Satış ilanının ihalenin feshini isteyen borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmakta olup, kıymet takdirine yönelik itirazın ve kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin süre aşımından reddi kararlarında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, borçlunun kıymet takdirine yönelik itirazı yerinde bir gerekçe ile süre aşımından reddedildiğine göre, kıymet takdiri, yapıldığı tarih itibariyle kesinleşmiş olup, bu hususun ihalenin feshi sebebi olamayacağı-
Aile konutu şerhi konulmasıyla ilgili istek maktu harca, ipoteğin kaldırılmasına ilişkin istekler ise ayni hakla ilgili olduğundan ipotek akit tablosunda gösterilen bedel üzerinden hesaplanacak nispi harca tabi olduğu-
Satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, borçluların ihalenin feshini istemekte hukuki yararı olmayacağı, İİK. 134/2 gereğince şikayetçilerin ihalenin feshi istemi zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhlerine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilemeyeceği-
K. takdirinin geçerlilik süresi olan iki yıllık sürenin başlangıcının, sonradan kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu; iki yıldan fazla zaman geçmesine karşın yeniden kıymet takdiri yapılmasının başlı başına ihalenin fesih nedeni olduğu- Her ihalenin gazetede ilan zorunluluğu bulunmayıp, satış memurluğuna, her iki tarafın menfaati gözetilmek koşulu ile bu konuda takdir yetkisi tanınmışsa da, satışı yapılan malların özellikleri dikkate alındığında, her yöreden alıcısı çıkabilecek yüksek bedelli fabrika mallarına dair icra müdürlüğünün yerel bir gazetede yaptığı ilan yetersiz olup, ilanın ulusal çapta yayım yapan gazetelerden birinde yapılması gerekmekte olduğundan, ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının, borçluya icra emri tebliğinden itibaren İİK'nun 150/e maddesinde öngörülen iki yıllık süre dolmadan ipotekli taşınmazın satışı için talepte bulunduğu ve satış için gereken avansı da yatırdığı anlaşıldığından, alacaklı, üzerine düşen yasal yükümlülüğü yerine getirmiş olup icra müdürünün, kıymet takdirinin kesinleşmesinin ardından satış işlemlerine başlanacağına dair kararının İİK. mad. 150/d-e ve 59 gereği, işleyen sürenin durmasına etkisi olmadığı-
İİK.nun 134/2. maddesi uyarınca “yurt içinde adres gösterme koşulu” taşımayan dava dilekçesinin reddine karar verileceği- Şikayetçinin ihalenin feshi isteminin, dava şartı yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerekeceğinden aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilemeyeceği-
Satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması durumunda zarar unsuru gerçekleşmediğinden borçlunun ihalenin feshini istemede hukuki yararı olmadığı-
Satışın, kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 yıl sonra yapılmış olmasının başlı başına ihalenin feshi nedeni sayılacağı; bu durumda satış bedelinin satılan malın muhammen değerinin üstünde olmasının sonucu değiştirmeyeceği-
K. takdirinin üzerinden 2 yıl geçmiş olması halinde, “satış bedelinin muhammen (takdir edilmiş) bedelin üstünde olması nedeniyle zarar unsurunun oluşmadığı” gerekçesiyle “ihalenin feshi talebinin reddine” karar verilemeyeceği-
İcra İflas Kanununun 134/1. maddesi hükmüne göre, icra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcı, o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olup, dava açılmadan önce taşınmaz cebri icra ile satıldığına ve satış kesinleşip, ihale bedeli ödendiğine göre işlemin diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığı ve davanın konusu kalmadığı-