Görevsizlik kararının tebliğinden itibaren iki haftalık süre geçtikten sonra görevli mahkemeye gönderilmesi isteminde bulunulduğu görüldüğünden, re'sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçinin kendi maliki olduğu taşınmaz yönünden ihalenin feshi şikayetinde aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, geri kalan taşınmazların malikinin ise dava dışı asıl borçlu olduğundan diğer taşınmazlar yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı-
Cumhuriyet Savcılığında soruşturma aşamasında tanığın beyanının alındığından bahisle ihzara gerek görülmeyerek sonuca gidilmesinin hatalı olduğu- Tanık anlatımlarının doğru olduğunun tespiti halinde bahsi geçen eylemlerin alacaklı ya da başka şahıslar tarafından işlenmesinin sonucu değiştirmeyeceği, asıl olanın herhangi bir kişinin eyleminin fesat niteliğinde olup ihalenin usulüne uygun yapılmasını, şahısların ihaleye katılımının engellenmesini ve ihaleye talebin azaltılmasını sağlayıcı nitelikte olup olmadığının tespiti olduğu ve mahkemece adı geçen tanığın ihzaren celbi ile ifadesi alındıktan sonra dosyadaki tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Şikayetçi "tebligatın kendisine ulaşmadığını" bildirdiğinden ve duruşmada aynı konutta oturmadığına yönelik beyanı karşısında yapılan kolluk araştırması neticesinde de tebligat yapılan kişinin "onun ile aynı konutta birlikte ikamet etmediği'' şeklindeki tespitten sonra, satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle yapılan ihalenin feshine karar verilmesi yerinde olacağı-
30.11.2021 tarihinden sonra, ihalenin feshi talebinin, satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi olduğu ve nispi harcın yarısının peşin yatırılacağı, bu kişilerin ihale bedelinin % 5' i oranında teminat yatırmasının da şart olduğu- Dava harcı diğer dava şartlarından önce geldiğinden, dava harcının yatırılması sağlanmadan teminatın yatırılıp yatırılmamasının hukuki sonucunun da olmadığı- İhalenin feshi davalarında, mahkemece öncelikle davacıya nispi harca yönelik olarak Harçlar Kanunu'nun 30. maddesine uygun şekilde süre verilip, harç yatırılırsa, teminat şartına ilişkin işlemler yeniden yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Borçlu lehine taşınmazlarını ipotek veren taşınmaz maliki olarak takipte yer alan ...........’ nin şikayetçi şirketin maliki olduğu iki taşınmaz yönünden işbu şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerekeceği, buna göre mahkemece, şikayetçi .............. yönünden ihalenin feshi isteminin, ......... ada ..........parselde kayıtlı ........ nolu bağımsız bölüm ile ........ ada ....... parselde kayıtlı ..... nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmazlar hakkında aktif husumet yokluğundan reddi ile para cezasına yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- Şikayet eden .........’ nin 3993 ada 341 parselde kayıtlı 6 nolu bağımsız bölüm, 4160 ada 78 parselde kayıtlı 1 nolu bağımsız bölüm ile 1625 ada 6 parselde kayıtlı 21 nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmazlar hakkında ise şikayetin esastan reddine, şikayetçi ..... Ltd Şti’ nin ise 4485 ada 74 parselde kayıtlı 13 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz yönünden hukuki yarar yokluğundan şikayetin reddi ile diğer bağımsız bölümler yönünden şikayetin esastan reddine karar verilmekle 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve Anayasa'nın 13.maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelleri üzerinden para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemenin, para cezasına hükmedecekse, oranını davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre ölçülü şekilde belirlemesi gerekeceği- Para cezasının oranı, hem istinaf aşamasında, hemde temyiz aşamasında re' sen değerlendirileceği- Para cezasının oranına ilişkin değişikliğin, ne zaman, ne şekilde uygulanacağınanın 7343 s. kanunun geçici 13/4. maddesinde belirtildiği- Somut uyuşmazlıkta, şikayetçi/borçlu aleyhine ihale bedelinin % 10' u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13.maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10' u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının para cezası yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş olduğundan ve borçlu tarafından icra müdürlüğünce alınan rapora itiraz edildiğinden iki yıllık sürenin, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihinden başlayacağı- Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olması halinde, şikayetin kabulü ile re'sen ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği- Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olup, bu husus kamu düzeni nedeniyle re'sen gözetilmesi gerektiğinden ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, İİK’nun 127. maddesi gereğince bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-Vekil ile takip edilen işlerde yukarıda belirtilen yasa maddeleri gereğince vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının sonuca etkili olmadığı- İhalenin feshi talebinin usulden reddi gereken hâllerde duruşma yapılmadan da karar verilebileceği- Mahkeme, para cezasına hükmedecekse, oranını davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre ölçülü şekilde belirlemesi gerekeceği- Para cezasının oranı, hem istinaf aşamasında, hemde temyiz aşamasında re' sen değerlendirileceği- davacı A. aleyhine ihale bedelinin % 1' i oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3 maddesi gereğince iddia edilen fesih gerekçeleri gözönünde bulundurulduğunda taktir edilen para cezası oranının düşük kaldığı, Anayasa'nın 13.maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %1' i oranında belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı anlaşıldığından, her iki borçlu açısından da davanın reddine ile %5’i oranında tek bir para cezasına hükmedilmesi de gerektiğinden, hükmnün bu cihetle de bozulması gerektiği-
Şikayetçi hissedarın ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olduğu, taşınmazın muhammen bedeli 340.000,00 TL iken 296.000,00 TL’ye ihale edildiği, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu- Mahkemece işin esasına girilmek suretiyle gerek satış ilanı tebligatı usulsüzlüğü ve gerekse sair tüm ihalenin feshi sebeplerinin incelendiği ve yine kamu düzenine ilişkin olarak da esastan inceleme yapıldığı görülmekle, şikayetin esastan reddine hükmedilmesi yerinde ise de; işin esasına girilmek suretiyle ihalenin feshini gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesine rağmen, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu- İİK’nun 134. maddesinin 5. fıkrasının 3. bendi uyarınca; icra mahkemesinin işin esasına girerek talebin reddine karar vermesi halinde ihalenin feshini talep edeninin feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahküm edeceği- Yasanın bu hükmü, emredici nitelikte bir düzenleme olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerkeceği- İlk Derece Mahkemesince işin esasına girilmek suretiyle ihalenin feshini gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesine rağmen, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-