçen şirket yetkilisinin ihtiyatî tedbirin cebri ihaleyi engelleyici nitelikte olup olmadığına ilişkin bir bilgiye sahip olmadığı- İhale öncesinde yaşanan bu süreç talep ve talibi azaltıcı nitelikte olup, bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığının kabulü gerektiği- "Anılan yetkilisinin ihaleden önce dosyadan haberdar olduğu, ihalenin yapılmasına engel oluşturmadığı anlaşılan tedbir kararının varlığını da bildiği, ihale öncesinde oraya gelen bir kişinin ilgisiz, dosya kapsamına uymayan, ihalenin sürdürülmesine engel oluşturmayan beyanlarının talebi ve talibi azaltıcı etkisi olduğundan söz edilebilmesi için bunu ortaya koyan somut vakıaların ortaya konulması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ve ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğunun ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu şirketin, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içerisinde satış gerçekleştirildiğinden bu nedenle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsiz olup, ileri sürülen diğer istinaf nedenleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
260.000,00 TL muhammen bedelli taşınmazın 241.100,00 TL'ye ihale edildiği, dolayısıyla zarar unsurunun var olduğu görülmekle, borçlu bakımından şikayetin reddine hükmedilmesi yerinde ise de; ihalenin feshi talebinin reddi ile birlikte ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
İhalesi yapılan taşınmazlar tapuda ayrı parsel numarası ile kayıtlı ise de ............ İcra Müdürlüğü'nün ................. Talimat sayılı dosyasında bulunan ve satışa esas alınan bilirkişi raporunda 5 no'lu parselin hali hazırda mevcut alanda iskele yapılmak üzere 2 no'lu parselde bulunan yapıyla birlikte kullanıldığının tespit edildiğinin görüldüğü, bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince, gerekirse mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, taşınmazlar arasında fiili ve ekonomik bütünlük bulunup bulunmadığı ve birlikte satılmalarının gerekip gerekmediği belirlenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya çıkarılan kıymet takdir raporu ve satış ilanının "muhatabın tebliğ anında adresinde bulunamaması işte olması sebebiyle muhatap yerine muhatap ile aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan eşi ........... imzasına tebliğ edilmiştir” şerhi ile sırasıyla ........... ve ........... tarihlerinde tebliğ edildiğinin, kendisine tebligat yapılan .............'ın aynı icra takibinin diğer borçlusu olduğunun görüldüğü, bu durumda şikayetçi borçlu ile icra takibinin diğer borçlusu arasında menfaat çatışması bulunmakla anılan her iki tebliğ işleminin hasma tebliğ nedeniyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüz olduğu- Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla ihalede zarar unsurunun bulunmadığı anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu görülmüş olup borçlunun ihalenin feshine ilişkin şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporuna itiraz hakkının kısıtlandığını ve taşınmazın gerçek değerinden kat kat düşük değere satıldığını da ileri sürdüğünün anlaşıldığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelden daha az ya da aynı olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dosyada bulunan ........... İcra Müdürlüğü'nün ............ Talimat sayılı dosyasından gelen ............. tarihli cevabi yazıda, 16 adet taşınmaz için ortak toplam 32.950,40 TL satış masrafı yapıldığının ve özel harcama yapılmadığının bildirildiği, buna göre; ihalesi yapılan taşınmazlardan 280 ada 40 parsel 5 nolu bağımsız bölümün muhammen bedelinin 89.472,00 TL olduğu, muhammen bedelinin %50'si olan 44.736,00 TL'ye bu taşınmaza isabet eden 2.059,40 TL olan satış masrafının eklenmesi halinde, 46.500,00 TL olan ihale bedelinin, hesap edilen 46.795,40 TL'yi karşılamadığının anlaşıldığı, İİK'nun 129/1. maddesi gereğince bu hususun tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gibi, mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekeceği-
Davacı .........'in ancak kendi maliki olduğu ......... ada ......... parselde yer alan ......... nolu bağımız bölüm yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun yalnız bu taşınmaz için ihalenin feshi talebinde bulunabileceğinin kabulü gerekeceği- Şikayetçi ............'in isteminin dava dışı ipotek malikine ait ..... ada ..... parsel yönünden aktif husumet ehliyeti olmadığı göz önünde bulundurularak nispi harç alınmadan ve teminat gösterilmesi şartı yerine getirilmeden sonuca gidilmesinin, Bölge Adliye Mahkemesince bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu- Taşınmazlardan 5 no'lu bağımız bölümün ihale tarihinin 04.01.2022 olduğu icra mahkemesine 10.02.2022’de yapılan ihalenin feshi şikayetinin yasal yedi günlük süreden sonra olduğu sabit olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, şikayetçi asıl borçlu ............... İletişim…Ltd. Şti’nin ....... ada .......... parsele yönelik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi ile para cezasına yer olmadığına hükmedilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi talebinin 30.11.2021 tarihinden sonra yapılması halinde kanunda belirtilen, satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi ve talebin reddi halinde ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum edileceği, o halde, ilk derece mahkemesince şikayetçi - 3. kişinin isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine hükmedilmesi yerinde ise de; ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
........... İcra Hukuk Mahkemesi tarafından ............ tarih ve .............. sayılı dosyası incelendiğinde; şikayetçi borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu, mükerrer takibin iptali talebine ilişkin olup, bu kararın istinaf başvurusu üzerine verilecek karar beklenmeden ihale yapılması, İİK.'nun 363/4. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, şikayetçi borçlu yönünden taşınmazın satışının mümkün olmadığı, dosya kapsamından anlaşılan bu durumun, mahkemece, gerek istem üzerine gerekse re'sen dikkate alınması gerekeceği-