Borçlunun vekili vasıtasıyla kıymet takdirine itiraz etmiş olması halinde, ayrıca icra dosyasına vekaletname konulmamış olsa dahi, borçlunun icra takibinde vekille temsil edildiği kabul edilerek icra dosyasında yapılan tüm tebligatların vekile gönderilmesi gerekeceği–
Satılan taşınmazın/taşınırın, icra dosyasındaki “tüm icra masrafları” değil, “paraya çevirme ve paylaştırma masrafları” karşılanmadan –ne birinci ve ne de ikinci artırmada- satılamayacağı – Satış talebinden, ihale tarihine kadarki -“keşif ve bilirkişi giderleri”,”ilan giderleri”,”tebligat giderleri”,”kıymet takdiri gideri”,”gazete ilan gideri”,”belediye ilan gideri”,”satış yolluğu”,”yedi emine satış tarihine kadar ödenen ücret” gibi- paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerektiği; buna karşın ortaklığın giderilmesi ilamına ilişkin yargılama giderlerinin, harçların ve tellaliye ücretinin satış masraflarına dahil edilemeyeceği-
İhalenin feshi davasını açabilecek kişiler sınırlı olarak gösterilmiş olup asıl dosya davacısı bu kişiler arasında yer almadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerekeceği-
İcra mahkemesinde süresi içinde açılmış olan ihalenin feshi davasında şikayetçi tarafından “fesih sebebi” olarak şikayet dilekçesinde ileri sürülmemiş olsa dahi -ihalenin, İİK.’nun emredici 129. maddesine aykırı olarak, asgari tutarın altında yapılmış olması, satış ve paraya çevirme masraflarını karşılamadığı halde ihalenin yapılmış olması, kıymet takdirinin üzerinden iki yıl geçtikten sonra ihalenin yapılmış olması, ihale tarihi ve ihalenin başlama ve bitiş saatlerinin ihale tutanağında belirtilmemiş olması, iki ihale günü arasında on gün süre bulunmaması, borçlunun ehliyetsiz olması, satış ilanlarının satış kararına uygun olarak yapılmamış olması, satış talebinden iki ay sonra ihalenin yapılmış olması, icra takibi yapılmadan ihale yapılmış olması, gerek gazetede ve gerekse belediyede yapılan ilanın tarihi ile ihale tarihi arasında bir aydan az bir süre bulunması vb. gibi– kamu düzenine ilişkin yasa hükümlerine aykırılık halinde, icra mahkemesince doğrudan doğruya, “ihalenin feshine”
İhalenin feshi talebinin “işin esasına girilmeden” –örneğin; ”aktif husumet yokluğu”,”süre aşımı”,”sıfat yokluğu”,”yurt içinde adres gösterme zorunluluğuna uyulmaması”,”feragat” vb. nedeniyle- reddedilmesi halinde, ayrıca şikayetçi aleyhine %10 para cezasına hükmedilemeyeceği-
İhalenin feshi davasının duruşmasına hiç kimsenin katılmaması halinde, mahkemece işin esası ile ilgili mevcut deliller değerlendirilerek gereken kararın verilmesi gerekeceği-
Birleştirilen ihalenin feshi davalarının reddi halinde, mahkemece ihale bedelinin %10’u tutarında tek para cezasına hükmedilmesi gerekeceği, her bir şikayetçi için ayrı ayrı para cezasına hükmedilemeyeceği-
Vekil ile takip edilen işlerde –Teb. K. 11, Avukatlık K. 41, HUMK. 62-68 (şimdi; HMK. 73-83) gereğince- tebligatın (satış ilanının, duruşma gününün, ilamın, ödeme emrinin vs.) vekile yapılması gerekeceği- Borçlu vekili satışın durdurulmasını istemiş ve yine satış sırasında hazır bulunmuş ise de, satış ilanı borçlu vekiline tebliğe çıkarılmadığından ve usulsüz de olsa her hangi bir tebliğ işlemi bulunmadığından, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı, şikayetçi borçlunun ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olmasının, İİK.nun 127. maddesinde öngörülen satış ilanı tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmayacağı-