Dava konusu taşınmazın 2003 yılındaki arz ve üzerindeki ağaçlar ve binalara yönelik kıymet takdir raporları sonucunda tespit edilen değerlerin daha yüksek olduğu, 2009 yılında yapılan ihalede 2005 yılındaki piyasa rayiç değerleri esas alınarak düzenlenen rapor esas alınarak ihalenin sonuçlandırılmasının borçlunun menfaatini haleldar ettiği, bu durumda ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda; aynı taşınmazın aynı tarihli ihalesinin feshi için aynı davacı tarafından iki ayrı dava açılmış olup, HMK'nun 166/4. maddesi uyarınca söz konusu davalar arasında bağlantı olduğu- Bu durumda temyiz incelemesi yapılan dava sonradan açıldığı için HMK'nun 166/1. maddesi gözetilerek mahkemece birleştirme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu, ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanların, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemeyecekleri-
Mahkemece resen incelenmesi gereken fesih sebeplerinin gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Açık arttırma ilanında taşınmazın yüzölçümünün 2.138,73 m2 olduğu ve bu satış ilanının davacı vekiline tebliğ edildiği ve taşınmazın kaç m2 olarak satılacağı bu tarihte öğrenildiği halde, bu tarihten itibaren yedi günlük sürede sulh hukuk mahkemesine başvurarak şikayet konusu yapılmadığından, aynı nedene dayanarak ihalenin feshinin talep edilemeyeceği-
Satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, İİK.nun 134/8. maddesi gereğince borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
İhalenin feshi istemi ile açılan davanın reddedilerek kesinleştiği, takip dayanağı ilamın ise ihale tarihinden sonra bozulduğu ve bozmaya uyularak davanın reddine ilişkin verilen nihai kararın kesinleştiği uyuşmazlıkta, şikayetçi borçluya ait taşınmazı kesinleşen ihale ile satın alan iyiniyetli üçüncü kişinin bu iktisabının korunmasının gerekeceği-
Mahkemece, ihale konusu taşınmaz hakkında uygulanacak katma değer vergisi oranının ilgili belediyeden, defterdarlıktan, çevre ve şehircilik müdürlüğünden sorulması, gerektiğinde keşif yapılmak ve konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Borçluya satış ilanının “gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup tebliğ imkansızlığı nedeniyle Teb. K. md 21/2 gereğince mahalle muhtarı ...ne ... tarihinde tebliğ edilmiştir.” şerhi ile tebliğ edildiği ve tebligatta ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığına dair bir kayıt olmadığı tespit edildiğinden, satış ilanı tebliği işleminin usulsüz olduğu- Menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, tebliğ edilmemesinin ihalenin feshi sebebi olduğu- İhaleye başlarken elektronik ortamda verilmiş bir teklif olup olmadığının ihale tutanağının başına yazılmamış olmasının İİK'nun 129.maddesine aykırı olduğu- Taşımaz satışlarında uygulanması gereken İİK'nun 114. maddesi uyarınca satış ilanının elektronik ortamda da yapılmasının zorunlu olduğu-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmiş olmayacağı-