Uyuşmazlık, usul ve yasaya aykırı yapılan ihalenin feshi istemine ilişkindir...
12. HD. 04.10.2023 T. E: 1422, K: 5655
İcra müdürlüğünce gayrimenkul değerleme uzmanından aldırılan kıymet takdir raporları ile itiraz üzerine mahkemece bilirkişi kurulundan aldırılan kıymet taktir raporu, günümüz ekonomik koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde; taşınmazın değerinin, 2019 yılında daha yüksek belirlenmiş iken 30.03.2021 itibariyle hangi gerekçe ile düştüğüne dair net değerlendirmeler içermediği, bu haliyle ihale konusu taşınmazın gerçek değerinin tespit edilemediği, ayrıca şikayetçi tarafından sunulan, ............ Asliye Ticaret Mahkemesinin ................ E. sayılı ortaklıktan çıkarılma davasında, şikayetçi şirketin mal varlığının tespiti için aldırılan, bilirkişi raporunda; ihale konusu taşınmazın değerinin 30.09.2021 tarihi itibariyle 41.210.500,00 TL olarak tespit edildiği de görülmekle, kıymet takdir raporlarında, ihale konusu taşınmazın tespit edilen değerleri arasında fahiş fark bulunduğu anlaşılmakta olup bu durumda, ihalenin feshi davasına bakan mahkemece, raporlar arası farklı değerlendirmelerin neden kaynaklandığının tespiti ile denetime elverişli ayrıntılı bir rapor alınmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekeceği, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, taşınmazın vasfı da gözetilerek; gayrimenkul değerleme uzmanı, inşaat mühendisi, harita mühendisi ve makine mühendisinden oluşacak konusunda uzman bilirkişiler kurulu marifeti ile mahallinde keşif yapılarak, taşınmazın değerine yönelik itirazlar denetlenerek, satışa esas alınan kıymet takdirinin yapıldığı tarih itibariyle (icra müdürlüğü keşif tarihi 30.03.2021) tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise, ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
KDV, damga vergisi, tellaliye, tahsil harcı, ceyh, ayrıca teslim masraflarının ödenmesine ilişkin İİK'nın 130. maddesi kapsamında verilecek sürenin İcra Müdürlüğü tarafından en fazla on gün olacak şekilde takdir edileceği, bu konuda yerel icra müdürlüğünün ............ Talimat sayılı dosyasında yedi günlük süre verilmesine yönelik kararın hukuka uygun olduğu-
İcra müdürlüğünce, İİK'nun 149. maddesindeki emredici bu hükmüne rağmen asıl borçlu şirket borçlu olarak gösterilmeden, sadece ipotekli taşınmazı satın alan malik şirket hakkında hazırlanan takip talebi ile icra emrine göre takibe başlanması ve takibe devam edilerek satışın yapılması, ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan yasaya aykırı olup, borçlunun usulünce takibe dahil edilmemesi nedeniyle bu hususun takibin her aşamasında, süresiz olarak ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re'sen nazara alınması gerektiği, o halde mahkemece; durdurma kararının kaldırılması ile ihale arasında 15 dakika gibi çok kısa bir süre bulunduğundan, bu hususun talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğunun ve zorunlu takip arkadaşlığına uygun olarak başlatılmayan takipte satış yapılmasının yasaya aykırı olduğunun kabulü ile şikayete konu ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
12. HD. 28.09.2023 T. E: 5070, K: 5450
Bölge Adliye Mahkemesince, kamu düzeninden olan bu husus re'sen değerlendirilerek kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içerisinde satış gerçekleştirilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, ihalenin feshi istemine ilişkindir...
12. HD. 20.09.2023 T. E: 814, K: 5197
İhalenin feshi isteminin takibe konu ve satışı yapılan tüm taşınmazlara ilişkin olduğu, şikayetçi ipotek borçlusu ........ ... Ltd. Şti'nin ise bu taşınmazlardan yalnızca 204 parseldeki 1, 2, 3 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin maliki olduğu görüldüğünden, şikayetçi ipotek borçlusunun yalnızca bu taşınmazlar yönünden iş bu şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği- İstemin İİK'nın 134/2. maddesi uyarınca şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olacağından, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca şikayetçi ipotek borçlusu aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-