Borçluya, ............... tarihinde tebliğ edilen satış ilanı tebligatının "Merciinin isteği üzerine, TK 35 maddesi gereği evrağın bir parçası adreste kapıya yapıştırılarak tebliğ edilmiştir." şerhi ile yapıldığı, Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesinin 2. fıkrası, uyarınca ek-1 yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshasının adresin kapısına asıldığına dair bir şerhin tebliğ mazbatasında yer almadığı, bu hali ile tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu- Borçluya dosyada ............. Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabında bildirilen ".................................." adresine de 19/03/2021 tarihinde satış ilanı gönderildiği ve tebligatın “muhatap adreste olmadığından muhatabın muhasebecisi .............'ya tebliğ edildi.” şerhi ile tebliğ edildiği görülmekte ise de, adresin borçluya ait bir adres olmadığı, muhasebeciye ait adres olduğu, şikayetçi tarafından da adresin, dava dışı borçlu ........... Pazarlama İnş... Ltd. Şti'nin muhasebe denetimini yapan muhasebeciye ait olduğunun belirtildiği ve şikayetçinin dava dışı borçlu şirket ortaklığından 03/07/2018 tarihinde ayrıldığı, tebligatın yapıldığı 19/03/2021 tarihi itibariyle şirket ortağı da olmadığı anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere, yapılan bu tebligatın Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun olmadığı-
12. HD. 12.10.2023 T. E: 1093, K: 6020
12. HD. 12.10.2023 T. E: 1811, K: 6049
12. HD. 12.10.2023 T. E: 929, K: 6018
12. HD. 12.10.2023 T. E: 3116, K: 6035
12. HD. 12.10.2023 T. E: 994, K: 6072
12. HD. 12.10.2023 T. E: 1111, K: 6016
12. HD. 12.10.2023 T. E: 1307, K: 6060
İcra müdürlüğünce taşınmazın değeri 6.000.000 TL belirlenmiş iken, alacaklı tarafından kıymet takdirine itiraz edilmesi sonucu ............ İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile taşınmazın değerinin 2.924.723 TL’ye düşürüldüğü ve satışın da bu değer üzerinden yapıldığı, kararın kesin olması nedeni ile borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulamadığı, bu durumun borçlunun aleyhine olduğu, bu nedenle borçlu kıymet takdirine itiraz şikayetinde bulunmamış olsa bile ihalenin feshi davasında kıymet takdirine itirazının incelenmesinin gerektiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince, borçlunun fesih nedeni olarak ileri sürdüğü taşınmazın değerinin gerçek değerinden çok daha düşük tespit edildiği itirazı kapsamında, borçlunun kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin (İİK’nun 83/c maddesi uyarınca eklentilerin de ipotek kapsamında kaldığı ve yine İİK’nun 128/son uyarınca ticari ve ekonomik bütünlük arz eden malların birlikte satılması gerektiği hususuna dikkat edilerek), ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshini isteyen şikâyetçinin satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu "ayrıca" ve "açıkça" ileri sürmediği sürece, kamu düzeninden olmayan bu hususun re'sen fesih nedeni olarak incelenemeyeceği- Şikâyetçi borçlu vekilinin ihalenin feshi isteminde "satış ilanının müvekkiline usulsüz tebliğ edildiği" ileri sürmesi ve icra mahkemesince "borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği" gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesinden sonra, kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince "satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olduğu" gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle "şikâyetin reddine" karar verilmiş olup bu kez karar borçlu vekilince temyiz edildiğinde, borçlu vekili temyiz dilekçesinde "müvekkiline yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunu" ayrıca ve açıkça ileri sürülmediğinden, bu hususun Özel Daire tarafından re'sen dikkate alınarak bozma konusu yapılmasının hatalı olduğu-