İstihkak iddiasında bulunmuş olan üçüncü kişilerin, ihalenin feshini isteyemeyecekleri; bu durumda açılmış olan davanın “aktif husumet yokluğu” nedeniyle reddedilmesi gerekeceği-
İcra (satış) memurunun, iki ihale arasındaki on günlük süreyi, tatil günlerini de nazara alarak, onuncu günü, mesai gününe rastlayacak şekilde belirlemesi gerekeceği; on günlük süreyi, dokuz güne indirerek satış günü saptayamayacağı-
Satış ilanı tebligatının, Teb. K.’nun 39. maddesine aykırı olarak, aralarında menfaat çatışması bulunan diğer borçluya tebliğinin, ihalenin feshine neden olacağı-
Sulh hukuk mahkemesince verilen satış suretiyle ortaklığın giderilmesi kararı uyarınca tayin edilen satış memuru tarafından yapılan ihalelere yönelik ihalenin feshi davalarının, satış kararı vermiş sulh hukuk mahkemesinde görüleceği-
İİK. 134 uyarınca, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olan “borçlu”dan anlaşılması gerekenin “ipotek akdi ile doğrudan ilişkisi olmasa dahi, borcun kaynağını teşkil eden kredi sözleşmesinde müşterek-müteselsil borçlu sıfatı bulanan kişi” olduğu– Banka tarafından borçlu sıfatıyla kendisine hesap kat ihtarı gönderilen kişinin de ihalenin feshini isteyebileceği-
Kambiyo senetlerine dayalı takiplerde, zamanaşımı kesen sebeplerin Ticaret Kanununda sayılarak belirtilmiş olduğu, bunların; ”dava açılması”,”takip talebinde bulunulması”,”davanın ihbar edilmesi” ve ”alacağın iflas masasına bildirilmesi” olduğu; “dava açılması” ile kastedilenin “kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme önünde usulüne uygun bir dava açılması” olduğu - Takip hukukuna ilişkin şikayet niteliğinde olan ihalenin feshi davası devam ettiği sürece alacaklı takip dosyasından alacağını tahsil edemeyeceğinden, fiili imkansızlık nedeniyle dava süresince zamanaşımı süresinin de işlemeyeceği-
İİK.134/II’de “ihalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesinin talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapacağı ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı vereceği” öngörülmüş olduğundan, tarafların duruşmaya katılmamaları veya şikayetçinin katılmayıp davalının da “davayı takip etmeyeceğini” bildirmesi halinde, mahkemece işin esası ile ilgili mevcut deliler değerlendirilerek olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği, bunun yerine önce “dosyanın işlemden kaldırılmasına” sonra da “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilemeyeceği-