Paydaşlardan birinin satıştan önce ölmesi halinde, onun mirasçılarına satış ilanı tebliği şart olup, ölen paydaş mirasçılarının avukata vekalet vermelerinin ve avukatın satışta pey sürmesinin, satıştan haberdar olduğu şeklinde yorumlanamayacağı-
İhale konusu taşınmazın hissedarının “tapudaki ilgili” sıfatıyla ihalenin feshini isteyebileceği- Taşınmazın hissedarına gönderilen satış ilanın, takip borçlusun eşine tebliğ edilmiş olmasının –Teb.K. 39 uyarınca- ihalenin feshine neden olacağı-
Satışa konu taşınmazın paydaşlarından birinin satıştan önce ölmesi halinde mirasçılarına satış ilanın tebliği gerekeceği; satıştan önce mirasçıların satış gününü öğrenip, bu günden önce kendi adlarına satışa girmek üzere bir vekil etmeleri ve bu vekilin satış günü artırmaya katılıp pey sürmüş olması halinde de yapılmış olan ihalenin bu nedenle feshine karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesinde süresi içinde açılmış olan ihalenin feshi davasında şikayetçi tarafından “fesih sebebi” olarak şikayet dilekçesinde ileri sürülmemiş olsa dahi -ihalenin, İİK.’nun emredici 129. maddesine aykırı olarak, asgari tutarın altında yapılmış olması, satış ve paraya çevirme masraflarını karşılamadığı halde ihalenin yapılmış olması, kıymet takdirinin üzerinden iki yıl geçtikten sonra ihalenin yapılmış olması, ihale tarihi ve ihalenin başlama ve bitiş saatlerinin ihale tutanağında belirtilmemiş olması, iki ihale günü arasında on gün süre bulunmaması, borçlunun ehliyetsiz olması, satış ilanlarının satış kararına uygun olarak yapılmamış olması, satış talebinden iki ay sonra ihalenin yapılmış olması, icra takibi yapılmadan ihale yapılmış olması, gerek gazetede ve gerekse belediyede yapılan ilanın tarihi ile ihale tarihi arasında bir aydan az bir süre bulunması vb. gibi– kamu düzenine ilişkin yasa hükümlerine aykırılık halinde, icra mahkemesince doğrudan doğruya, “ihalenin feshine”
6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan taşınmazlara ilişkin ihalelerin, ihale kararının bir örneğinin borçluya tebliğinden itibaren 7 gün içinde fesihlerinin istenebileceği-
İcra mahkemesinde “usulsüz tebligat” iddiasıyla açtığı ihalenin feshi davasını kaybeden borçlunun -bu konuda icra mahkemesince verilen davanın reddine dair kararın kesinleşmesinden sonra- genel mahkemede –alacağına mahsuben taşınmazı satın almış olan banka aleyhine- her zaman “tapu iptali ve tescil davası” açabileceği–
İstihkak iddiasında bulunmuş olan üçüncü kişilerin, ihalenin feshini isteyemeyecekleri; bu durumda açılmış olan davanın “aktif husumet yokluğu” nedeniyle reddedilmesi gerekeceği-